OBEZİTE ÇAĞIMIZIN HASTALIĞI!!!!
ÖNCELİKLE OBEZİTE NEDİR AÇIKLAYALIM
Beden kitle indeksi 30'un üzerinde olan bireyleri şişman 'obez' olarak kabul ed
ÖNCELİKLE OBEZİTE NEDİR AÇIKLAYALIM;
Beden kitle indeksi 30'un üzerinde olan bireyleri şişman “obez” olarak kabul ediyoruz. Obezite sağlık ekince tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır, koroner kalp hastalığı yüksek tansiyon, kan yağlarının yükselmesi, şeker hastalığı, gut hastalığı, bazı kanserler, mide fıtığı, safrakesesi taşları, karaciğerde yağlanma, fiziksel aktivitede azalma, uyku apnesi, depresyon gibi rahatsızlıkları tetikleyebilmektedir. Tüm bunları düşündüğümüzde, obez bireylerin tedavisi için öncelikle endokrinoloji ve metabolizma uzmanı ile görüşüp kilo vermeye engel olacak herhangi bir problem olmadığından emin olunmalı beraberinde bir beslenme ve diyet uzmanından yardım alarak tedaviye başlanması en doğrusudur.
Eğer batı tipi beslenme modellerini tercih edip, şeker, tuz, beyaz un aşırı nişastayı bırakmıyor; geleneksek sebze yemeklerimizden, baklagillerden uzaklaşıyor ve tabii bir de hareket etmiyorsanız tehlikeyle burun burunasınız demektir.
Her geçen gün daha fazla kaloriye maruz kalıyoruz ve hareketimiz de azalıyor, bedenimize pek iyi davranmıyor, yağlanmamızı artırıyoruz. Bir de bu yetmiyormuş gibi yeterli su içmiyor ve hareket etmiyorsanız bu tembelleşme, ömrünüzden yıllar çalıyor, bir kez daha hatırlatayım. Hadi şimdi, harekete geçme zamanı...
Ülkemizde yapılan araştırmalardan elde edilen verilere göre; erkeklerin yüzde 20,5'i; kadınların ise yüzde 40'ı obez olarak belirlenmiştir. Bu anlamda yaklaşık her üç insandan birinde obezite söz konusudur diyebiliriz. Toplamda ise Türkiye toplumunun yüzde 30'u obezdir.
Özellikle 2008 yılından 2012 yılına kadar obezitede artış hızı inanılmaz fazla. 2008 yılında tüm dünyada 400 milyon kadar obez bulunurken bu rakam 2012 yılında neredeyse iki katına çıkmış ve 800 milyonu aşmış durumda bu nedenle obezite bir dünya problemidir. Obezitenin özellikle Tip 2 Diyabet, Hipertansiyon ve İskemik kalp hastalıklarının üzerindeki olumsuz etkisi düşünüldüğünde tablo oldukça ürkütücü. Her yıl yaklaşık 1 milyon ölümün birebir obezite nedeniyle gerçekleştiği tahmin edilmektedir”
Obez hastalarda psikolojik bozuklukların da yüksek oranlarda olduğu bilinmektedir. Toplumun şişman kişilere gösterdiği olumsuz tutumlar da bu kişiler için güçlük yaratmaktadır. Obezite diyet ve egzersiz yapılarak ortadan kaldırılabildiği için, obez kişiler böyle adımlar atmada başarısız olduklarından toplum tarafından suçlanmaktadırlar. Ayrıca şişman kişilerde fiziksel görüntüleri sebebiyle, sosyal ortamlardan kaçınma davranışı ortaya çıkabilir ve bu da depresyona neden olabilir. Çocukluk ve ergenlikte fazla kiloluluk özgüven sorunlarına, okul başarısında düşmeye ve yaşıtlarla ilişkilerde sorunlara yol açabilir. Obez çocuklarda kaygı, depresyon, alt kaçırma gibi sorunlara sık rastlanır...
OBEZİTENİN NEDENLERİ NELERDİR?
Çok sayıda faktör obezitenin gelişmesine katkıda bulunur. Bunlar dört büyük kategoriye ayrılır:
* Kalıtsal faktörler
* Fizyolojik faktörler(yaşlanma , gebelik sayısı gibi)
* Yaşam biçimiyle ilgili faktörler(besinlerle fazla miktarda yağ alınması,pasif ve hareketsiz yaşam)
* Psikolojik faktörler(sıkıntı ve üzüntü gibi olumsuz duygulara tepki olarak yemek yenmesi)
Kalp damar hastalıkları, hipertansiyon, şeker hastalığı, solunum rahatsızlkıları, eklem rahatsızlıkları ve bazı kanser türlerine de yol açabilen obezite mutlaka tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır.
