SIRADA KİMLER VAR?
Referandum öncesi çokça konuşulan bir konu vardı: 'Referandumdan sonra FETÖ temizliğinde sıra siyasetçilere gelecek…'
Sıra siyaset&cce
Referandum öncesi çokça konuşulan bir konu vardı: 'Referandumdan sonra FETÖ temizliğinde sıra siyasetçilere gelecek…'
Sıra siyasetçilere gelmeden önce emniyette çok ciddi bir operasyon yapıldı. 'Mahrem imamlar' kavramını ilk defa duyduk. Sonrasında da çok sayıda açığa almalar, ihraçlar yaşandı…
Çok sağlam kaynaklardan öğrendiğime göre FETÖ mağduriyetlere oynuyor. Örgüt strateji değiştirmiş durumda. Şöyle…
Etnik pişmanlık diye bir kavram var hukukumuzda. Kişi suçunu kabul ederse ve örgütün deşifre olmasına yardımcı olursa alacağı cezadan indirime gidiliyor. Hatta duruma göre ceza bile verilmiyor.
Tutuklu bulunan örgüt üyeleri, zaten ifşa olacağı belli olan veya ifşa olmuş kişilerin ismini veriyor. Verdiği on ismin dokuzu gerçek oluyor, araya bir veya en fazla iki tane de masum insanı ekliyorlar.
Hepsi yalan olsa ortaya çıkacağı için gerçeklerin yanına alakasız kişiler ekleniyor. Bu şekilde kamuoyunda suçsuz insanlar içeri alınıyor algısı yaratılarak operasyonlar itibarsızlaştırılmaya çalışılıyor.
Soruşturmalar öyle bir titizlikle yapılıyor ki, zamanında FETÖ'cülere referans olanlar bile incelenmeye başlamış durumda. Zamanında birisinin mülakatına referans olan veya yükselmesine referans olanlar inceleniyor.
17/25 Aralıktan sonra bir yerel, iki genel seçim yapıldı. Ak Parti tüm ülke teşkilatlarını yeniledi. Tüm bu süreçte şu konuşuluyordu… Tüm listeler MİT'in onayından geçiyor.
15 Temmuzdan sonra gördük ki, FETÖ'nün sızmadığı kurum kalmamış. Hatta yapılanma öyle bir seviyedeymiş ki, sanki devlet FETÖ'ye sızmış!
17/25 Aralık sonrası MİT ve emniyetteki FETÖ'cü unsurlar önüne gelen Ak Parti listelerindeki kendi adamlarını ifşa etmemiş olabilir. Bu ihtimalin haricinde, 17/25 Aralık sonrası Ak Parti mümkün olduğu kadar dikkat etmeye çalışıyordu. Kripto FETÖ'cülerin haricinde alenen Ak Parti'de görev almış birisi olma ihtimali çok düşük.
Buna rağmen, eğer Ak Parti içinde FETÖ'cü varsa bir an önce temizlenmeli ve kamuoyu rahatlatılmalıdır. Yoksa ciddi bir açıklama yapılmalı. Hem de en yetkili ağız olan Recep Tayyip Erdoğan tarafından.
Aksi takdirde Reisci gibi kendisini gösterip, Ak Parti'yi yıpratmaya çalışanlar maalesef başarılı olacaktır. Benden söylemesi…
*****
Yerelde vekiller, belediye başkanları, tüm teşkilat dikkatli olmalı. Ama en büyük görev İl Başkanı Sayın Ramazan Gürgöze'ye düşüyor. Kendisinin bu konuda çok duyarlı olduğunu biliyorum.
Elazığ'da olup bitenleri çok iyi rapor etmeli. Yoksa partisinin yıpranmasının önüne geçemezler. FETÖ sosyal medyada ve fısıltı gazetesinde çok iyi algı yapıyor. Tehlikeyi görmek lazım.
Bugüne kadar teşkilatını çok iyi toparlayan Sayın Gürgöze'nin bazı kesimlerce partisinin bilinçli olarak yıpratılmasına sessiz kalmayacağını düşünüyorum.
Neyse, her şeyi zaman gösterecek. Bakalım daha neler olacak, neler?
BİR ANI
Aslında hiç gerek yok ama canım yazmak istedi…
15 Temmuzdan sonra açığa almalar başlamıştı. Milli eğitimde yüzlerce isim KHK ile açığa alınmıştı.
Eşim matematik öğretmeni. Listeler ortaya çıktıktan yaklaşık olarak bir hafta kadar bir süre geçmişti. Eşim bana, 'Sende listeler var mı? Hele bir bakayım tanıdığım kimse var mı?' diye sorunca bende jeton düştü ve kendisine şöyle dedim:
'Ya bir haftadır herkes bu konuyu konuşuyor. Bir an bile aklıma, bir yanlışlık olurda eşim listede olur mu diye gelmedi. Sen de kendinden hiç tedirgin olmuyorsun ve başkalarını merak ediyorsun! Yahu biz ne sağlam bir aileyiz!'
