ŞİİRLERLE ATATÜRK VE ON DOKUZ MAYIS
Gazeteniz Hâkimiyet'te yüzüncü yazımla sizlere yeniden merhaba diyorum değerli okurlarım…
Gazeteniz Hkimiyet'te yüzüncü yazımla sizlere yeniden merhaba diyorum değerli okurlarım…
İki gündür dilimiz döndüğünce 19 Mayıs'ı ve 19 Mayıs'ın özelliğini ve güzelliğini anlatmaya, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ümüz ile vatan ve millet yolunda şahadet şerbetini içen aziz şahitlerimizi rahmet ve şükranla anmaya çalıştık.
İzin verirseniz bu günde bu değerlerimizi şairlerimizin dizelerinde görelim. Bakalım bu değerlerimiz için onlar ne demiş.
Kendilerini tanımak ve kendilerine 'kardeşim' demekle bahtiyar olduğum iki değerli şairimizden iki şiirle 19 Mayıs'ı ve 19 Mayıs'ın büyük kahramanı Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ü anmaya çalışacağız.
Bakü'den Dursun Elmas'tan;
ATATÜRK'ÜM OLMASAYDI
Haçlı ruhu delirmişti
Koca Çınar' devrilmişti.
Bu yurt bile verilmişti
Atatürk'üm olmasaydı...
*
Saldırmıştı onca düşman
Seyrindeydi bütün cihan
Teslimdeydi ana vatan
Atatürk'üm olmasaydı...
*
Kahpe düşman gitmiyordu
Zulüm bitmek bilmiyordu
Ocağımız tütmüyordu
Atatürk'üm olmasaydı...
*
Silinmişti kimliğimiz
Bozulmuştu birliğimiz
Yok olmuştu dirliğimiz
Atatürk'üm olmasaydı...
*
Bu günlere gelemezdik
Okul nedir bilemezdik
Kitap yüzü göremezdik
Atatürk'üm olmasaydı.
*
Bayrak olmazdı gönderde
Çan çalardı minarede
Baykuş tünerdi camide
Atatürk'üm olmasaydı...
*
Özgür ülke olamazdık
Bu toprakta kalamazdık
Vatan bile bulamazdık
Atatürk'üm olmasaydı...
*
Sizler birilerinin 'olamasa da olurdu' zırvalarına inanmayınız.
Elbette ki Atatürk'ümüz olmasaydı camilerimizde baykuşlar tüner minarelerimizde çanlar çalardı.
Özgür olamazdık bu topraklarda.
Adımız Ahmet, Mehmet, Ayşe Fatma olmazdı.
Ne arımız ne namusumuz olurdu.
Çünkü hürriyeti olmayan hiç biri toplumun böyle değerleri olamaz.
Kadim dostum değerli şairimiz Dursun Elmas'a teşekkürler ederek Destanlar Şairi sevgili kardeşim Kayseri'den şair Fazıl Ahmet Bahadır'ın 'Bandırma Vapurunda' başlıklı şiirine dönelim.
Bakalım ne diyor destanlar şairimiz Fazıl Ahmet Bahadır.
BANDIRMA VAPURU
Karabulutlar çöker üstüne,
Karardıkça kararır Karadeniz.
Karanlık sularda,
Kayar gider bir karaltı.
Kararan bahtımıza inat,
İçinde aydınlık saklı.
*
Üç kıtada küstürdüğümüz güneş,
Yüzümüze gülümsedi Samsun'da.
Tuğ oldu önümüzde
Yürüdük ardı sıra;
Amasya'dan Erzurum'a,
Erzurum'dan Sivas'a.
Devlet kurmuş hanlardan
El alıp Ankara'da,
Hatırladık millet olduğumuzu.
Kafa tuttuk dünyaya.
O mübarek meclisin
Tahta sıralarından
Erkekçe yükseldi sesimiz.
'Hayır!' dedik,
Esarete, himayeye, mandaya.
*
Yirmi iki gece
Yirmi iki gündüz,
Ne düşman uyudu ne de biz.
Kan sızdı yatağına
Üstüne sindi barut kokusu.
Ağustos'tan Eylül'e
Akan zamana inat
Akmadı, bekledi su.
Seyretti baştan sona
Öldü denen milletin
Yeniden doğuşunu.
Sakarya,
Köpük köpük, zerre zerre
Boylu boyunca zafer muştusu.
Karadeniz'e doğru
Bir başka akarsuyu…
*
Hızlı ve sessiz dönüyor zaman.