OBEZİTENİN TEDAVİSİ;
Amaç kısa sürede fazla kilo vermek değil uzun vadede yavaş ama sağlıklı bir şekilde zayıflayarak ulaşılan kiloyu muhafaza etmektir. Bunun için de gerekli olan yerleşmiş alışkanlıkları değiştirerek yeni bir yaşam tarzına uyum sağlamaktır. Yapılması gereken öncelikle yağ ve kalori miktarı düşük sağlıklı bir beslenme programına başlamak ve aynı zamanda sağlıklı bir yaşamın ayrılmaz parçası olan egzersizle bunu tamamlamaktır. Unutulmamalıdır ki %5′lik bir kilo kaybı bile obeziteye eşlik eden hastalıklarda(kalp ve damar hastalıkları,yüksek tansiyon,şeker hastalığı,kanda yüksek oranda yağ bulunması,solunum hastalıkları,eklem hastalıkları,inme,bazı kanser türleri) ciddi iyileşmeler sağlayacak ve yaşam süresini uzatacaktır.
TEK BAŞINA İLAÇ TEDAVİSİ YETERLİ MİDİR?
Obeziteyi tedavi edebilmek için çok yönlü bir yaklaşım gereklidir. İlaç sadece bunu önemli bir parçasıdır. Beraberinde yağı azaltılmış düşük kalorili bir diyet,düzenli egzersiz ve yaşam biçimini değiştirmeye yönelik davranış yedavileri ile başarıya ulaşmak mümkündür.
EGZERSİZ;
Kilo kaybetmek iyi güzelde bir daha geri almasak deriz ama hep aklımıza gelen başımıza gelir.Yapmış olduğumuz diyetlerle egzersiz yapmayı genelde ihmal ederiz.
Yarı aç yarı tok geçirdiğimiz günlerde kolumuzu kıpırdatmaktan acizlik getirir sürekli uyu haliyle dolaşırız.Bizi bu durumdan uzaklaştıran ve kendimize getiren tek şey terazideki ibrenin hiç değişmemesi.
PSİKOLOJİK FAKTÖRLER;
Bazı insanlar mutsuz, stresli ve sıkıntılı olduklarında aşırı yemek yeme eğilimde olurlar. Katı diyetler sonrası da kişilerde aşırı yemek yeme isteği gözlenir.Yaş: Yaş ilerledikçe metabolizma hızı ve kas kütlesi azaldığından ilerleyen yaşlarda insanlar kilo almaya meyilli olurlar.Cins: Erkeklerde kas kütlesi kadınlara göre daha fazladır. Erkekler istirahat halinde bile kadınlardan %20 fazla kalori harcarlar.
Bu sebepten dolayı kadınlarda obezite riski daha yüksektir.Hamilelik: her hamilelikte kadınlar kilo alırlar. Bu kilolar doğumdan sonra kalıcı hale gelebilir.İlaçlar: kortikostreoidler ve trisilik antidepresan gibi bazı ilaçlar kilo almaya sebep olabilirler.Bazı Hastalıklar: hipotiroidi, cushing gibi bazı hastalıklar kilo aldırabilirler.
OBEZİTE TEDAVİSİNDE AŞAMALAR NELERDİR?
Obezite yakınması ile başvuran tüm hastalar öncelikle; bariatrik cerrah, endokrinoloji uzmanı, beslenme uzmanı , psikiyatri uzmanı ve fizik tedavi uzmanı tarafından değerlendirilir. Gerekli görüldüğü durumlarda hastayı kardiyoloji, göğüs hastalıkları gibi ek branşlarda uzmanlar da muayene eder. Obezite sorununun altında yatan faktörler, yeme alışkanlıkları, psikolojik problemler, sağlık durumu ve yandaş hastalıklar detaylı olarak incelenir. Bu incelemelere göre yapılan değerlendirmeler sonucunda, en uygun tedavi seçenekleri belirlenir. Obezite tedavisinde kullanılan metodlar şunlardır:
- Doğru ve bilinçli beslenme (diyet) tedavisi
- Egzersiz tedavisi
- Davranış değişikliği tedavisi (Psikoterapi)
- İlaç tedavisi
- Cerrahi tedavi
OBEZİTEYİ ÖNLEMEK İÇİN;
Obezite günümüzde oldukça yaygınlaşmakta ve istatistiklere göre obezite kaynaklı hastalılardan ölümlerde artış olacağı hesaplanmaktadır. Obezitede öneyici önlemlerin alınması oldukça önemli. Obeziteyi önlemek için aşağıdaki temel tavsiyeleri dikkate almaya çalışın.
