SAHİPSİZLİK
Elazığspor, her geçen hafta kan kaybetmeye devam ediyor
Elazığspor, her geçen hafta kan kaybetmeye devam ediyor. Ligin bitimine 7 hafta kala ligi bitirmiş durumda. Hem kafa olarak, hem yönetim olarak, hem de şehir olarak. Bunu yazmak zorunda kaldım. 2 saat önceden stada gittim. Heyecan yok, sahip yok, taraftar yok. İlk 6 nın içinde olup ve ilk iki şansı olan Elazığspor için böyle bir maça çıkıp nasıl kazanır? Sosyal medyada herkes her şeyi yazıyor, çiziyor. Yorumlar da kırıcı ama bakıyorsun maça gelen yok, destek yok, heyecan yok, konuşan çok! Ülkemizde Bal Ligi takımlarında dahi 10 000 e 20 000 e taraftar önünde oynarken (Kocaelispor, Erzurumspor vs.) biz neden 500 kişiye oynuyoruz?
'Çocuk salıncaktan düştü diye parka küser mi ?' Elazığspor'a da kimsenin küsmeye hakkı yok. Bu takım çok başarılar kazandı, çok futbolcular yetiştirdi. Kazanmak için de yetiştirmek için de hiçbir engel yok. Yeter ki küsmeyelim.
Maça gelince, Elazığspor'da ilk kez Mesut Saray ilk 11 de başlarken Binya kenardaydı. İki Trabzonlu iki takım arkadaşının mücadelesi Ogün Temizkanoğlu ve Fatih Tekke. İkisinin de ilk deneyimleri.
Yine de takımı Elazığ Belediyesi sahiplenmiş gibi görülüyor, resmi olmasa da. Koca bir 45 dakikada iki takım adına da organizeli bir tek pozisyon yokken mücadele gücü de yoktu. Sadece ilk devrenin uzatmalarının son dakikasında Traore'nin şutunu kaleci kornere çeldi, kornerden gelen topu da Enbosi çok kötü vurdu, başka da kayda değer bir şey yoktu. Boluspor'un ise ne pozisyonu, ne şutu, ne de kazanma hırsı yoktu.
İkinci devre Elazığspor kazanayım diye saha çıktı. Boluspor ise kazanmanın dışında sadece 1 puan alayım, rakibin oyununu bozayım ve rakibi sinirlendireyim. Buna rağmen 73. Dakikada bir tek şutları direkten döndü. Bir topu da kaleci Çağlar ayakları ile dışarı attı.
Maçı kısaca özetlersek, Elazığspor ilk devre kötü, ikinci devre kazanabilme adına çok şey yapmaya kalksa da yetersiz kaldılar. Boluspor'un ise anlamsız bir şekilde oyun düzeni vardı. Kazanma arzusu hiç yoktu. 1 puan ne işe yarayacaktı anlamadım. 1 puan için oynadılar. Futbolcularının hemen hemen hepsi oyunu soğutma adına yerden kalkmadılar. Bunun da futbolun adına utanç verici olduğunu herhalde ki maçtan sonra düşünmüşlerdir.
Maçın hakemlerine gelince, ilk kez bu ligde maç yöneten acemi ve kurdigerarı çiğneyen bir hakem triosu vardı. Kartlarını kullanmasını bilmediği gibi iki tane de inanılmaz kural hatası yaptı. Bu neydi? Top kalecinin elindeyken oyunu durdurup diğer bir futbolcunun tedavisini yaptıramaz! Bunu 2 kez yaptı. Bu futbolcunun ayağında olsa oyun durdurulur ama kalecinin elindeyken oyun durdurulmaz.
'Çocuk salıncaktan düştü diye parka küser mi ?' Elazığspor'a da kimsenin küsmeye hakkı yok. Bu takım çok başarılar kazandı, çok futbolcular yetiştirdi. Kazanmak için de yetiştirmek için de hiçbir engel yok. Yeter ki küsmeyelim.
Maça gelince, Elazığspor'da ilk kez Mesut Saray ilk 11 de başlarken Binya kenardaydı. İki Trabzonlu iki takım arkadaşının mücadelesi Ogün Temizkanoğlu ve Fatih Tekke. İkisinin de ilk deneyimleri.
Yine de takımı Elazığ Belediyesi sahiplenmiş gibi görülüyor, resmi olmasa da. Koca bir 45 dakikada iki takım adına da organizeli bir tek pozisyon yokken mücadele gücü de yoktu. Sadece ilk devrenin uzatmalarının son dakikasında Traore'nin şutunu kaleci kornere çeldi, kornerden gelen topu da Enbosi çok kötü vurdu, başka da kayda değer bir şey yoktu. Boluspor'un ise ne pozisyonu, ne şutu, ne de kazanma hırsı yoktu.
İkinci devre Elazığspor kazanayım diye saha çıktı. Boluspor ise kazanmanın dışında sadece 1 puan alayım, rakibin oyununu bozayım ve rakibi sinirlendireyim. Buna rağmen 73. Dakikada bir tek şutları direkten döndü. Bir topu da kaleci Çağlar ayakları ile dışarı attı.
Maçı kısaca özetlersek, Elazığspor ilk devre kötü, ikinci devre kazanabilme adına çok şey yapmaya kalksa da yetersiz kaldılar. Boluspor'un ise anlamsız bir şekilde oyun düzeni vardı. Kazanma arzusu hiç yoktu. 1 puan ne işe yarayacaktı anlamadım. 1 puan için oynadılar. Futbolcularının hemen hemen hepsi oyunu soğutma adına yerden kalkmadılar. Bunun da futbolun adına utanç verici olduğunu herhalde ki maçtan sonra düşünmüşlerdir.
Maçın hakemlerine gelince, ilk kez bu ligde maç yöneten acemi ve kurdigerarı çiğneyen bir hakem triosu vardı. Kartlarını kullanmasını bilmediği gibi iki tane de inanılmaz kural hatası yaptı. Bu neydi? Top kalecinin elindeyken oyunu durdurup diğer bir futbolcunun tedavisini yaptıramaz! Bunu 2 kez yaptı. Bu futbolcunun ayağında olsa oyun durdurulur ama kalecinin elindeyken oyun durdurulmaz.