Sahtesi Çok Ülkeyiz
Tekirdağ'da kamuya ait bir hastanede bir şahıs, sahte doktor olarak aylarca görev yapıyor. Muayene ile birlikte ameliyatlara giriyor.
Hiçbir yetkilinin aklına bu kişinin diplomasını sorgulamak gelmiyor. Günün birinde yine doktorların şüphesi ve mesleki alandaki çelişkili beyanlarına binaen ihbar ediliyor ve kadının doktor olmadığı ortaya çıkıyor.
Sağlık Bakanı Koca'ya “maaş ödediniz mi?” sorusu yöneltiliyor o da böyle bir şeyin söz konusu olmadığını, hastanede çalışan iyi niyetli uzman bir doktorun kendisine güvenmesi sonucu doktorluk yaptığını ifade ediyor.
Kadın bir diploma ibraz etti mi çalıştığı kuruma, ettiyse bu diplomanın gerçek olup olmadığına dair bir sorgulama yapıldı mı bilmeyiz ama Türkiye bu tür sahtecilikle yeni tanışıyor değil.
Elazığ özelinde dahi kendi yerine sınava başkasını sokup sahtecilik yaparak üniversite kazanan, üniversiteyi de yine kendi adına başkalarını vizelere sokup okul bitirip önemli mevkilere gelen onlarca hikaye anlatılır ama gerçek olup olmadığı bilinmez.
Özellikle 1980 öncesi devletin güvenliği gerekçesi kılıfına uydurulup bazı özel ve kriminal isimlerin sahte sınav sonuçlarıyla tepeden bazı önemli bölümlere yerleştirildiğini, 80 sonrası da bir dönem bu uygulamanın derin devlet aracılığı ile yürütüldüğü de şehir efsaneleri olarak toplumda konuşulur.
Hatta bu konuda öyle isimler telaffuz ediliyor ki gerçekliğinin olup olmadığı bir araştırılsa ve bir tuğla çekilse Mehmet Ağar'ın deyimiyle duvar yıkılır.
2022 yılında dahi hala sahte doktor vakası yaşanıyorsa ve bu tesadüfen ortaya çıkıyorsa, tüm kamu kurumları çalışanlarının diplomalarını bir sistemden sorgulatsınlar bence.
Kim bilir daha kaç sahte doktor, avukat, mühendis ve öğretmen vardır içimizde. Sahtesi çok olan bir ülkeyiz vesselam…