1. Obeziteyi önlemek için mümkün olduğunca aktif olmaya çalışın. Kilonuzu kontrol edin. Aktif bir yaşam obezite sorunundan uzak kalmanıza yardımcı olacaktır. Bunun için yaşam şeklinde bazı değişiklikler yapmanız yeterli olacaktır. Örneğin kısa mesafeler için asansör yerine merdivenleri tercih edin. Kısa mesafelere yürüyerek gidin. Mümkün olduğunca yürümeyi ve aktif kalmayı tercih edin.
2. Obeziteyi önlemek için sağlıklı beslenmeye özen gösterin. Bir insanın günlük ortalama kalori ihtiyacı 2000 kaloridir. Bu kalorileri, süt ürünlerinden, yağsız kırmızı et, beyaz et, sebzeler, meyveler, bakliyatlar ve tahıllardan tüketebilirsiniz. Besinleri sağlıklı tüketmeye de bir o kadar özen göstermelisiniz. Sağlıklı yağları tercih edin. Bir seferde çok fazla yemektense günde 5 – 6 öğün ve daha azar azar tüketmeye dikkat edin.
3. Kilonuzu düzenli olarak kontrol edin. Düzenli kilo kontrolüyle aldığınız fazla kiloları daha çabuk geri verebilirsiniz.
4. Obeziteyi önlemek istiyorsanız bol su içmeyi alışkanlık haline getirin. Su içmeniz kilo kontrolünüze de yardımcı olacaktır. Günde 8 – 10 bardak su8 içmeye çalışın. Su vücudunuzdaki zararlı maddeleri dışarı atarak vücudunuzu da temizler.
5. Yılda en az 1 defa hekiminizi ziyaret edin. Hekiminiz eğer bir obeziye sorununuz varsa daha sağlıklı bir yaşam için ve diğer obezite sağlık komplikasyonlarına karşı gerekli tavsiyeleri yapacaktır. Sorunları zamanında teşhis etmek tedavi şansını oldukça artırır.
6. Obeziteyi önlemek için diyetinizden fast food gıdalar ve diğer boş besinleri çıkarın. Çünkü bunlar şeker, yağ ve tuz katkılı özellikleriyle obezite ve diğer sağlık sorunları için risk oluşturur.
7. Obeziteden uzak durmak istiyorsanız sadece aç olduğunuz zaman yiyin. Obez insanlar genelde sürekli atıştıran ve aç olmadıkları zaman da bir şeyler tüketen kişilerdir.
8. Eğer obezite belirtileri varsa önce mutlaka hekiminize görünün. Ana öğünlerinizi atlamayın. Egzersiz yapmayı ihmal etmeyin....
OBEZİTE TEDAVİSİNDE DİYETİSYENİN ROLÜ
Obezite için günümüzde uygulanan tedavisi; egzersiz programı, davranış tedavisi ve en önemlisi diyet tedavisinden oluşmaktadır. Bu 3 basamaklı tedavinin adı, yaşam stili değişikliği programı adını alır. Amerika Birleşik Devletlerinde yer alan Ulusal Kalp, Akciğer ve Kan Enstitüsü ve Kuzey Amerika Obezite Çalışma Grubu'nun yayınladığı rehbere göre, yaşam stili değişikliği programı bütün obez ve toplu yapıdaki bireyler için uygundur . Üç bileşenin en önemli basamağı diyet programı uygulamaları uzmanlar tarafından yapılmalıdır. BMI ölçümü doğrultusunda kişilerin gereksinimlerine özel olarak kişiye özel diyet programları düzenlenmelidir. Çok düşük kalorili diyetlerin uygulanması ise, yan etkilerinden, sürekli tıbbi kontrol gerektiğinden ve devamlılık sağlanamadığından ötürü günümüzde obezitenin tıbbi beslenme tedavisinde önerilmektedir.
Zayıflama diyetleri uzun süre uygulanmaması tedavide sıkça rastlanan bir sorundur. Fakat bu sorun diyetin yapısının iyi düzenlenmesi ile ortadan kaldırılabilmektedir. Düşük kalorili diyetlere; menü planlama, alışveriş listesi, özel yemek tarifeleri uygulamaları eklenerek, diyete uyum kolaylaştırılabilir. Yapılan araştırmalarda bu yöntemlerin uygulandığı zayıflama diyetlerinin daha başarılı olduğu belirlenmiştir. Bu özelliklerin yanı sıra, bireyin yaşamına adapte edilmiş esnek diyet programlarının ağırlık koruma sürecinde daha etkili olduğu bilinmektedir.
