ŞEHİR PLANLAMASI
Şehirlerin en önemli problemi nedir diye sorulsa sanırım birçok kişi tereddüt etmeden şehir planlaması diye cevap verir
Şehirlerin en önemli problemi nedir diye sorulsa sanırım birçok kişi tereddüt etmeden şehir planlaması diye cevap verir. Ülkemizin birçok ilini gezmiş birisi olarak acizane benim de gördüğüm illerimizin büyük bir kısmının şehir planlamasının ve şehir yapılanmasının problemli olduğu yönündedir. Bu şehirde yaşadığımıza göre buyurun Elazığ'ın şehir planlamasına bakalım.
Öncelikle şehir planlamasından anlaşılması gereken şeyi ifade etmekte yarar var. Şehir planlaması cadde ve sokakların düzeni, yapılan binaların yerleşimi, ihtiyaca göre konut ve işyeri yapılması, araç park yerlerinin ve yeşil alanların yerleşkelerinin belirlenmesi gibi düzenlemeleri kapsamaktadır.
Bu bağlamda ilimize baktığımızda ne yazık ki şehir planlamasının çok kötü yapıldığını görmekteyiz. Rastgele yapılan inşaatlar, düzensiz sokak ve caddeler, yeterli olmayan araç park alanları ve yıkılmış inşaat alanlarından dönüştürülmüş sokak aralarındaki ücretli araç parkları, sokak ve caddelerin ortasına dökülmüş kum veya çimento yığınları, her hangi bir işaret levhası koymadan yapılan sokak ve cadde kazıları, yeterli olmayan yeşil alanlar gibi birçok olumsuz manzarayı görmek mümkündür. Hadi geçmişte hatalar yapıldı ve neredeyse mağarayı andıran Gazi caddesi gibi cadde ve sokaklar oluşturuldu. Peki şu anda nasıl buna müsaade ediliyor. Çaydaçıra Mahdigeresi, Cumhuriyet Mahdigeresi gibi yeni yerleşim yerleri ne yazık ki şehir planlamasının iyi yapılmadığı yerleşim yerlerinin başında geliyor. Bu yerleşim yerlerini gezdiğinizde tıpkı Gazi caddesinde olduğu gibi yolun sağına soluna serpiştirilmiş karşılıklı yükselen binaların olduğunu görürsünüz. Rastgele yapılan kazılar, yolların istenildiği gibi trafiğe kapatılması, gürültü kirliliğine aldırmadan sabahın erken saatlerinde başlayan keser çekiç sesleri, yolun sağına ve soluna park etmiş araçlardan dolayı yaşanan trafik sıkışıklığı manzaraları artık neredeyse sıradan hdigerer oldu. Oysa buralar yeni yerleşim yerleri, buraların daha düzenli daha planlı olması gerekmektedir.
İşin bir başka tarafı da bu kadar inşaata kim izin veriyor? İllerdeki inşaat ruhsatları verilirken ihtiyaca göre verilmiyor mu? Konunun uzmanı olan bir dostum Elazığ'da şu an itibariyle on altı bin konut yapıldığını oysa ihtiyacın üç bin konut olduğunu ifade etmişti. Peki geri kalan konutlar ne olacak? Tabir yerindeyse şu anda konut satışları durma noktasında. Tamam inşaat sektörü ekonominin sirkülasyonunda önemli bir lokomotif görevi görüyor. Fakat fazla yapılan ve elde kalan konutlar da bir bakıma ekonomik kayıp değil mi?
Birilerinin bu duruma acilen el atması gerekiyor diye düşünüyoruz. Zira yaptığı konutları satamayan iş adamlarının her an bir ekonomik krizle karşılaşmaları söz konusu. Bu işin tarafları olan belediye başkanlığı, il çevre müdürlüğü, il sanayi ve ticaret odası gibi kurumlar hem şehrin planlaması hem de inşaat sektöründeki bu durumu masaya yatırarak hızla çözüm üretmeleri gerekmektedir. Yeni yerleşim yerlerinin yeşil alanlarıyla, sokak ve cadde düzenleriyle, araç park alanlarıyla daha düzenli planlanması, ilgililerin zararın neresinden dönülürse kardır mantığıyla hareket etmesi gerektiğini düşünüyorum.
