Okullardaki Tehlike: Akran Zorbalığı

Ülkemizde son yıllarda artış gösteren akran zorbalığı hakkında alanında uzman isimler Elazığ Hakimiyet Gazetesi'ne önemli açıklamalarda bulundu. 

TAKİP ET

Ülkemizde son yıllarda artış gösteren şiddet ve akran zorbalığı kamuoyunu oldukça meşgul etmeye başladı. Şiddet olaylarında artış ve akran zorbalıkları, hem ruhsal hem psikolojik anlamda araştırılması gereken konular arasında bulunurken, alanında uzman isimler de bu tür olaylar hakkında önemli açıklamalarda bulunuyor.
Elazığ Hakimiyet Gazetesine önemli açıklamalarda bulunan alanında uzman isimler, akran zorbalığı ve şiddet olaylarının sona ermesi için hem caydırıcı önlemlerin alınmasını önerdi hem de psikolojik anlamda neler yapılacağını ifade etti.


BAHŞİ: “ZORBALIK YAPANLAR CEZASIZ KALMAMALI”
Elazığ Memur-Sen İl Temsilcisi Bahşi: “Biz sendika olarak zorbalığın her türlüsüne karşıyız özellikle eğitimciye şiddet konusunda sürekli sesimizi yükseltip eylem yapıyoruz ve bakanlığa şiddete karşı caydırıcı önlemler alması konusunda baskı yapıyoruz. Zorbalık okulların her kademesinde var. İlkokuldan üniversiteye kadar öğrenciler zorbalığa maruz kalabiliyor. Bakanlığın zorbalığı ders müfredatına alması çok olumlu bir gelişmedir. Bu dersin öğretimin tüm kademelerinde yer alması gerekmektedir. Şu an lise müfredatında yer alan adabı muaşeret dersleri bu konuyla bağlantılı bizler bunu çok faydalı buluyoruz. Öğrencinin sosyal hayatını bire bir etkileyen bir derstir, akran zorbalığı dersini bunun devamı olarak düşünebiliriz. Her iki ders birbiriyle bağlantılıdır, adabı muaşerete dikkat eden bir birey zorbalık yapmaz. Bu derslerin okutulması gerekiyor, bakanlığın gerekirse bu konuyla ilgili öğretmelere hizmet içi eğitimler vermelidir” dedi.


“BAKANLIĞIN ALACAĞI ÖNLEYİCİ TEDBİRLERE DESTEK VERİYORUZ”
Alınacak önleyici tedbirlere sendika olarak sonuna kadar destek vereceklerini ifade eden İbrahim Bahşi: “Raporlarda zorbalığın şiddetinin önlenmesi konusunda alınacak tedbirler ve çözüm önerileri detaylıca yer almaktadır. Öncelikle zorbalığa ve şiddete karşı caydırıcı cezalar uygulanmalıdır. Zorbalığı ve şiddeti önleyici eğitimler hem öğrencilere hem velilere verilmelidir. Zorbalığın şiddetin türleri etki alanları iyi bilinmeli ve öğrenci ve velilere iyi anlatılmalıdır. Bu noktada Bakanlığın alacağı kararlara önleyici tedbirlere sonuna kadar sendika olarak destek veriyoruz. Akran zorbalığı siber zorbalık eğitimciye şiddet gibi konularda alınacak önleyici tedbirler bu tarz zorbalıkların azalmasına neden olacaktır. Demokratik ve hukuki çerçeve içerisinde zorbalık yapanlar gerekli cezaları almalıdır” ifadelerine yer verdi.


SARIGÜL:“ BİR ÖĞRENCİNİN HOŞUNA GİTMEYEN HERŞEY ZORBALIKTIR”
Rehberlik Öğretmeni Taha Yusuf Sarıgül ise, “Orta öğretimde eğitim alan 9,10,11,12'nci sınıf öğrencileri birbirleriyle akrandır. 10 ya da 11'inci sınıftaki bir öğrencinin 9'uncu sınıftaki bir öğrenciye uyguladığı zorbalıklar akran zorbalığına girer. Bir öğrencinin veya bir bireyin hoşuna gitmeyen, maruz kaldığında rahatsız ve huzursuz olduğu tüm davranışları bizler zorbalık olarak nitelendiriyoruz. Bunun sürekli olması ve karşı tarafın maruz kalması zorbalık olarak karşımıza çıkıyor. Bizler bunun farklı şekillerde ortaya çıktığını görüyoruz. Örnek verecek olursak, bir öğrencinin arkadaşları tarafından sigara içmeye ya da farklı maddelere kullanmaya zorlanması akran zorbalığına birer örnektir. Ya da bir öğrencinin fiziksel olarak bir kusurunun olması ve arkadaşları tarafından dalga geçilmesi de akran zorbalığına örnektir.”dedi.

