ŞEHİTLER ÜZERİNDEN SİYASET…
Ülkemiz son günlerde zor bir dönemeçten geçiyor
Ülkemiz son günlerde zor bir dönemeçten geçiyor. 7 Haziran seçimlerinden sonra ortaya çıkan siyasi belirsizlik Türkiye üzerinde kötü emeller taşıyan kesimleri harekete geçirdi.
Suruç saldırısını bahane eden terör örgütü ve onun ağababaları ülkeyi yeniden bir ateş çemberine sürüklemeyi deniyorlar. Uzun süreden beri gelmeyen şehit haberleri elbette yüreğimizi dağlıyor.
Şehadet şerbetini içerek cennete uğurladığımız şehitlerimizin cenaze ve taziye törenlerine katılıyoruz. Elbette ateş düştüğü yeri yakıyor. Elbette ciğer yarası, evlat acısı anne babayı yıkıyor.
Şehit cenazelerini öteden beri bazı suiistimdigereri de getiriyor. Şehadet mertebesine ulaşan, peygamberimize komşu olma yolunda manevi mertebelere yükselen şehitlerimizin zaman zaman ruhlarını da incitiyoruz.
Sebebi ne olursa olsun, kimler sorumlu tutulursa tutulsun sonuçta cenazelerimiz, dini tören ve dualarla uğurlamak da bizlerin görevi. Bu törenlerde de İslami ilkeleri ve insani duyguları unutmamak lazım.
Şehidin acısını paylaşmaya gelen her şahıs rütbesi, görevi ve makamı ne olursa olsun bizlerin acı ortağımız ve bunu paylaşamaya gelen dert ortağımızdır. Hiç kimse bir cenaze töreni ve taziyeye reklam yapmak ve görüntü vermek için gelmez.
Böyle bir mecburiyeti yokken anında yanımızda olan, acımızı paylaşmak ve varsa bir ihtiyacımız onu gidermek için koşan bir yetkiliye 'seni istemiyoruz' demek ne İslami ne de insani bir davranıştır.
Malum dün bir Elazığlı şehidimizi daha toprağa verdik. Batman'da teröristlerin hain saldırı sonucu şehit olan komiser yardımcısı Burhan Gatfar'ı ebedi istiratgahına uğurladık. Daha şehit haberi gelir gelmez ilin yöneticileri, Vali, Belediye Başkanı ve Emniyet Müdürü, şehidin Ataşehir'deki evine taziye ziyaretine bulunuyorlar.
Bu ziyaret anında şehit yakını olan bir hemşerimiz sırf ak partili olduğu için Belediye Başkanı Mücahit Yanılmaz'a tepki göstererek 'sizi istemiyoruz' gibi anlamsız ve gereksiz bir beyanda bulunuyor. Evinize gelen, hem de taziye ziyareti için gelen bırakın belediye başkanı, herhangi bir insana dahi 'istemiyoruz' demek hangi vicdana, hangi geleneğe ve hangi töreye sığar bunu pek anlamlandıramadık.
Aslında yaşanan bu nahoş olaydan şehidin ailesi de çok üzüntü yaşadı. Uzaktan akraba olan bir yakının bu anlamsız ve gereksiz çıkışı aile kadar eminiz ki şehidin de ruhu incitti. Taziye örfü ve geleneğine aykırı ve bir fert tarafından düşüncesizce yapılan bu davranış karşısında aile mahcubiyetini ve üzüntülerini ilettiler. Ancak bu olay ne yazık ki şehidin yasını tutmaya engel oldu ve gündemi bu olay oluşturdu.
Benzer olay şehidimizin Mevlana Camisindeki cenaze namazında da yaşandı. Basın mensuplarından çok görüntü alınmaması aile tarafından istendi. Basın mensupları da acılı ailenin bu talebini yerine getirerek geride durmayı tercih ettiler. Ama akraba olduğu ifade edilen bir başka kişi bu talebe karşı geldi ve sonrasında hiç olmayacak bir şey oldu. Bu cümleleri yazarken parmaklarım titriyor ama şehidin naaşı başında yumruk yumruğa bir kavga yaşandı.