Öncelikle şehir planlamasından anlaşılması gereken şeyi ifade etmekte yarar var. Şehir planlaması cadde ve sokakların düzeni, yapılan binaların yerleşimi, ihtiyaca göre konut ve işyeri yapılması, araç park yerlerinin ve yeşil alanların yerleşkelerinin belirlenmesi gibi düzenlemeleri kapsamaktadır.
Bu bağlamda ilimize baktığımızda ne yazık ki şehir planlamasının çok kötü yapıldığını görmekteyiz. Rastgele yapılan inşaatlar, düzensiz sokak ve caddeler, yeterli olmayan araç park alanları ve yıkılmış inşaat alanlarından dönüştürülmüş sokak aralarındaki ücretli araç parkları, sokak ve caddelerin ortasına dökülmüş kum veya çimento yığınları, her hangi bir işaret levhası koymadan yapılan sokak ve cadde kazıları, yeterli olmayan yeşil alanlar gibi birçok olumsuz manzarayı görmek mümkündür. Hadi geçmişte hatalar yapıldı ve neredeyse mağarayı andıran Gazi caddesi gibi cadde ve sokaklar oluşturuldu. Peki şu anda nasıl buna müsaade ediliyor. Çaydaçıra Mahdigeresi, Cumhuriyet Mahdigeresi gibi yeni yerleşim yerleri ne yazık ki şehir planlamasının iyi yapılmadığı yerleşim yerlerinin başında geliyor. Bu yerleşim yerlerini gezdiğinizde tıpkı Gazi caddesinde olduğu gibi yolun sağına soluna serpiştirilmiş karşılıklı yükselen binaların olduğunu görürsünüz. Rastgele yapılan kazılar, yolların istenildiği gibi trafiğe kapatılması, gürültü kirliliğine aldırmadan sabahın erken saatlerinde başlayan keser çekiç sesleri, yolun sağına ve soluna park etmiş araçlardan dolayı yaşanan trafik sıkışıklığı manzaraları artık neredeyse sıradan hdigerer oldu. Oysa buralar yeni yerleşim yerleri, buraların daha düzenli daha planlı olması gerekmektedir.
İşin bir başka tarafı da bu kadar inşaata kim izin veriyor? İllerdeki inşaat ruhsatları verilirken ihtiyaca göre verilmiyor mu? Konunun uzmanı olan bir dostum Elazığ'da şu an itibariyle on altı bin konut yapıldığını oysa ihtiyacın üç bin konut olduğunu ifade etmişti. Peki geri kalan konutlar ne olacak? Tabir yerindeyse şu anda konut satışları durma noktasında. Tamam inşaat sektörü ekonominin sirkülasyonunda önemli bir lokomotif görevi görüyor. Fakat fazla yapılan ve elde kalan konutlar da bir bakıma ekonomik kayıp değil mi?
Birilerinin bu duruma acilen el atması gerekiyor diye düşünüyoruz. Zira yaptığı konutları satamayan iş adamlarının her an bir ekonomik krizle karşılaşmaları söz konusu. Bu işin tarafları olan belediye başkanlığı, il çevre müdürlüğü, il sanayi ve ticaret odası gibi kurumlar hem şehrin planlaması hem de inşaat sektöründeki bu durumu masaya yatırarak hızla çözüm üretmeleri gerekmektedir. Yeni yerleşim yerlerinin yeşil alanlarıyla, sokak ve cadde düzenleriyle, araç park alanlarıyla daha düzenli planlanması, ilgililerin zararın neresinden dönülürse kardır mantığıyla hareket etmesi gerektiğini düşünüyorum.