Omrak: 'Elazığ kültürünün yok oluşunu izliyoruz'
Elazığ'ın sorunlarını ilçe ilçe ele aldıklarını ve her bir ilçenin kendi zenginliklerine rağmen fakirleştiğini ifade eden Zafer Partisi Elazığ İl Başkanı Onur Omrak, şehrimizin kaynaklarının tekel firmalara altın tepside sunulduğunu, Elazığ'ı gerçek Elazığlıların yönetmesi gerektiğini söyledi.
Hakimiyet'in il başkanları röportaj serisinin ikinci konuğu Zafer Partisi İl Başkanı Onur Omrak oldu. Başkan Omrak, şehrin sorunlarını ilçe ilçe ele alarak bunları raporlaştırdıklarını belirtti. Şehrin yöneticilerinin yıllardır Elazığ yerine kendilerini ve yakınlarını düşünerek Elazığ'ın hak ettiği yere gelememesinin en büyük nedeni olarak bu durumu gördüklerini ifade etti.
Başkan Omrak aynı zamanda hem Elazığ hem de Türkiye'nin düzensiz göç nedeniyle gelecekte daha büyük sorunlarla karşılaşacağının da altını çizdi.
“ÜMİT ÖZDAĞ ELAZIĞ'A GELECEK”
Türkiye'de bir erken seçim olasılığı bulunduğunu vurgulayan Zafer Partisi Elazığ İl Başkanı Onur Omrak: “Biz olası bir erken seçimin olacağını öngörüyoruz. Çünkü ülkemiz gerçekten uçurumdan aşağıya hızla yuvarlandığını hepimiz görüyoruz. Bu süreçte de biz ilçelere odaklanmış durumdayız. Şu an ilçe kongrelerine başladık. Yaklaşık dört tane ilçenin kongresini hafta sonu yapacağız. Ardından da il kongremizi yapacağız. Hatta buradan Elazığlılara söylemek istiyorum. Genel başkanımız da inşallah önümüzdeki ayın ilk haftasında Elazığ'da olacak.” şeklinde konuştu.
“ELAZIĞ'DA YÖNETİCİ SORUNU VAR”
Elazığ'ın çok önemli bir kent olduğunu ancak yıllardır şehri yönetenlerin hep kendilerini düşündüğü için şehrin gelişmediğini belirten Omrak: “Elazığ, çok büyük medeniyetlere başkentlik yapmış, asırlar boyunca kendi kültürünü, birliğini muhafaza etmiş bir şehir. Ülkemizin nasıl üç tarafı sularla çevrilirse, Elazığ'ın da tabii jeopolitik olarak çok önemli bir konuma sahip olduğunu biliyoruz. Elazığ'a gereken önemi hiçbir zaman verilmiyor. Bunun da sebebi gelen yöneticilerin Elazığ'ın kazanımlarını sadece kendisine çevirmesi olarak yorumluyoruz. Çünkü bir insanın, bir seçmenin yöneticiden beklentisi halkın refah seviyesini tamamen yukarıya çıkartıp bunun tabana yayması ve bunun sürdürülebilir olmasını sağlamaktır. Ama ne yazık ki bizim yöneticilerimiz en başta kendi ceplerini düşünerek hareket ediyor ve kendi yandaşlarını zengin ederek elit yapıya kavuşturuyor. Olan her zaman halkımıza oluyor ve kaybolan değerlerimize oluyor.” ifadelerini kullandı.
“İYİ BİR İŞLETME ŞART”
Elazığ'ın mutfak kültürünün tanıtılması amacıyla bu kültürü taşıyıp yansıtacak bir işletmenin şart olduğunu belirten İl Başkanı Onur Omrak: “Elazığ'ın çok eski tarihi yapıları var. Bunlara turistik turların düzenlenmesinin teşvik edilmesi gerekiyor. Elazığ'ın bir mutfak kültürü var. Bunların ön plana çıkartılması gerekiyor ki gastronomide Antep'ten sonra Elazığ'ın geldiğini araştırmalar gösteriyor. Öyle eski, öyle güzel tarihi yapılarımızın UNESCO tarafından da geçici koruma altına alınmış olan yapılarımızın bir an önce mutlak surette iyi bir işletme kazandırılması gerekiyor.” açıklamasını yaptı.
“KÜLTÜRÜMÜZÜN YOK OLUŞUNU İZLİYORUZ”
Başkan Omrak, Elazığ'da da yaşanan göçler nedeniyle kendi kültürümüzün yok oluşunu izlediğimizi belirterek: “Elazığ, son zamanlarda özellikle depremden sonra çok fazla göç aldı ama bunu güzel bir şekilde değerlendiremedik. Organize sanayi bölgelerimiz artmadı. Yollarımız zaten çok kötü durumda. Elazığ'ın temel problemleri ama bunların hep her birisi bir şeylerle izah edilebilir. Altyapı sorunu izah edebilir ya da depremden sonra gelişen konjonktür olaylarla ifade edilebilir. Ama Elazığ'ın yerel halkının artık ekonomik olarak bunlara katlanılamaz hale geldi. Çünkü çok tabanla tavan arasında inanılmaz bir fark oldu. Yani orta sınıf tamamen kaldırıldı. Ülkemizde de Elazığ'da da bu etki etti. Şüphesiz ki şu anda bilinçsiz bir nesil yetişiyor. Özellikle uyuşturucu kullanımı çok yaygın. Bunda gelen göçlerin çok büyük etkisi var. Özellikle yabancı göçmenlerin çok büyük etkisi var. Kendi kültürümüzün yok olduğunu hepimizi izliyoruz ve müdahale edemiyoruz. Umarım yakın zamanda düzelir.” şeklinde konuştu.
“ELAZIĞ'IN SORUNLARINI İLÇE İLÇE ELE ALIYORUZ”
Elazığ'ın sorunlarını ilçe ilçe ele aldıklarını, her ilçenin kendi zenginliğinin kendi halkını fakirleştirirken başkalarını zengin ettiğini vurgulayan Omrak: “Biz parti olarak Elazığ'ı aslında ilçe ilçe ele aldık ve bunun için birçok rapor yazdık. Bu raporlarımızda kendi sosyal medyalarımızda da mevcut. En başta Keban'ı örnek gösterirsek Keban'da Türkiye'nin en büyük elektrik üreten santrallerinden bir tanesi var ama en pahalı elektriği Keban halkı kullanıyor. Keban suyuyla ünlü çok büyük bir su sorunu var. İçme suyu bile içilmiyor ki bunlar çok komik şeyler. Aslında en ünlü olan şeylerden o halk faydalanamıyor. Maden'in geleceğinin ne olacağı tamamen belirsiz. Herhangi bir firmaya peşkeş çekmek için uğraşılıyor. Alacakaya'ya baktığımızda mesela mermerimiz çok ünlü. Onun haricinde birçok krom rezervleri var. Onlar da tamamen belli firmaların tekeline bırakılmış durumda. Bunlardan belli bir kesim zenginleşirken diğer kesim tamamen onun kölesi olmaya zorlanıyor. Yani biz Elazığ'da manevi değerlerimize, kültürümüze altyapımıza sahip çıkarsak çok daha rahat, ferah bir Elazığ'ı görebileceğimizi öngörüyoruz. Musikisinden tutun yemeğinden, örfünden, kültüründen, geleneğine Elazığ'ı gerçek Elazığlılar yönetmeli diye düşünüyoruz.” dedi.
“GÖÇ KONUSUNDA DERS KİTAPLARINDA BİLE ANLATILAN UYARILAR GÖRMEZDEN GELİNİYOR”
Türkiye'nin en büyük sorunlarının neler olduğu sorusuna yanıt veren Omrak, ülkemizin göç konusunda yapılmaması gereken her şeyi yaptığını belirterek: “Zafer Partisi denilince akla zaten sığınmacı problemi geliyor ki gerçekten bu çok büyük bir problem. Çünkü ordusu olan güçlü ordusu olan orduların genellikle harp akademilerinde, harp okullarında öğrettikleri şey, eğer bir ülkenin üniter devlet yapısını bozmak istiyorsan, eğer bu ülke bir ulus devleti ise bunu zorunlu bir göçe zorlayacaksın. Yani bunlar onların ders kitaplarında bile anlatılan şeyler bizi zorunlu olarak göçe zorladılar. Yani gelen göçmenler bombalandıkları için gelmediler. Gelmeleri için bombalandılar. Bunu her zaman söylüyoruz. Bize gelen göçmenler Afganistan'dan özellikle üç bin kilometre yol kat ederek Türkiye'ye geliyorlar. Suriye'de açık kapı politikasıyla isteyen girip çıkabiliyor. Iraklılara 15 yaş altı 50 yaş üstü olanlara muafiyeti uygulandı. Ukraynalı savaştan kaçan insanlar Türkiye'ye geliyor.” dedi.
“TÜRKİYE GÖÇMENİSTAN OLMUŞ DURUMDA”
Artan göçmen sorununa karşı acil önlem alınması gerektiğini belirten Zafer Partisi İl Başkanı Onur Omrak: “Türkiye tamamen bir göçmenistan olmuş durumda ve bu nüfusun yaklaşık yüzde 25'ine tekabül ediyor. Dünyada hiçbir örneği yok. Bir nüfusun yüzde 25'i göçmen olacak, sığınmacı olacak ve ülkeye sığınacak ve bunu da din kisvesi altında yapıyorlar. Yani bizim halkımız çok iyi bilmeli. Din ile dinler arasındaki farkı çok iyi bilmeli. Biz yıllarca dinciler tarafından kandırıldık. Onlar bize dini ensar, muhacir kardeşlerimiz olarak gösterdiler. Ama gelen insanların bizim jeolojik yapımızı, bizim demografi yapımızı, bozduklarını, söylememize rağmen herkese anlatmamıza, herkesin bunu anlamasına rağmen perdelediler. Yani gelen 13 milyon kaçak var. Sayıları artıyor. Şu an 20 milyonu aşmış durumda. Bunlar ülkemizin tamamen iç huzurunu, dengeyi bozmak için geldiklerini biz defaatle söylüyoruz. Bunun da en büyük göstergesini önümüzdeki süreçlerde çok rahat göreceğiz. Çünkü bunların mesela doğum oranları çok yüksek. Yani ortalama bir Türk vatandaşı, 2-3 arasında çocuk yaparken onlar 6-8 arasında çocuk yapıyor ve bunlar hükümet destekli. Yani hükümet üçüncü çocuktan sonra para veriyor. Eğitim, sağlık, ücretsiz ve bunlar böyle doğum oranları yüksek olduğu sürece önümüzdeki 10 yılda sayıları 30 milyonu bulacak. 30 milyonu buldukları zaman da bunlar yeni anayasa isteyecekler. Kendilerine özgü yeni eğitim dilinin onların dili olmasını isteyecekler ve bunlar tamamen bölücü hareket olarak karşımıza çıkacak. Özellikle dış istihbaratların Türkiye'de cirit haklarını hepimiz çok iyi biliyoruz. Bu ülkeyi bölmek için de ulus devlet yapısını, laik devlet yapısını bozmaları gerektiğini onlar da çok iyi biliyorlar ve bunun için uğraşıyorlar. Ama bunlar artık dinle açıklanamaz.” ifadeleriyle açıklamasını sonlandırdı.