Öfke, Nasıl Kontrol Edilir?

Hilal Sarıbay Göçer,”Oysa öfke oldukça doğal bir duygudur ve bize ait bu duyguyu kötü olarak damgalamamız doğru olmaz. Toplumsal hayatın içerisinde çevresel olaylarda, aile içi deneyimlerden edinilen bilgiyle öfke kötü- terbiyesizlik- saygısızlık gibi atfedilebilmektedir. Dolayısıyla bireylerde bu duyguyu bastırmaya yönelik bir eğilim oluşur. Durum böyle iken bastırılan öfke halı altına süpürülür ve bedende durur.

Bedende duran, bastırılan duygu insanların ruhlarına , tepkilerine elbette etki edecektir. Kötü diyerek kaçtıkları bastırdıkları bu duygu er geç onların tavır ve davranışlarına etki edecektir. Kimi zaman bu öfke kişinin kendisine dönük bir yönelme içinde olur ve birey kendisini suçlar. Bu durumun sonucunda çoğunlukla depresyon, kaygı bozukluğu, somatik bozukluklar yaşanabilir. Somatik bozukluklarda yaygın olarak duygunun bedensel acıya dönüştüğünü görürüz ve nedeni bulunamayan ağrılar acılar görülür. Oysa derine inildiğinde bunun psikolojik bir alt yapısının olduğu görülür. Bastırılmış öfke kişinin kendine yönelebildiği gibi dışsal olarak onu pasif agresif bir yapıya da sokabilir. Bununla birlikte kişinin ilişkileri bozulacaktır ve iyice yalnızlaşacaktır. Ayrıca duygularını bastıran bireylerin farkındalığı da düşer ve yaşamsal doyumsuzluk yaşayabilirler. Burada önemli olan içsel olarak hislerini ve duygularını reddetmenin getirdiği bedeller olarak çeşitli psikolojik sorunların görüleceğinin bilinmesidir.

Öfke de diğer tüm duygular gibi önemli bir duygudur. Hiçbir duygu kovulmamalıdır, bastırılmamalıdır. Öfkeyi bastırmayı bırakıp onun neden olduğunu fark edip planlamaya çalışmalıyız. Hepimizin sınırları vardır ve bu sınırlar aşıldığında öfkelenmek oldukça insanidir. Unutulmamalıdır ki öfkenin nedenine odaklanmalı ve ondan kaçmamalıyız”dedi.