Siyasete Muhsince Bakmak
Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici, Esra Elönü'nün konuğu oldu ve 'Arafta Sorular'ı cevaplandırdı.
Geçtiğimiz günlerde SP Lideri Karamollaoğlu'nun “Erbakan yaşasaydı CHP ile birlikte olurdu” cümlesine atıfta bulunan Elönü, Destici'ye, "Sayın Muhsin Başkan siyaseten sizin olduğunuz yerde mi olurdu?" sorusunu yöneltti.
Destici, "Tabi olmayan bir şeyi yorumlamak herkes için haksızlık olur. Ama şöyle ifade edeyim; Muhsin Başkan safı çok net belli olan birisiydi. Refahyol Hükümeti'ne verdiği destekle bugün nerede olacağını çok net gösteriyor. Ya da 28 Şubat sürecindeki duruşu. Bir kere şu açık ve net: HDP'nin kıyısında veya köşesinde kenarında olduğu bir yerde, hatta gölgesinin olduğu yerde Muhsin Yazıcıoğlu asla olmazdı. Ya da laikliği ya da Atatürkçülüğü... Atatürk üzerinden bu milletin dindar kesimine çok ağır zulümler yapıldı. O zulümleri yapanlarla ya da onun takipçileri ile Muhsin Yazıcıoğlu siyasi birliktelik asla olmazdı. Dini eğitimi çağdışılık olarak değerlendiren bir zihniyetle bizim siyaseten aynı değerde olmamız mümkün değil." dedi.
Destici'nin bu sözleri üzerine Elönü, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'nun, "Necmettin Erbakan yaşasaydı CHP'li olurdu" sözlerini hatırlattı.
Destici konuya ilişkin, "Şimdi ben tabi buna katılmıyorum. Net söyleyeyim. Bunun cevabını Milli Görüş'e gönül vermiş kardeşlerimiz verir." diyerek Karamollaoğlu'nun bu söylemini maşeri vicdana ve özellikle milli görüş tabanına bıraktı.
Siyaset, günübirlik çıkarlar için yapılırsa ne yazık ki benzer sapmalar yaşanabiliyor. Erbakan hocanın adını kullanıp Erbakan'ın temsil ettiği düşünce ve misyona yapmadıklarını bırakmayan, 28 Şubatın olaylı MGK'sında boncuk boncuk terler döktürülen resmi unutup, “Erdoğan gitsin, ülke batsın” tayfasına gönüllü kürek çekenler ne yazık ki çok iyi anlayamamışlar liderlerini.
Karamollaoğlu her ne kadar “çoluk çocuk” diyerek “parti binamızı elimizden aldı” gibi cümleler kurup, küçümseyerek itibarsızlaştırmaya çalışsa da YRP Genel Başkanı Fatih Erbakan, her iki ittifaka da eyvallah etmeyip milli bir duruş sergilemekle babasını çok iyi anladığını bir kez daha hem de iradeli bir siyasi duruşla ortaya koyuyor.