Sonra gülüştük, FETÖ konusunda ne kadar mimli olduğumuza dair birbirimize hava bastık! Devamında hanım bana 783'cü kez, bilmem kaç sene evvelinden FETÖ'cüler daha çok güçlüyken Fetullah'a birçok ortamda 'CIA ajanı Fettoş' dediğini anlattı! Durduramıyordum, anlatıyordu! Haklı gururumuz yeni bir eziyete dönüşmüştü! (İnşdigerah bu yazımı okumaz!)
*****
Ben, ağabeyim, kız kardeşim, eşim, eşimin kardeşleri…
FETÖ'nün okullarına, dershanesine giden olmadı. Evlerinde, yurtlarında kalan yok. Zaman gazetesini çok okudum ama hep internetten. Zira ben her şeyi okurum. Dergi aboneliğimiz hiç olmadı. Bank Asya'da hiçbirimizin hesabı olmadı. Hiçbir FETÖ'cü bizlere referans olmadı. Herhangi bir derneğine üye olanımız yok. Herhangi bir etkinliklerine katılanımız da yok. Gazetede lehlerine tek bir yazı yazmadım…
İlginiz yoksa korkmayın. İftira atan olur mu? Olabilir, oluyor da… Ama emin olun gerçek mutlaka ortaya çıkar.
ELAZIĞ NEREYE DENİR?
Elazığ, bir kişinin aylarca FETÖ'den tutuklandığı konuşulurken Bakan olup olamayacağının konuşulmaya başlandığı yere denir! Dedirtmeyelim…
Ve maalesef Elazığ, her türlü iğrenç iftiranın prim görmeye başladığı, eski, temiz bir anı olmaya başlandığı yere denir! Dedirtmeyelim…
Ve dahi son olarak Elazığ, her türlü iftiracının, fitnecinin, dedikoducunun, çapulcunun yavaş yavaş itibar görmeye başladığı yere denir! Dedirtmeyelim…
Elazığ esasında adamlığın, mertliğin, dürüstlüğün, asaletin şehridir… Kaybetmeyelim, yazık olmasın…
Bu şehrin esas sahibi olan güzel insanlar… Elazığ düşmesin!
Sıra siyasetçilere gelmeden önce emniyette çok ciddi bir operasyon yapıldı. 'Mahrem imamlar' kavramını ilk defa duyduk. Sonrasında da çok sayıda açığa almalar, ihraçlar yaşandı…
Çok sağlam kaynaklardan öğrendiğime göre FETÖ mağduriyetlere oynuyor. Örgüt strateji değiştirmiş durumda. Şöyle…
Etnik pişmanlık diye bir kavram var hukukumuzda. Kişi suçunu kabul ederse ve örgütün deşifre olmasına yardımcı olursa alacağı cezadan indirime gidiliyor. Hatta duruma göre ceza bile verilmiyor.
Tutuklu bulunan örgüt üyeleri, zaten ifşa olacağı belli olan veya ifşa olmuş kişilerin ismini veriyor. Verdiği on ismin dokuzu gerçek oluyor, araya bir veya en fazla iki tane de masum insanı ekliyorlar.
Hepsi yalan olsa ortaya çıkacağı için gerçeklerin yanına alakasız kişiler ekleniyor. Bu şekilde kamuoyunda suçsuz insanlar içeri alınıyor algısı yaratılarak operasyonlar itibarsızlaştırılmaya çalışılıyor.
Soruşturmalar öyle bir titizlikle yapılıyor ki, zamanında FETÖ'cülere referans olanlar bile incelenmeye başlamış durumda. Zamanında birisinin mülakatına referans olan veya yükselmesine referans olanlar inceleniyor.
17/25 Aralıktan sonra bir yerel, iki genel seçim yapıldı. Ak Parti tüm ülke teşkilatlarını yeniledi. Tüm bu süreçte şu konuşuluyordu… Tüm listeler MİT'in onayından geçiyor.
15 Temmuzdan sonra gördük ki, FETÖ'nün sızmadığı kurum kalmamış. Hatta yapılanma öyle bir seviyedeymiş ki, sanki devlet FETÖ'ye sızmış!