Sessiz yürüyor Mehmetler,
Telaşsız ve çabuk.
Keçe sarılı toynaklar,
Sessizce basıyor toprağa.
Alı, kırı, yağızı
Korkuyor kişnemekten.
Bir şeylerin farkında gibi atlar.
Düzleşiyor yokuşlar.
Yol veriyor anne toprak.
Öpüyor, okşuyor keçe sarılı tekerlekleri,
Ağlamadan dönsünler diye.
*
Ve ilk topun gürlediği an
Kopan kıyametin ardından
Bir el,
Ağustos sabahında
Akdeniz'i gösterdi Kocatepe'den.
Gördüler hedefe varanlar;
Hiçbir yerinde dünyanın
Hiçbir zaman,
Daha güzel olmadı deniz
Eylül'ün dokuzunda
İzmir Körfezi'nde olduğundan…
*
Binlerce yıl önceden
Binlerce yıl sonraya
Bu toprakta bebekler
Yeminli gelirler dünyaya,
Dik tutmak için yurda adak başlarını
Sonsuza kadar.
Kızlar;
Rahime Onbaşıdır Çukurova'da,
Kastamonu'da Şerife Bacı.
Erkekler;
Mustafa doğarlar Hürremlere inat
Sonra Mehmet olurlar
Çanakkale'dekiler kadar.
*
Gafletten, dalaletten
Cesaret alıp düşman,
İhanetle kol kola
Kuşatırsa dört yandan;
Ne zaman ne de yer fark eder,
İş başa düşerse eğer.
Her ahval ve şeraitte
Her Türk'ün
Yüreğindeki limandan
Bir Bandırma Vapuru,
'Vira bismillah!' der
Samsun'a doğru.
**
Söylenecek söz var mı sevgili okurlarım?..
Hangi kitap, hangi ansiklopedi, hangi yazar bu değerlerimizi bu kadar güzel anlatabilir.
İşte şiirin ve şairin özelliği budur.
Cilt cilt kitapların anlatamadığını birkaç dizeyle anlatabilmek…
Bir kere daha Atamızın 'Doğum günüm' dediği 19 Mayıs Atatürk'ü anma
Gençlik ve Spor bayramınızı içtenlikle kutluyor ve yazımı Ne Mutlu Türk'üm diyene' Sözleriyle bitiriyorum.
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE…
İki gündür dilimiz döndüğünce 19 Mayıs'ı ve 19 Mayıs'ın özelliğini ve güzelliğini anlatmaya, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ümüz ile vatan ve millet yolunda şahadet şerbetini içen aziz şahitlerimizi rahmet ve şükranla anmaya çalıştık.
İzin verirseniz bu günde bu değerlerimizi şairlerimizin dizelerinde görelim. Bakalım bu değerlerimiz için onlar ne demiş.
Kendilerini tanımak ve kendilerine 'kardeşim' demekle bahtiyar olduğum iki değerli şairimizden iki şiirle 19 Mayıs'ı ve 19 Mayıs'ın büyük kahramanı Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ü anmaya çalışacağız.
Bakü'den Dursun Elmas'tan;
ATATÜRK'ÜM OLMASAYDI
Haçlı ruhu delirmişti
Koca Çınar' devrilmişti.
Bu yurt bile verilmişti
Atatürk'üm olmasaydı...
*
Saldırmıştı onca düşman
Seyrindeydi bütün cihan
Teslimdeydi ana vatan
Atatürk'üm olmasaydı...
*
Kahpe düşman gitmiyordu
Zulüm bitmek bilmiyordu
Ocağımız tütmüyordu
Atatürk'üm olmasaydı...
*
Silinmişti kimliğimiz
Bozulmuştu birliğimiz
Yok olmuştu dirliğimiz
Atatürk'üm olmasaydı...
*
Bu günlere gelemezdik
Okul nedir bilemezdik
Kitap yüzü göremezdik
Atatürk'üm olmasaydı.
*
Bayrak olmazdı gönderde
Çan çalardı minarede
Baykuş tünerdi camide
Atatürk'üm olmasaydı...
*
Özgür ülke olamazdık
Bu toprakta kalamazdık
Vatan bile bulamazdık
Atatürk'üm olmasaydı...
*
Sizler birilerinin 'olamasa da olurdu' zırvalarına inanmayınız.
