Parti Olamayan HDP!
MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin 'HDP'yi kapatmak Anayasa Mahkemesinin namus borcudur' açıklamasına karşın, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu olaya farklı bir yaklaşım getirdi.
Kılıçdaroğlu, kapatma davasına karşı çıktı ve "Demokrasinin savunulması gerektiği bir ortamda siz bir partiyi kapatamazsınız." dedi.
"Şiddet, baskı uyguluyorsa kapatın, eyvallah. Partinin yöneticileri ellerine silah alıp ortalıkta geziyorsa zaten savcı harekete geçer." diyen Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Vatandaş, gider sandıkta istediği partiye oy verir. Bugüne kadar bizim Cumhuriyet tarihi süreci içinde kaç tane parti kapatıldı ve hangi sonuç elde edildi? Hiçbir sonuç elde edilmedi.”
Kılıçdaroğlu'nun ifade ettiği parti kapatma konusu farklı, ülkeye kasteden bir terör örgütüyle içli dışlı olmuş bir parti farklı.
HDP ne zaman Türkiye partisi olmayı tercih etti ki. Tüm risklerine rağmen Ak Parti tarafından başlatılan açılım sürecine destek verebilseydi ve demokratik mücadeleyi tercih edebilselerdi işte o zaman HDP'nin kapatılmasına herkes karşı çıkardı.
Geçmişte kapatılan siyasi partilerin asla bir terör örgütü ile bağları olmamıştır. 6 kez partileri kapatılan Milli Görüş Partileri ve kapatılmanın eşiğine getirilen Ak Parti'ye atılan suçlar, somut bilgi ve belgelerden uzak, “irticanın odağı olmak” gibi saçma sapan bir iddiaydı.
HDP'nin fikri ve düşünce boyutu kalmadığı gibi, temsilcisi olduğunu iddia ettiği Kürt vatandaşlarımızın da sırtında bir yük ve kambur olmuştur.
HDP, ya PKK ile organik bağını sonlandırıp siyasal bir parti olarak mücadelesini sürdürecek ya da ülkemizi zayıflatmak ve kalkınma yolundan alıkoymak amacını güden dış güçlerin beslemesi ve taşeronu olmaya devam edecektir. Bu durumda da hiç kusura bakmasın kapatılmayı da hak eder. Çünkü her devlet, kendi sistemini koruyacak refleksleri gösterir ve göstermelidir.
Kaldı ki HDP; kapatılmak için zaten can atıyor, bahane arıyor. Kapatma gerekçesi olabilecek tüm suç teşkil edecek argümanları bilerek veriyor ve kapatılmanın mağduriyetiyle oy artırmanın hesabını yapıyor.
Sonuçta HDP' ne ülke ne kendi tabanı ne de demokratik bir mücadelenin asli ve doğal bir unsuru olmak yerine marjinal kalmanın mağduriyetiyle sığ ve etnik siyasetçilik yapıyor. Türkiye partisi olmak gibi bir iddiası da çabası da gayreti de amacı da yok.
Partilerin kapatılması elbette doğru değil ve her zaman ters tepmiştir. Ama siyasi partilerin. Milletvekili, belediye başkanını geçtik, ellerinde bulundurdukları belediyelere ya da destek verdikleri büyükşehir belediyelerine işe gireceklerin isimlerini bile kandilden alan bir oluşuma parti demek çok doğru olmaz.