İşte bir şehit evi ve cenaze namazında yaşananlar. İnanın utanılacak değil yerin dibine batacak manzaralar bunlar. Lütfen şehitleri rahat bırakın. Onların acısını konuşacak yerde böyle densizliklerle meşgul etmeyin insanları.
Suruç saldırısını bahane eden terör örgütü ve onun ağababaları ülkeyi yeniden bir ateş çemberine sürüklemeyi deniyorlar. Uzun süreden beri gelmeyen şehit haberleri elbette yüreğimizi dağlıyor.
Şehadet şerbetini içerek cennete uğurladığımız şehitlerimizin cenaze ve taziye törenlerine katılıyoruz. Elbette ateş düştüğü yeri yakıyor. Elbette ciğer yarası, evlat acısı anne babayı yıkıyor.
Şehit cenazelerini öteden beri bazı suiistimdigereri de getiriyor. Şehadet mertebesine ulaşan, peygamberimize komşu olma yolunda manevi mertebelere yükselen şehitlerimizin zaman zaman ruhlarını da incitiyoruz.
Sebebi ne olursa olsun, kimler sorumlu tutulursa tutulsun sonuçta cenazelerimiz, dini tören ve dualarla uğurlamak da bizlerin görevi. Bu törenlerde de İslami ilkeleri ve insani duyguları unutmamak lazım.
Şehidin acısını paylaşmaya gelen her şahıs rütbesi, görevi ve makamı ne olursa olsun bizlerin acı ortağımız ve bunu paylaşamaya gelen dert ortağımızdır. Hiç kimse bir cenaze töreni ve taziyeye reklam yapmak ve görüntü vermek için gelmez.
Böyle bir mecburiyeti yokken anında yanımızda olan, acımızı paylaşmak ve varsa bir ihtiyacımız onu gidermek için koşan bir yetkiliye 'seni istemiyoruz' demek ne İslami ne de insani bir davranıştır.
Malum dün bir Elazığlı şehidimizi daha toprağa verdik. Batman'da teröristlerin hain saldırı sonucu şehit olan komiser yardımcısı Burhan Gatfar'ı ebedi istiratgahına uğurladık. Daha şehit haberi gelir gelmez ilin yöneticileri, Vali, Belediye Başkanı ve Emniyet Müdürü, şehidin Ataşehir'deki evine taziye ziyaretine bulunuyorlar.
Bu ziyaret anında şehit yakını olan bir hemşerimiz sırf ak partili olduğu için Belediye Başkanı Mücahit Yanılmaz'a tepki göstererek 'sizi istemiyoruz' gibi anlamsız ve gereksiz bir beyanda bulunuyor. Evinize gelen, hem de taziye ziyareti için gelen bırakın belediye başkanı, herhangi bir insana dahi 'istemiyoruz' demek hangi vicdana, hangi geleneğe ve hangi töreye sığar bunu pek anlamlandıramadık.
Aslında yaşanan bu nahoş olaydan şehidin ailesi de çok üzüntü yaşadı. Uzaktan akraba olan bir yakının bu anlamsız ve gereksiz çıkışı aile kadar eminiz ki şehidin de ruhu incitti. Taziye örfü ve geleneğine aykırı ve bir fert tarafından düşüncesizce yapılan bu davranış karşısında aile mahcubiyetini ve üzüntülerini ilettiler. Ancak bu olay ne yazık ki şehidin yasını tutmaya engel oldu ve gündemi bu olay oluşturdu.
Benzer olay şehidimizin Mevlana Camisindeki cenaze namazında da yaşandı. Basın mensuplarından çok görüntü alınmaması aile tarafından istendi. Basın mensupları da acılı ailenin bu talebini yerine getirerek geride durmayı tercih ettiler. Ama akraba olduğu ifade edilen bir başka kişi bu talebe karşı geldi ve sonrasında hiç olmayacak bir şey oldu. Bu cümleleri yazarken parmaklarım titriyor ama şehidin naaşı başında yumruk yumruğa bir kavga yaşandı.
İşte bir şehit evi ve cenaze namazında yaşananlar. İnanın utanılacak değil yerin dibine batacak manzaralar bunlar. Lütfen şehitleri rahat bırakın. Onların acısını konuşacak yerde böyle densizliklerle meşgul etmeyin insanları.