Elbette ki Atatürk'ümüz olmasaydı camilerimizde baykuşlar tüner minarelerimizde çanlar çalardı.
Özgür olamazdık bu topraklarda.
Adımız Ahmet, Mehmet, Ayşe Fatma olmazdı.
Ne arımız ne namusumuz olurdu.
Çünkü hürriyeti olmayan hiç biri toplumun böyle değerleri olamaz.
Kadim dostum değerli şairimiz Dursun Elmas'a teşekkürler ederek Destanlar Şairi sevgili kardeşim Kayseri'den şair Fazıl Ahmet Bahadır'ın 'Bandırma Vapurunda' başlıklı şiirine dönelim.
Bakalım ne diyor destanlar şairimiz Fazıl Ahmet Bahadır.
BANDIRMA VAPURU
Karabulutlar çöker üstüne,
Karardıkça kararır Karadeniz.
Karanlık sularda,
Kayar gider bir karaltı.
Kararan bahtımıza inat,
İçinde aydınlık saklı.
*
Üç kıtada küstürdüğümüz güneş,
Yüzümüze gülümsedi Samsun'da.
Tuğ oldu önümüzde
Yürüdük ardı sıra;
Amasya'dan Erzurum'a,
Erzurum'dan Sivas'a.
Devlet kurmuş hanlardan
El alıp Ankara'da,
Hatırladık millet olduğumuzu.
Kafa tuttuk dünyaya.
O mübarek meclisin
Tahta sıralarından
Erkekçe yükseldi sesimiz.
'Hayır!' dedik,
Esarete, himayeye, mandaya.
*
Yirmi iki gece
Yirmi iki gündüz,
Ne düşman uyudu ne de biz.
Kan sızdı yatağına
Üstüne sindi barut kokusu.
Ağustos'tan Eylül'e
Akan zamana inat
Akmadı, bekledi su.
Seyretti baştan sona
Öldü denen milletin
Yeniden doğuşunu.
Sakarya,
Köpük köpük, zerre zerre
Boylu boyunca zafer muştusu.
Karadeniz'e doğru
Bir başka akarsuyu…
*
Hızlı ve sessiz dönüyor zaman.
Sessiz yürüyor Mehmetler,
Telaşsız ve çabuk.
Keçe sarılı toynaklar,
Sessizce basıyor toprağa.
Alı, kırı, yağızı
Korkuyor kişnemekten.
Bir şeylerin farkında gibi atlar.
Düzleşiyor yokuşlar.
Yol veriyor anne toprak.
Öpüyor, okşuyor keçe sarılı tekerlekleri,
Ağlamadan dönsünler diye.
*
Ve ilk topun gürlediği an
Kopan kıyametin ardından
Bir el,
Ağustos sabahında
Akdeniz'i gösterdi Kocatepe'den.
Gördüler hedefe varanlar;
Hiçbir yerinde dünyanın
Hiçbir zaman,
Daha güzel olmadı deniz
Eylül'ün dokuzunda
İzmir Körfezi'nde olduğundan…
*
Binlerce yıl önceden
Binlerce yıl sonraya
Bu toprakta bebekler
Yeminli gelirler dünyaya,
Dik tutmak için yurda adak başlarını
Sonsuza kadar.
Kızlar;
Rahime Onbaşıdır Çukurova'da,
Kastamonu'da Şerife Bacı.
Erkekler;
Mustafa doğarlar Hürremlere inat
Sonra Mehmet olurlar
Çanakkale'dekiler kadar.
*
Gafletten, dalaletten
Cesaret alıp düşman,
İhanetle kol kola
Kuşatırsa dört yandan;
Ne zaman ne de yer fark eder,
İş başa düşerse eğer.
Her ahval ve şeraitte
Her Türk'ün
Yüreğindeki limandan
Bir Bandırma Vapuru,
'Vira bismillah!' der
Samsun'a doğru.
**
Söylenecek söz var mı sevgili okurlarım?..
Hangi kitap, hangi ansiklopedi, hangi yazar bu değerlerimizi bu kadar güzel anlatabilir.
İşte şiirin ve şairin özelliği budur.
Cilt cilt kitapların anlatamadığını birkaç dizeyle anlatabilmek…
Bir kere daha Atamızın 'Doğum günüm' dediği 19 Mayıs Atatürk'ü anma
Gençlik ve Spor bayramınızı içtenlikle kutluyor ve yazımı Ne Mutlu Türk'üm diyene' Sözleriyle bitiriyorum.
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE…