Öcalan'dan tarihi çağrı: 'PKK kendini feshetsin'
MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin 2023 seçimlerinde siyasette yumuşama girişimleri, parti grup toplantısına yaptığı tarihi çağrı, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından bu konuya verilen destek, toplumun tüm kesimlerinin inanılmaz bir şekilde konuya sağduyulu yaklaşması neticesinde Abdullah Öcalan ile 3 kez görüşen DEM Parti heyeti, Öcalan'ın PKK'ya yaptığı silah bırakın çağrısını Türkçe, Kürtçe, Arapça ve İngilizce olarak kamuoyuna duyurdu.
Siyaseten bırakın bir araya gelmeleri, diyalog kurmaları bile tarih boyunca mümkün olarak görülmeyen MHP ve DEM gibi iki partinin, Bahçeli'nin inisiyatifi ile önce selamlaşmayla başlayan daha sonra karşılıklı nezaket dolu açıklamalarla devam eden bir sürece evrilmesi Türkiye'de yeni bir dönem başlangıcının sinyalini vermiş daha sonra Devlet Bahçeli'nin 'Öcalan Meclis'e gelsin, koşulsuz şartsız PKK'nın lağvedildiğini açıklasın' çağrısı ile yeni bir dönemin kapısı aralanmıştı.
'ÖCALAN GELSİN PKK'NIN BİTTİĞİNİ AÇIKLASIN'
22 Ekim 2024 tarihinde yine partisinin grup toplantısında konuşan Devlet Bahçeli, sadece Türkiye'yi değil, bu topraklarda 50 yıldır kirli hesaplar yapanları, milyarlarca dolarla hain tuzaklar hazırlayanları ve kardeşi kardeşe kırdıranları da dahil tüm dünyayı şoke edecek şu açıklamayı yapmıştı:
'Şayet teröristbaşının tecridi kaldırılırsa, gelsin TBMM DEM Parti grup toplantısında konuşsun. Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykırsın.
- Bu dirayet ve kararlılığı gösterirse, 'Umut Hakkı'nın kullanımıyla ilgili yasal düzenlemenin yapılması ve bundan yararlanmasının önü de ardına kadar açılsın.
- Ne Kandil, ne de Edirne; adres İmralı'dan DEM'e uzansın, bu ağır ve tarihi terör sorunu ülke gündeminden tamamen çıkarılsın.
Hodri meydan, buna varız; vatan, millet, devlet, bayrak, ortak gelecek ve tam bağımsızlık için bunu dahi sineye çekmeye sonuna kadar hazırız.'
DEM PARTİ 3 KEZ ÖCALAN İLE GÖRÜŞTÜ
Yapılan bu tarihi çağrının ardından hızlı bir süreç başladı. DEM Parti İmralı'ya ilk ziyaretini 2024'ün son günlerinde 28 Aralık Cumartesi, ikinci görüşme ise 22 Ocak 2025 Çarşamba günü gerçekleşmişti. Daha sonra diğer partilerle görüşen heyet 27 Şubat 2025 tarihinde İmralı'ya giderek Öcalan ile üçüncü kez görüştü. Yapılan bu görüşmenin ardından beklenen 'silah bırakın ve örgütü lağvedin' açıklaması ise Taksim'den Türkçe, Kürtçe, Arapça ve İngilizce olarak yapıldı.
ÖCALAN: 'PKK KENDİNİ FESHETMELİDİR'
Öcalan'ın mesajını Türkçe olarak DEM Parti Van Milletvekili Pervin Buldan okudu.
İşte Öcalan'ın PKK'ya yaptığı silah bırakma ve örgütü lağvetme çağrısı:
'PKK; tarihin en yoğun şiddet yüzyılı olan 20. asrı, iki dünya savaşı, reel-sosyalizm ve dünya genelinde yaşanan soğuk savaş ortamları, Kürt realitesinin inkarı, başta ifade olmak üzere özgürlükler konusunda yasaklardan kaynaklı oluşan zeminde doğmuştur. Teori, program, strateji ve taktik olarak yüzyılın reel-sosyalist sistem gerçeğinin ağır etkisinde kalmıştır. 1990'larda reel-sosyalizmin iç nedenlerle çöküşü ve ülkede kimlik inkarının çözülüşü, ifade özgürlüğünde sağlanan gelişmeler, PKK'nin anlam yoksunluğuna ve aşırı tekrara yol açmıştır. Dolayısıyla ömrünü benzerleri gibi tamamlamış ve feshini gerekli kılmıştır. Kürt-Türk ilişkileri; 1000 yılı aşan tarihler boyunca Türkler ve Kürtler, varlıklarını sürdürmek ve hegemonik güçlere karşı ayakta kalmak için gönüllülük yönü ağır basan, hep bir ittifak içinde kalmayı zorunlu görmüşlerdir. Kapitalist modernitenin son 200 yılı, bu ittifakı parçalamayı esas gaye edinmiştir. Etkilenen güçler, sınıf temelleriyle birlikte buna hizmeti esas bellemişlerdir. Cumhuriyetin tek tipçi yorumlarıyla birlikte bu süreç hızlanmıştır. Günümüzde çok kırılgan hl alan tarihsel ilişkiyi, kardeşlik ruhu içinde inançları da göz ardı etmeden yeniden düzenlemek esas görevdir
'DEMOKRATİK TOPLUM İHTİYACI KAÇINILMAZDIR'
Demokratik toplum ihtiyacı kaçınılmazdır. Cumhuriyet tarihinin en uzun ve kapsamlı isyan ve şiddet hareketi olan PKK'nin; güç ve taban bulması, demokratik siyaset kanallarının kapalı olmasından kaynaklanmıştır. Aşırı milliyetçi savruluşunun zorunlu sonucu olan; ayrı ulus-devlet, federasyon, idari özerklik ve kültüralist çözümler, tarihsel toplum sosyolojisine cevap olamamaktadır. Kimliklere saygı, kendilerini özgürce ifade edip, demokratik anlamda örgütlenmeleri, her kesimin kendilerine esas aldıkları sosyo-ekonomik ve siyasal yapılanmaları ancak demokratik toplum ve siyasal alanın mevcudiyetiyle mümkündür.
'PKK KENDİNİ FESHETMELİDİR'
Cumhuriyetin ikinci yüzyılı ancak demokrasiyle taçlandırıldığında kalıcı ve kardeşçe bir sürekliliğe sahip olabilecektir. Sistem arayışları ve gerçekleştirmeler için demokrasi dışı bir yol yoktur. Olamaz. Demokratik uzlaşma temel yöntemdir.
Barış ve demokratik toplum döneminin dili de gerçekliğe uygun geliştirilmek durumundadır. Sayın Devlet Bahçeli'nin yaptığı çağrı, Sayın Cumhurbaşkanın ortaya koyduğu iradeyle diğer siyasi partilerin malum çağrıya dönük olumlu yaklaşımlarıyla oluşan bu iklimde silah bırakma çağrısında bulunuyor ve bu çağrının tarihi sorumluluğunu üstleniyorum. Varlığı zorla sona erdirilmemiş her çağdaş cemiyet ve partinin gönüllü olarak yapacağı gibi devlet ve toplumla bütünleşme için kongrenizi toplayın ve karar alın; tüm gruplar silah bırakmalı ve PKK kendini feshetmelidir. Ortak yaşama inanan ve çağrıma kulak veren tüm kesimlere selamlarımı iletirim.'
SİYASET NE DİYOR?
Hakimiyet Haber, Öcalan'ın yaptığı silah bırakma çağrısını sıcağı sıcağına Elazığ'daki siyasi parti il başkanlarına sordu. Peki siyaset bu çağrı hakkında ne düşünüyor? İşte detaylar…
AK PARTİ ELAZIĞ İL BAŞKANI ŞERAFETTİN YILDIRIM: 'TÜM GRUPLAR BU ÇAĞRIYA UYMALI'
Ak Parti Elazığ İl Başkanı Şerafettin Yıldırım'ın Öcalan'ın çağrısına ilişkin görüşleri şu şekilde:
'MHP Lideri Sn. Devlet Bahçeli tarafından başlatılan süreçte bugün önemli bir adım atıldı. Yapılan bu çağrının sonuç vermesini temenni ediyoruz. Eğer terör örgütü, bu çağrıyı değerlendirip silah bırakarak kendini feshederse ülkemiz prangalarından kurtulmuş olacak ve Türkiye'yi tehdit edecek önemli bir sorun ortadan kalkmış olacak. Bu konuda çağrı yapılan grupların bu durumu da en iyi şekilde analiz ederek çağrıya uymasını temenni ediyoruz.'
CHP ELAZIĞ İL BAŞKANI AV. ONUR ÖZKAN: 'TEMKİNLİYİZ'
Av. Onur Özkan yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi: 'Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak yıllardır şunu söyledik, yargı her şeyin üstünde olmalıdır. Adil yargılanmanın sonucunda ne gerekiyorsa o yapılmalıdır. Yargılanıp ceza almış insanları sadece siyaset için dışarıya çıkarmaya veya bu anlamda çalışma yapmaya zorlamak olmaz. Cumhuriyet Halk Partisi'nin kurumsal kimliğinin, Atatürk'ün kurmuş olduğu partide, Atatürk'ün kurmuş olduğu Cumhuriyeti yıkmaya çalışanlarla alakalı iyi niyet göstergesi olma ihtimali yok. O kadar net.'
İYİ PARTİ ELAZIĞ İL BAŞKANI HABİP YAŞAR: 'SÜRECİN NE DESTEKÇİSİ NE DE PARÇASI OLMAYACAĞIZ'
İYİ Parti Elazığ İl Başkanı Habip Yaşar'ın değerlendirmeleri ise şu şekilde: 'İYİ Parti olarak, terörle mücadelede devlet aklının, hukukun üstünlüğünün ve millet iradesinin esas alınması gerektiğini her fırsatta vurguladık. Terör örgütleriyle mücadelenin pazarlıkla değil, hukuk ve güvenlik politikalarıyla yürütülmesi gerektiğine inanıyoruz. Ancak son dönemde, devletin bütünlüğünü ve milletin güvenliğini hiçe sayan müzakere süreçleri ile terörle mücadelede geri adım atıldığına şahit oluyoruz. Bugün, iktidar ve Cumhur İttifakı ortakları, geçmişte en sert şekilde eleştirdikleri çözüm sürecine benzer bir süreci yeniden başlatmışlardır. İmralı'dan gelen mesajlar, terör örgütünün aklanmaya çalışıldığını ve bir af zemininin oluşturulduğunu göstermektedir. Oysa devlet, teröristlerden medet ummaz; terörü kaynağında kurutmak için irade gösterir. İYİ Parti olarak, bu sürecin hiçbir şekilde destekçisi ya da parçası olmayacağımızı açık ve net bir şekilde ilan ediyoruz. Türkiye'nin terörden arınması, terörist başının çağrılarıyla değil, hukuk devleti ilkelerine ve güçlü bir iradeye dayalı politikalarla mümkün olacaktır. Devletin adalet mekanizmasını hiçe sayan, şehitlerin aziz hatırasını yok sayan ve terör örgütüyle uzlaşma arayışına giren her türlü girişimin karşısında dimdik duracağız. Türk milleti, İmralı'dan gelen mesajlarla değil, devletin gücü ve hukukun üstünlüğüyle huzura kavuşacaktır. Terörle mücadele, bir pazarlık meselesi değil, devletin asli ve tavizsiz görevidir. Hiç kimse, bu milletin şerefli evlatlarını, terörle mücadelenin değil, terörle müzakerenin bir parçası haline getiremeyecektir.'
YRP ELAZIĞ İL BAŞKANI AV. ERHUN KARAKUŞ: 'SİLAH BIRAKMA ÇAĞRISINA KARŞI DEĞİLİZ'
Yeniden Refah Partisi Elazığ İl Başkanı Av. Erhun Karakuş ise şu değerlendirmeyi yaptı:
'Koşulsuz şartsız bir şekilde silah bırakma çağrısı yapılmasına karşı olacak değiliz. Ülkemizin birlik bütünlüğünden, bayrağımızın tekliğinden ödün verilmediği müddetçe tabii ki çıkıp silah bırakma çağrısında ve bu çağrının gereğini de yapabilirler. Bu bizim karşı çıkacağımız bir durum değil. Ama bunun karşılığında herhangi bir taviz verilmesi umut hakkının gündeme gelmesi bir af ilan edilmesi hususları noktasında bizim çekincemiz var. Burada 55 bin şehidimiz var. Ama görevli ama değil. Bunların neticede hakları var, bunlara halel gelmemesi açısından da bu konuda temkinliyiz. Umarım söyledikleri gibi koşulsuz şartsız bulunur ve bunun gereğini de yaparlar. Bugün bundan rahatsızlık duyabilecek Türkiye'nin birlik ve bütünlüğünü Türkiye'nin terörsüz olması, terör belasından ebediyen kurtulmasını her kim istiyorsa bu çağrıdan rahatsız bir şey olacağı yok.'
HÜDAPAR ELAZIĞ İL BAŞKANI METİN SUİÇER: 'GELİŞMELERİ OLUMLU DEĞERLENDİRİYORUZ'
HÜDAPAR Elazığ İl Başkanı Metin Suiçer'in açıklamasında yer alan ifadeler ise şöyle: 'İlk günde Devlet Bahçeli'nin yapmış olduğu açıklamayı zaten tasvip ediyoruz, beğendik. Ondan sonra hem Devlet Bahçeli'nin hem de CHP'nin 'Bu barış sürecine biz de katkı sunarız' demesini HÜDAPAR olarak olumlu karşıladık. İnsanların evlerine ateş düşmesini istemiyoruz. Biz, en başından beri, yani 2012'de HÜDA PAR'ı kurduğumuz günden bugüne kadar Kürtlerle Türklerin kardeş olduğunu savunduk. 1071'den beri birlikte bu ülkeyi kurduk, Selçuklu'yu Osmanlılarla birlikte bugüne kadar yaşattık. Hem bu barış süreci hem de yeni yapılacak anayasa kapsamında Türklerin ve Kürtlerin kendilerini bulabileceği ortak bir anayasanın oluşmasını istiyoruz. Barışın sağlanmasını destekliyoruz. Ülkemiz için hayırlısı olur inşallah ülkemiz için.'