OLAĞANÜSTÜ HAL

Ülkemiz aslında 17/25 Aralık tarihinden bugüne kadar olağanüstü hali hep yaşadı. Kendisini devletten daha üstün gören bir grup zevat kalkıp devlete savaş açtı ve devletle bilek güreşine girişti. Kendi tabirleriyle ülkeyi kurtaracaklardı. Daha kendini kurtaramamış düşünmeyi unutmuş, neyin doğru neyin yanlış olduğunu idrak edemeyen bu insanlar kendilerince ülkeyi kurtaracaklardı. Bu yolda işbirliği yapmadıkları kesim, girmedikleri yol yapmadıkları hain plan kalmadı. En son planları olan darbe girişimini de gerçekleştirmek üzere ayaklandılar ve sözde iyiliğini düşündükleri bu halka silah doğrulttular bombalar attılar. Hiç kimse devletten güçlü değildir. Hiçbir şahıs veya kişi de devletten üstün değildir. Bu ülkede bir darbe girişimi oldu. Vatan hainleri bir katliama yeltendi. Bunun sonucu olarak da olağanüstü halin ilan edilmesi tabii oldu. Fransa da bomba patladı diye birkaç gün önce olağanüstü hal uzatıldı. Biz de ordudaki ve sivilde ki işbirlikçileriyle vatan hainleri darbe yapmaya kalkıştı. Bu olağanüstü halin ilanından sonra eminim ki devlet masum halkın günahsızların yaşam hakkıyla ilgili hiçbir kısıtlamaya gitmeyecektir. Ama vatanını satan, hain planlar içerisinde olan, terörü ve teröristleri öven, darbeyi savunan bu kişilere de gereken cevabı verecek ve bunları doğduklarına pişman edecektir. 17/25 Aralık operasyonundan sonra paralel devlet yapılanmasına destek veren, onları haklı gören, onlarla işbirliği yapan gazeteciler ve siyasiler de bu süreçte hesap vermelidirler. Çünkü her şeye rağmen paralelcileri 15 Temmuz gecesine kadar savundular.

Olağanüstü halin ilanı ile birlikte bazı kesimler özgürlükler gidiyor, Avrupa bize ne der, artık biz özgür bir ülke değiliz, Amerika endişeli, Fransa tepkili gibi zırvalamalara gireceklerdir. Bunların hiçbirine kulak asmayın. Devlet eğer kendi bekasını korumakla yükümlüyse gerekli bütün tedbirleri de alacaktır. Buna kimsenin de ses çıkarmaya hakkı yoktur. Bu olağanüstü hal sürecinde dikkat edilmesi gereken bir diğer konuda halkın sağduyusunu koruması ve kardeşliğimize kasteden provokatörlere pirim vermeyerek vatan hainlerinin iç savaş çıkarmaya yönelik emellerine müsaade etmemektir. Bu darbe gerçekleşmiş olsa partili ayrımı yapılmadan, din dil, ırk ayrımı yapılmadan her kesim zarar görecekti. Bu kahraman halkı, tankın önünde durarak kendini feda eden halkı ödüllendirmek için devlet, paralel yapının okullarını ve yurtlarını devlet bünyesine alıp oraları halka açmalıdır. Yıllarca zenginleri barındırdıkları özel okulları devlet okulları olmalıdır. Şehirlerin en güzel yerlerine inşa edilmiş olan yurtlar devlet yurdu olarak hizmet etmeli ve bu okullara, yurtlara darbe girişimi sırasında şehit olan kahramanların isimleri verilmelidir.

Allah devletimize zeval vermesin, Allah bu milletin birliğini ve beraberliğini daim etsin…