Ramazan'ın getirdikleri
Sessizce geldi bu yıl ramazan. Bizler soğuk havalara karşı bir sınav verirken manevi bir iklimin içinde bulduk kendimizi.
Baharın ilk ayının ilk günü başlayan ramazanın ikinci gününü de geride bıraktık. Mustafa gakkonun deyimiyle iki günü gitti ne kaldı ki geriye…
Bu ramazan öncesi şehirde öylesine ciddi bir çarşı-pazar hareketliliği gözükmedi. Ancak cumartesi günü hem ramazanın birinci günü hem de tatil olması sebebiyle şehirde aşırı bir yoğunluk gözlerden kaçmadı.
Kapalıçarşı yanında semt pazarlarına yoğun bir ilgiyi gözlemlemek zor olmadı. Teravih namazları için camiler hazırlanmıştı. Hangi gerekçe ya da hangi çok yiyenin teklifi ile yapıldı bilinmez ama il müftülüğünün teravih namazının yatsı ezanından 15 dakika sonra kılınması kararı hem cemaatte ciddi tepkiye yol açtı hem de gereksiz ve anlamsız bulundu.
Bazı beyefendilerin daha çok yemek yiyip çay içme keyif süresini uzatmaya matuf görülen müftülüğün bu kararı sahada pek uygulanmıyor bilinsin. Cami hocaları, cemaatin baskısına çok dayanamadığı ve huzursuzluk çıkmaması adına ezandan sonra haklı ve doğru olarak merkezi vaazı kesip namaza kalkıyorlar.
Müftülük, uygulanmayan bu kararını yeniden gözden geçirir mi bilinmez ama karar cemaatte yok hükmünde, biline… Ramazan aylarında teravih namazı sonrası çay ocağı muhabbetlerini her yerde görmek mümkün. Yine bu ramazanda, bu ayla örtüşen iftariyeliklerden olan meşhur badem şekerimizi üreten makinaların sesi ve görüntüsü de başka bir boyut katıyor ramazana.
Camilerimiz seher cüzü ile başlayıp teravih sonuna kadar cıvıl cıvıl… Seher cüzü, öğlen ve ikindi mukabeleleri, teravih ve tüm bunlara eşlik eden çocuk sesleri ile bu yıl Ramazan çok daha güzel.
Elazığ Belediyesi'nin Ahmet Tevfik Ozan Fuar ve Kongre Merkezinde düzenlediği Ramazan Etkinlikleri de bu mübarek aya ayrı bir güzellik katıyor. Fuar Merkezinin bir standında ilahi, mehteran, tasavvuf konserleri icra edilirken, diğer bir standında ise çocukların ramazanın gölgesinde zevkle zaman geçirecekleri oyun grupları, tenis masaları, gibi ünitelerle donatılmış.
Yine çocuklarımız ve ailelerine değişik ikram ve hediyelerin sunulduğu bu alan Hacivat-Karagöz, orta oyunları, çekilişler ve tarihi karakterlerin çocuklarla buluşmasıyla tam bir cazibe merkezi haline gelmiş durumda. Bu yıl toplu iftarların da çok olmayacağını düşünüyoruz. Şehit ve gazi yakınlarına ilk gün verilen iftarın ardından, değişik kurumlar tarafından yine değişik kurumlara ve aynı şahıslara verilmesi planlanan iftar programları hem tepkilere sebep oluyor hem de israf olarak değerlendiriliyor.
Ramazanlarda en çok rağbet edilen meknlardan biri de fırınlarımız. ,iftara yakın saatlerde pide kuyruğuna girmenin de ayrı bir mutluluğu var birçoğumuz için.
Bu kutsal zaman dilimlerini yaka-paça olmak yerine sekinetle ve sükûnetle değerlendirmekte fayda var dostlar… Kısaca bu ramazana böyle başladık. Sağlık ve sıhhat içinde bayrama da ulaşırız inşallah…