17/25 Aralık sonrası MİT ve emniyetteki FETÖ'cü unsurlar önüne gelen Ak Parti listelerindeki kendi adamlarını ifşa etmemiş olabilir. Bu ihtimalin haricinde, 17/25 Aralık sonrası Ak Parti mümkün olduğu kadar dikkat etmeye çalışıyordu. Kripto FETÖ'cülerin haricinde alenen Ak Parti'de görev almış birisi olma ihtimali çok düşük.
Buna rağmen, eğer Ak Parti içinde FETÖ'cü varsa bir an önce temizlenmeli ve kamuoyu rahatlatılmalıdır. Yoksa ciddi bir açıklama yapılmalı. Hem de en yetkili ağız olan Recep Tayyip Erdoğan tarafından.
Aksi takdirde Reisci gibi kendisini gösterip, Ak Parti'yi yıpratmaya çalışanlar maalesef başarılı olacaktır. Benden söylemesi…
*****
Yerelde vekiller, belediye başkanları, tüm teşkilat dikkatli olmalı. Ama en büyük görev İl Başkanı Sayın Ramazan Gürgöze'ye düşüyor. Kendisinin bu konuda çok duyarlı olduğunu biliyorum.
Elazığ'da olup bitenleri çok iyi rapor etmeli. Yoksa partisinin yıpranmasının önüne geçemezler. FETÖ sosyal medyada ve fısıltı gazetesinde çok iyi algı yapıyor. Tehlikeyi görmek lazım.
Bugüne kadar teşkilatını çok iyi toparlayan Sayın Gürgöze'nin bazı kesimlerce partisinin bilinçli olarak yıpratılmasına sessiz kalmayacağını düşünüyorum.
Neyse, her şeyi zaman gösterecek. Bakalım daha neler olacak, neler?
BİR ANI
Aslında hiç gerek yok ama canım yazmak istedi…
15 Temmuzdan sonra açığa almalar başlamıştı. Milli eğitimde yüzlerce isim KHK ile açığa alınmıştı.
Eşim matematik öğretmeni. Listeler ortaya çıktıktan yaklaşık olarak bir hafta kadar bir süre geçmişti. Eşim bana, 'Sende listeler var mı? Hele bir bakayım tanıdığım kimse var mı?' diye sorunca bende jeton düştü ve kendisine şöyle dedim:
'Ya bir haftadır herkes bu konuyu konuşuyor. Bir an bile aklıma, bir yanlışlık olurda eşim listede olur mu diye gelmedi. Sen de kendinden hiç tedirgin olmuyorsun ve başkalarını merak ediyorsun! Yahu biz ne sağlam bir aileyiz!'
Sonra gülüştük, FETÖ konusunda ne kadar mimli olduğumuza dair birbirimize hava bastık! Devamında hanım bana 783'cü kez, bilmem kaç sene evvelinden FETÖ'cüler daha çok güçlüyken Fetullah'a birçok ortamda 'CIA ajanı Fettoş' dediğini anlattı! Durduramıyordum, anlatıyordu! Haklı gururumuz yeni bir eziyete dönüşmüştü! (İnşdigerah bu yazımı okumaz!)
*****
Ben, ağabeyim, kız kardeşim, eşim, eşimin kardeşleri…
FETÖ'nün okullarına, dershanesine giden olmadı. Evlerinde, yurtlarında kalan yok. Zaman gazetesini çok okudum ama hep internetten. Zira ben her şeyi okurum. Dergi aboneliğimiz hiç olmadı. Bank Asya'da hiçbirimizin hesabı olmadı. Hiçbir FETÖ'cü bizlere referans olmadı. Herhangi bir derneğine üye olanımız yok. Herhangi bir etkinliklerine katılanımız da yok. Gazetede lehlerine tek bir yazı yazmadım…
İlginiz yoksa korkmayın. İftira atan olur mu? Olabilir, oluyor da… Ama emin olun gerçek mutlaka ortaya çıkar.
ELAZIĞ NEREYE DENİR?
Elazığ, bir kişinin aylarca FETÖ'den tutuklandığı konuşulurken Bakan olup olamayacağının konuşulmaya başlandığı yere denir! Dedirtmeyelim…
Ve maalesef Elazığ, her türlü iğrenç iftiranın prim görmeye başladığı, eski, temiz bir anı olmaya başlandığı yere denir! Dedirtmeyelim…
Ve dahi son olarak Elazığ, her türlü iftiracının, fitnecinin, dedikoducunun, çapulcunun yavaş yavaş itibar görmeye başladığı yere denir! Dedirtmeyelim…
Elazığ esasında adamlığın, mertliğin, dürüstlüğün, asaletin şehridir… Kaybetmeyelim, yazık olmasın…
Bu şehrin esas sahibi olan güzel insanlar… Elazığ düşmesin!