REHBER ÖĞRETMENLERE BÜYÜK BİR GÖREV DÜŞÜYOR
Siber zorbalığın daha çok dijital suçları içeren ya da sosyal medyada gençlerin kendi aralarında tehditkâr konuşmaları ve kavga etmeleri sosyal medya üzerindeki verdikleri mesajlarla öğrencilerin tartışılması olarak öne çıktığını ifade eden Sarıgül, “Zorbalıkla ilgili birçok alan var, bizler bu konularla ilgili öğrencilere ayrı ayrı eğitim veriyoruz. Gerek bireysel gerekse toplu olarak öğrencilerle bir araya gelerek zorbalık türleriyle ilgili seminerler düzenleniyor. Bunu her eğitimcinin mutlaka akran zorbalığı konusuyla ilgili bir farkındalık eğitimi vermesi gerekiyor. Bu anlamda öğretmenlerde üzerlerine düşeni fazlasıyla yapıyor. Çocuklarda bu tarz durumlarla karşı karşıya kaldığında neler yapmalı gerektiği sınıf öğretmelerine, rehberlik öğretmenlerine ya da okul idarecilerine muhakkak haber vermesi ve destek istemesi sorunların çözülmesi için çok önemli. Zorbalıklar gizli tutulmamalı aksi taktirde artmaya devam edecek. Dediğim gibi okullarda bulunan rehber öğretmenlerinden muhakkak yardım almalı ve soruna çözüm bulunmalıdır. Bu şekilde yaşanan zorbalığa müdahale etme şansı olur uygulayan öğrencilere gerekli uyarılar yapılır ve gerekli eğitimlerin verilmesi gerçekleşir. Zorbalığa uğrayan öğrenci için psikolojik destek sağlanır, yani kısaca rehber öğretmenlerine büyük iş düşüyor. Zorbalıkta en büyük etken sineye çekilmemesi ve gerekli kişilerle paylaşılmaması. Ne olursa olsun öğrencinin bunu saklamaması veya sineye çekmemesi lazım.”dedi.


AİLEYE DÜŞEN GÖREVLER
Sarıgül son olarak: “Bu süreçte aileye çok büyük görev düşüyor, günümüz konjonktüründe bizler sanal zorbalığa, siber zorbalığa çok fazla şahit oluyoruz. Bizlerin en büyük beklentisi ailelerin mutlaka çocuklarının sosyal medya kullanımlarını denetim altında tutmaları. Eğer bir aile çocuğunun sosyal medyada nerelerde vakit geçirdiğini bilmiyorsa muhtemelen o çocuk yanlış yerlerde vakit geçiriyor ihtimali yüksek bir çocuktur. Aileler mutlaka çocuklarıyla konuşmalı ve sürekli iletişim halinde olmalı, çocukları tamamen sanal aleme terk etmemeli. İnternet dediğimiz mecrada ulaşılmayacak bilgi ve ortam yok, deep web denilen sanal alemde çok gizli herkesin ulaşamadığı mahrem bilgiler veya istenmeyen şeyler var. Bu manada ailelerin çocuklarının internet kullanımını mutlaka denetlemeli. Çocuklarının sosyal medyada kimlerle arkadaş olduğunu ve sosyal medyadaki paylaşımlarını kendilerinin de takip etmeleri ve sosyal medyada arkadaş olmaları önem arz etmektedir. Ailelerin çocuklarına bir sorunun olup olmadığını, çocuklarını gözetim altında tutmaları önemlidir. Eğer anne baba çocuklarına yakın değilse çocuk başkalarını kendisine yakın görmeye başlar. Aileler çocuklarına olumlu rol model olmalıdır ve denetim altında tutmalıdır. Sevgi bağı önemli bir bağdır, aileler çocuklarıyla bağını sıkı tutarsa çocukların hata yapma oranı azalır. Ergenlik döneminde hata oranı düşük olan ya da hatasız bir ergenlik yaşayan bireyler yetişkinlik döneminde daha sağlıklı kararlar vererek daha az hata yapar. Bizler rehber öğretmenleri olarak zorbalığı gerçekleştiren grup üzerinde görüşmeler yapıp bunun engellenmesi yönünde önlemler alıyoruz. Bu anlamda önleyici tedbirler çok önemli, rehber öğretmenlerinin rolü önemli. Tedbirlerle birlikte özellikle okullarda gerekli eğitimlerde verilmeli. Televizyonlarda ve sosyal medya da bununla ilgili kamu spotları ve bilgilendirici videoların olması gerekiyor” ifadelerine yer verdi.


