ŞAŞIRMADIK

Şaşırmadık ve hiç de sürpriz olmadı bizim için

TAKİP ET
Şaşırmadık ve hiç de sürpriz olmadı bizim için. Halden anlamanın ne olduğunu sebze haline gelen en taze tropikal meyvelerden ibaret gören, yokluğu cebindeki pahalı sigaranın o an için tükenmesi zanneden, yoksulluğu sırf kafa konforu olsun diye usta yazar Mustafa Kutlu'nun 'Yoksulluk İçimizde' hikyesi kadar bilen birilerinden ne beklenebilirdi ki…

Dünyalık nimetleri ve maddi imknları bedeni ve nefsi hazlara endekslemiş ve sözüm ona bununla mutlu olduğuna kendini bile inandırmış zavdigerılar ne bilsin yokluğu ve yoksulluğu. Ne bilsin -15 derecelere varan kış günlerinde sokakta içilen sıcak bir çorbanın verdiği huzuru.

Bilemezler tabi dünyalık nimetleriyle zenginleştirdiklerini zannettikleri fakat aslında küçük ve kısır yaşama bağımlılığı mutluluk zanneden insanlar cebindeki son parayı da çocuğuna kışlık bot alıp harçlıksız kalan insanların çaresizliğini.

Sayısız teferruat ile doldurdukları anlamsız yaşantılarını, nefislerinin doyma bilmez bir Batman ağırlığında ihtiraslarını putlaştıran, fazla semirmekten göbeği burnuna değme konumuna gelmiş zavdigerı mahlûkatlar bilemez elbet şehrin kenar semtlerinde camı-çerçevesi naylondan evlerde yaşayan insanları.

Bilemezler, her an değişik parıltılar yayan, her dakika yeni bir kolaylık ve konfor sunan eşyaya doğru gönlünü ve kesesini esir eden kolay para kazanıcıların helalinden para kazanmanın huzuru ve hazzıyla bir tas sıcak çorbaya şükreden insanların mutluluğunu.

Bilemezler dostlar bilemezler. Sırça köşklerde ve konforlu evlerde oturup kğıt kebapların dibini bularak 3 şişe maden suyu içenler yoksulluğu… Bilemezler aslında o sıcak çorba ile ne kadar mutlu olunduğunu. Ne hal bilir ne de halden anlarlar bu tipler.  Bilemezler ve göremezler sabah saatlerinde plastik kovalarla evdeki evlad-ı iyaline sıcak bir çorba götürebilmenin huzurunu.

Herkes dünyaya kendi pencere ve zaviyesinden bakarmış. Herkesin bu dünyadan anladığı ve beklediği ruhu ya da ruhsuzluğu kadarmış. Kendini dünyanın merkezine yerleştirme ego ve kompleksiyle yaşayanlar yine kendilerinin toplumdaki varlığını zoraki htirmenin dayanılmaz dürtüsü insanı ne kadar da aciz konuma sokuyor değil mi?

Doğru olan neyse yapılır ve yapılmaya devam eder dostlar. Ne kınayanın kınaması ne de küçümseyen bakışların ve beyanların yorumu doğru olandan geri durdurmaz insanları. Kendilerinin hiçliği ve acziyeti birilerinin azmini engellemez.  Siz iyisi mi elit meknlarda entel-dantel muhabbetinize kaldığınız yerden devam edin. Kapitalist dünyanızda bir burjuva edasıyla yaşamınızı sürdürün.  Siz halkı ve onun dünyasını kaybettiniz. Halk kim, siz kim… 

Bakmadan Geçme