SEMBOLLER İŞE YARAMIYOR
Her şehrin sembolü olan, mensuplarında bir mutluluk ve huzur vesilesi olan semboller vardır. Bu bazen müzik, bazen bir yöresel bir yiyecek, bir giysi, bir ayakkabı ya da şehrin tümünü kuşatacak bir sembol olabilir.
Elazığ'ın öne çıkan değerlerinden ve sembollerinden biri sekiz köşe şapka bir değeri de Elazığspor kaşkolu..
Bu iki sembol hem siyasete hem de yöneticilikte bir zamanlar pirim yapıyordu. Bu iki sembol hatırına ve hayrına birçok isim önemli makamlara ve konumlara yükseldiler.
Ancak son yıllarda şehirlerin sembolleri de değerleri de şehrin ekonomisine ve gelişmişliğine katkı sağlamadığı ve sürekli duyguları okşama aracı ve objesi olarak görüldüğü için revaçta olma özelliğini de yitirmiş durumda.
Hatta bu değerler üzerinden sevgi halkası ve sevinç halesi oluşturulmak isteyenlere karşı belli belirsiz bir iç tepki ve eleştiri esintisi oluştu.
Yeni nesil ve yeni dönem, semboller yerine gerçeklere yoğunlaşmış gibi. Şehrin gerçek ve acil çözülmesi bekleyen sorun ve problemleriyle dertlenmek, onlarla yatıp onlarla kalkmayı önceleyen bir anlayışı ve iradeyi görmek istiyor.
İnsanları birkaç dakikalığına tebessüm ettirme ve gönül bağı kurma amacıyla yapılan klasik eylem ve söylemler yerine hayatın içinden ve sadra şifa olacak mevzulardan haberdar olmak istiyor insanlarımız.
Semboller, sembol olarak kalsın, bizim reel ve ciddi sorunlarımız var ve bunlara eğilmeli diyen bir şehir var karşımızda. Kaçmayalım sorunlarımızdan ve hatta üzerine üzerine gidelim. Sorun bizimse çözüm de bizdedir. Çözümlerimizi sembollere feda etmeyelim.
Bu iki sembol hem siyasete hem de yöneticilikte bir zamanlar pirim yapıyordu. Bu iki sembol hatırına ve hayrına birçok isim önemli makamlara ve konumlara yükseldiler.
Ancak son yıllarda şehirlerin sembolleri de değerleri de şehrin ekonomisine ve gelişmişliğine katkı sağlamadığı ve sürekli duyguları okşama aracı ve objesi olarak görüldüğü için revaçta olma özelliğini de yitirmiş durumda.
Hatta bu değerler üzerinden sevgi halkası ve sevinç halesi oluşturulmak isteyenlere karşı belli belirsiz bir iç tepki ve eleştiri esintisi oluştu.
Yeni nesil ve yeni dönem, semboller yerine gerçeklere yoğunlaşmış gibi. Şehrin gerçek ve acil çözülmesi bekleyen sorun ve problemleriyle dertlenmek, onlarla yatıp onlarla kalkmayı önceleyen bir anlayışı ve iradeyi görmek istiyor.
İnsanları birkaç dakikalığına tebessüm ettirme ve gönül bağı kurma amacıyla yapılan klasik eylem ve söylemler yerine hayatın içinden ve sadra şifa olacak mevzulardan haberdar olmak istiyor insanlarımız.
Semboller, sembol olarak kalsın, bizim reel ve ciddi sorunlarımız var ve bunlara eğilmeli diyen bir şehir var karşımızda. Kaçmayalım sorunlarımızdan ve hatta üzerine üzerine gidelim. Sorun bizimse çözüm de bizdedir. Çözümlerimizi sembollere feda etmeyelim.