UZMAN KLİNİK PSİKOLOG ÇAĞLA YILMAZ: “ZORBALIĞA MARUZ KALAN ÇOCUKLARIMIZ OKUL ADAPTASYON SORUNU YAŞAYABİLİR”
Akran zorbalığına maruz kalan çocukla uygulayan çocuk arasındaki fark, öncelikle ikisi arasında bir güç dengesi yoktur ifadelerine yer veren Uzman Klinik Psikolog Çağla Yılmaz: “Zorbalığı uygulayan çocuk bazen bedenen, bazen sosyal, ekonomik olarak daha güçlüdür. Diğer çocuk dezavantajlı olan gruptur” dedi.

PSİKOLOJİK DESTEĞE BAŞLANMALIDIR
Elazığ Medikal Hospital'da Uzman Klinik Psikolog olan Çağla Yılmaz: “Bu anlamda zorbalığı uygulayan, bu gücü sabit hale getirmek ve bundan bir kazanım elde etmek çabasındadır. Yine ikisi arasındaki farklardan biri, akran zorbalığı uygulayan çocuk daha hırçın daha öfke kontrolü olmayan daha dürtüsel ve daha şiddette meyilli bir çocukken akran zorbalığına maruz kalan çocuklarımız, daha içe kapanık kendini savunmada daha eksiktir. Bedensel sorunları olan veya konuşma güçlüğü çeken daha sakin diyebileceğimiz çocuklarımız arasında böyle bir fark vardır. Bu farkı şiddetlendiren durum ise akran zorbalığı uygulayan çocuk, bu kazanımı elde ettikçe şiddeti arttırmakta. Zorbalığın şiddeti; fiziksel şiddet, psikolojik şiddet, cinsel şiddet sözel şiddet veya bunların hepsi bir arada olabilir, aslında her biri bir istismardır. Bu istismarın boyutu, büyüklüğü ve süre gelen sürenin uzunluğu önemlidir. Çünkü zorbalığa maruz kalan çocuklarımız okul adaptasyon sorunu yaşayabilir bazılarında içe kapanmayla beraber depresyonda görünebilir. Panik atak görülebilir, kendini ifade etmekte ve sosyal ortamda kabul görmekte zorlanabilir. Bu gibi durumlar yaşanmaya başladığı zaman çocuğu muayene etmek lazım eğer sorun derinse o zaman psikolojik destek başlanmalıdır” şeklinde konuştu.


