Sebep-Sonuç İlişkisi

Listeye bakıldığında ilk görünen tablo, anketlerin ve kamuoyu araştırmalarının değil, siyasilerin ağırlığının bariz bir şekilde görülmesi. Eski ve yeni milletvekilleri ile Ak Partide etkin görevde olanların, ilçe ve belde adaylarını bölüştüğü ve kendi seçim bölgesindeki adayları belirlemede önemli oranda inisiyatif kullandığı çok belli oluyor ve sistemi açık ediyor.

Milletvekillerinin kendilerine yakın isimleri değişik saiklerle aday yapma ısrarı ve bunu başarması, seçimde başarı ve zaferi getirebilir mi ona çok emin değiliz. Sebepte aktör ve öncü olanların elbette başarı ya da başarısızlık gibi her iki sonuçta da payı ve günahı olacaktır.

Görünen o ki bu ısrar ve bunun getirdiği adaylar, hem halkta hem de parti tabanında hoşnutsuzluk oluşturmuş. Ve yine buna bir tepkinin yansıması olarak da bu isimlerin farklı partilerden adaylıkları gündeme gelmiş ve gelecek.

Halkın onaylamadığı, tabanın cevaz vermediği isimlerle gidilen seçimde yaşanacak olası bir hezimetin faturası kime çıkar ve bunun geniş yansımasının bedeli kime ödettirilir bilinmez ama gördüğümüz şu ki bazı siyasiler gereksiz olarak girdikleri adaylar arasında tarafgirlikten kaynaklı olumsuzlukları uzun süre üzerlerinde taşıyacak ve günah keçisi ilan edilecekler.

Keşke eşit kalabilseler ve anketlerin yön tabelasına uyabilselerdi. Ak Parti sırf bu hissi, nefsi ve gayri adil yöntemden kaynaklı birkaç ilçe ve beldeyi kaybederse şaşmamak gerekir. Ne diyelim, kendi eden bulurmuş.