SİYASETTE SEVİYE

Yüce Allah insanın dostunu da yiğit eylesin düşmanını da…

         O Yüce Allah iyi günümüzde dostumuz olup da k&

TAKİP ET
Yüce Allah insanın dostunu da yiğit eylesin düşmanını da…

         O Yüce Allah iyi günümüzde dostumuz olup da kötü günümüzde kuyumuzu kazanlardan yani sahte dostlardan bizi korusun.

         Ülkemizin içerisinde bulunduğu bu puslu ortama bakıyorum içler acısı bir durum.

         Hayat pahdigerılığı fakir fukaranın belini kırıyor.

         Aşı işi olmayan gençlerimiz asgari ücretle de olsa iş bulamıyor.

         İnsanlarımız bir bunalım içinde sudan sebeplerle cinayetler işleniyor.

         Başta Suriye olmak üzere sınırlarımız ateş çemberi altında.

Ortadoğu kaynıyor.

         İstisnasız her gün ikişer, üçer, hatta dörder beşer şehit veriyoruz. Ocaklara ateş düşüyor.

         13-14 yıldır iktidar olan AKP'nin kurucularından eski meclis başkanı, eski hükümet sözcüsü ve ağlamaktan sorumlu eski başbakan yardımcısı Bülent Arınç yine ağlıyor.

         'Bildiklerimi söylersem kıyamet kopar' diyor.

         Bir zamanlar Ankara'yı parsel parsel sattığını iddia ettiği Melih Gökçek içinde bu tür sözler söylemişti. Melih Gökçek Ankara'yı parsel parsel sattı ancak partime zarar vermemek için yedi haziran seçimlerinden sonra konuşacağım' demişti.

         Aradan sekiz ay geçti konuşmadı.

         Gerçi bu milletin nazarında konuşsa da bildiklerini açıklasa da söyledikleri doğru olsa da kimsenin yanında kıymeti harbiyesi yoktur sözlerinin.

Çünkü millet nezdinde güvenirliğini kaybetmiştir.                                

                                                        ***

Aylardır AKP hakkında atıp tutan Bülent Arınç'ın bir zamanlar şimdi atıp tuttukları için nasıl gözyaşı döktüklerini benim gibi sizlerde bilirsiniz. O günlerden bu günlere ne değişti de Bay Arınç günah çıkarıyor.

İsterseniz o günlere dönelim.

03 Aralık 2009 tarihinde kaleme aldığım 'Vah Civanım Vah'  başlıklı yazımızdan bazı bölümlere bir göz atalım. Bir göz atalımda ne günlere kaldığımızı, bizi kimlerin yönettiğini anlamaya çalışalım.

İşte o yazı:

                                       VAH CİVANIM VAH!..

 

         'Televizyonlarda sık sık ağlamasına şahit olduğumuz Başbakan Yardımcısı Sayın Bülent Arınç'ı da en iyi ben anlarım. Ağlamanın duygusdigerıktan kaynaklandığını da iyi bilirim. Oda gözyaşlarına hkim olamıyor. O da benim gibi sazda ağlıyor sözde ağlıyor. Ama onun bir özelliği daha var. Nedendir bilinmez Sayın Başbakanı her gördüğünde, onu her dinlediğinde daha fazla ağlıyor. Bir toplantıda bir panelde kürsüye çıkan başbakan daha sözlerine başlamadan 'Benim aziz vatandaşlarım……' der demez Bülent Arınç'ın iki gözü iki çeşme.

          Ağlıyor da ağlıyor.

                                                        ***

         Geçen haftalarda Başbakan Erdoğan kürsüde konuşurken onun gözlerinin altındaki morlukları görünce 'Bakın civanımı ne hale getirdiler. Hele şu gözlerinin altındaki morluklara bakınız?' diyerek gözyaşları döküyor. Cahit Sıtkı Tarancı'nın 'Otuz Beş Yaş' şiirindeki:

                                                          *

Şakaklarıma kar mı yağdı nedir?
Benim mi Allah'ım bu çizgili yüz?
Ya gözler altındaki mor halkalar?
Neden böyle düşman görünürsünüz,
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?

                            *

         Dizelerinin derinliklerine dalınca teskin bile edilemiyor.

         Hıçkırıklara boğuluyor,

         Ağlıyor da ağlıyor.

                                                        ***

         Başbakan Erdoğan AKP'nin Kızılcahamam kampında MHP'li belediye başkanına 'Burayı alın, burayı sizden istiyorum burayı almalıyız' deyince MHP'li belediye başkanından 'Aman efendim zaten ben buranın belediye başkanıyım' yanıtını alıyor.

         Bunun üzerine başbakan 'yapmayın yahu' demekle geçiştiriyor.

         Bu olaya şahit olan Bülent Arınç 'Vah civanım, vah aslanım artık MHP'lileri bile bizden görüyor' diyerek gözyaşlarına boğuluyor.

         Ağlıyor da ağlıyor.

                                                        ***

         Başbakanımız bayramı geçirmek üzere Üsküdar'a gidiyor. Üsküdar'daki mahdigere berberinde bayram traşı olacak kameralar ve basın ordusu hazır ve nazır bu traş ülke genelinde naklen ve canlı olarak yayınlanacak. Berber elindeki makas ile tarağı biri birine ritmik bir şekilde vurmaya, başbakanın saçlarını itina ile kesmeye başlıyor. Bu naklen traşı dikkatlice izleyen Bülent Arınç başbakanın beyaz örtüye düşen ak düşmüş saçlarına daha fazla bakmaya tahammül edemiyor 'Vah yiğidim, vah aslanım, vah civanım bu ülke seni ne hale getirdi servi gibi boyunu gün çiçeği gibi büktüler. İki büklüm oldun simsiyah saçlarına beyazlar doldu' diyerek bir kere daha hıçkırıklara boğuldu.

         Ağladı da ağladı…

          Koskoca başbakan yardımcısı ağlarda, onları iktidar yapan halkımız ağlamaz mı?

         Elbette ki onlarda ağladı.

         Bizde ağladık

         Anamızda ağladı.'

 

                                                        ***

 

         İşte böyle sevgili okurlarım.

Bu satırlarla bitirmiştik o günkü yazımızı.

Ama biz dün söylediğimizin bugünde arkasındayız.

Dün ne dedikse bugünde o…

         Yalpalamak yok bizde.

         Neylersiniz ki insanoğlunu anlamakta çok zor.

         İnsanoğlu bu...Bir gün karşısındaki insana ağlar, bir günde kendi haline…

Bülent Arınç'ta bugün kendi haline ağlıyor.

         Bana kalırsa bu ağlamaktan öte bir günah çıkarmaya benziyor.

         Merak ediyorum. Acaba bu zat bu milleti ne sanıyor?..

                                                       

Bakmadan Geçme