“EN BÜYÜK GÖREV AİLELERE VE ÖĞRETMENLERE DÜŞÜYOR”
Akran zorbalığı ile mücadele için en büyük görevin aile ve öğretmenlere düştüğünü ifade eden Yılmaz: “Okullardaki akran zorbalığı için, çok derin ve çok çeşitli bakmak lazım okuldan okula eğitimden eğitime ve yaştan yaşa değişebilir. Çoğunlukla 4 yaş itibariyle okul öncesi dönemde çocuklar diğer akranlarıyla bir araya gelip bir sosyal grubun içinde bulunmaya başlıyorlar. Zorbalık ilk olarak burada başlıyor. Okul öncesi dönemde akran zorbalıkları daha çok oyuna dahil etmemek, programa dahil etmemek, oyuncağını zorla almak veya kekini pastasını zorla almak gibiyken yaş ilerledikçe bunun formu değişiyor. Özellikle ortaokul döneminde çok daha acımasız bir hal alıyor, çünkü çocukların yaptırım güçleri de artıyor. Bu anlamda en büyük görev ailelere ve öğretmenlere düşüyor. Öncelikle böyle bir akran zorbalığını gözden kaçırmamak için öğretmenlerin çok dikkatli çok hassas olması lazım. İkinci olarak ailelerin çocuklarıyla iletişimi çok iyi olmalı çocuğun gelip bundan bahsedecek kadar aile ile iletişimde olmalı. Ailenin çocuğuna güven ortamını sağlamış ve huzurlu bir yuva içerisinde çocuğunu büyütmesi lazım. Bunun önüne geçebilmek için çocuklara empati kurabilmeyi öğretmek ilk öncelik olmalı. Zorbalığa uğrayan çocukların birçoğunda öfke kontrolü yok çok dürtüseller en büyük eksiklikleri ise empati kuramamak. Oyun içerisinde empatiyi içeren karşı tarafın duygularını anlatan bir oyun arkadaşlarının bir okul ortamının nasıl olmasını öğreten, belki drama çalışmaları veya oyun atölyeleri gibi çalışma alanlarında gruplara eğitim verilebilir” dedi.

AKRAN ZORBALIĞINA HEM ERKEK HEM KIZ ÖĞRENCİLERİ MARUZ KALIYORLAR
Psikolog Çağla Yılmaz: “Yine akran zorbalığının önüne geçebilmek adına en önemli adımlardan biri eğitimin içeriğine bununda eklenmesi. Toplumumuzda artık cinsiyet ayrımı kalmadı diye düşünüyorum. Erkek çocuğu belki biraz daha bedensel gücünü kullanarak şiddet uyguluyorken kız çocukları da sözel şiddeti çok abartarak, çok büyüterek uygulayabiliyorlar. Bunun içerisinde hakaret, istenmeden diğer çocuğun eşyalarını kullanılması, çocuğu oyuna dahil etmemek, kırıcı, aşağılayıcı sözler söylemek. Yine aynı şekilde çocuğun cinsel istismara sebep veren zorbalığa maruz kaldığı durumlar oluyor. Örnek verecek olursam çocuğun eteğinin açılması, zorla eteğinin yukarı kaldırılması veya kıyafetine su döküp rahatsız edici bir duruma getirilmek gibi zorbalıkları okullarda olduğunu duyuyoruz. Bu anlamda da kız erkek ayrımının çok olduğunu düşünmüyorum” dedi.

SOSYAL MEDYADA ÖRNEK ALINAN MODELLER ÇOK ÖNEMLİ
Son olarak Psikolog Çağla Yılmaz: “Sosyal medyada gördüğümüz örnek aldığımız modeller çok önemli özellikle çok popüler olmuş bir grup eğer böyle yayınlar yapıyorsa örnek alınarak aynı davranışları çocuklarda sergiliyor. En temelde sosyal medyadan ziyade okulun kendi içerisindeki grubun popülaritesi önemli. Üçe ayıracak olursak maruz kalan grup, zorbalığı uygulayan grup ve seyirci olan grup. Seyirci olan grubu da kendi içinde ikiye ayırabiliriz. Bunlardan birisi izleyerek sessiz kalan ama vicdan azabı duyan ki bu çok azınlıkta. Bir diğeri ise bu zorbalığı destekleyen bundan eğlenen bundan keyif alan ve şiddetin artmasına sebep olan grup bu anlamda internetten veya sosyal medyadan öğrenilmiş şeylerden çok hayatımızın içerisinde bulunan yakınlarımız birebir gözlemlediklerimiz daha önemli çünkü çocuk bulunacağı yeri grubu öğrendikleri ile belirleyecektir. Özellikle okul içerisinde zorbalığı yapan grup daha güçlü daha popüler, daha hâkim daha söz sahibi olduğu için onları örnek alıp onların yanında olmak için veya onlarla hareket edebilmek için bunu destekleyenler sayı olarak daha fazla” şeklinde konuştu.

Bakmadan Geçme