Obez yetişkinlerin ağırlık kaybı kontrolünde, Beslenme ve Diyet Uzmanı tarafından ayarlanmış bireyselleştirilmiş diyet tedavisi alan bireylerde, standart beslenme önerisi alan bireylere göre ağırlık kaybı, yağ dokusu kaybı ve bel çevresinde oluşan incelmenin daha fazla olduğu, 74 birey üzerinde yapılan araştırma sonucu ortaya konulmuştur.
Obezite davraniş değişikliği tedavisinin ikincil basamağı ise fiziksel aktivite olarak önemli bir yer almaktadır. Ağır fiziksel aktivite programlarını kısa süre uygulanmasından ise; orta tempolu fakat uzun süreli fiziksel aktivite programlarını uygun görmekteyiz. Kardiyovasküler hastalıklar ve özellikle diyabet mellitus tedavisinde günlük 5 dk esnetme hareketleri ve 20 dkdan başlayarak yapılan orta tempolu yürüyüşler kişinin dakikada 4-5 kcal harcamasına ve yaşam şekli halini almasını sağlamaktadır.
Üçüncül bileşen ise; yaşam tarzı haline gelmesidir. Uzmanların tek amacı bireylerin zayıflaması değil, kişinin kaybetmiş olduğu kiloyu korumasını hedeflemek ve beslenme programı eğitimlerinde kişinin sağlıklı ve dengeli beslenme eğitimini tam olarak almasını sağlamaktır.
Beslenme ve Diyet Uzmanı; beslenme bilimini pratik uygulamaya geçirerek sağlıklı besin seçimini sağlar ve sağlık belirleyicileri konusunda aldığı eğitim ile besin seçimlerini değiştirerek davranış değişikliğini sağlamakta etkin olarak görev almaktadır. Sonuçta, diyetisyen standart davranış tedavisinde ve yaşam stili değişikliği tedavisinde aktif olarak yer almalıdır. Çünkü diyetisyen, ağırlık kaybını ve uzun dönem sağlık getirilerini sağlamakta etkindir. Diyetisyenlere hastaların ağırlık kaybında ve ağırlık koruma döneminde başarı sağlamak amacı ile bireysel stratejiler geliştirmeleri önerilmektedir.
TEŞEKKÜRLER...
Beden kitle indeksi 30'un üzerinde olan bireyleri şişman “obez” olarak kabul ediyoruz. Obezite sağlık ekince tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır, koroner kalp hastalığı yüksek tansiyon, kan yağlarının yükselmesi, şeker hastalığı, gut hastalığı, bazı kanserler, mide fıtığı, safrakesesi taşları, karaciğerde yağlanma, fiziksel aktivitede azalma, uyku apnesi, depresyon gibi rahatsızlıkları tetikleyebilmektedir. Tüm bunları düşündüğümüzde, obez bireylerin tedavisi için öncelikle endokrinoloji ve metabolizma uzmanı ile görüşüp kilo vermeye engel olacak herhangi bir problem olmadığından emin olunmalı beraberinde bir beslenme ve diyet uzmanından yardım alarak tedaviye başlanması en doğrusudur.
Eğer batı tipi beslenme modellerini tercih edip, şeker, tuz, beyaz un aşırı nişastayı bırakmıyor; geleneksek sebze yemeklerimizden, baklagillerden uzaklaşıyor ve tabii bir de hareket etmiyorsanız tehlikeyle burun burunasınız demektir.
Her geçen gün daha fazla kaloriye maruz kalıyoruz ve hareketimiz de azalıyor, bedenimize pek iyi davranmıyor, yağlanmamızı artırıyoruz. Bir de bu yetmiyormuş gibi yeterli su içmiyor ve hareket etmiyorsanız bu tembelleşme, ömrünüzden yıllar çalıyor, bir kez daha hatırlatayım. Hadi şimdi, harekete geçme zamanı...
Ülkemizde yapılan araştırmalardan elde edilen verilere göre; erkeklerin yüzde 20,5'i; kadınların ise yüzde 40'ı obez olarak belirlenmiştir. Bu anlamda yaklaşık her üç insandan birinde obezite söz konusudur diyebiliriz. Toplamda ise Türkiye toplumunun yüzde 30'u obezdir.
Özellikle 2008 yılından 2012 yılına kadar obezitede artış hızı inanılmaz fazla. 2008 yılında tüm dünyada 400 milyon kadar obez bulunurken bu rakam 2012 yılında neredeyse iki katına çıkmış ve 800 milyonu aşmış durumda bu nedenle obezite bir dünya problemidir. Obezitenin özellikle Tip 2 Diyabet, Hipertansiyon ve İskemik kalp hastalıklarının üzerindeki olumsuz etkisi düşünüldüğünde tablo oldukça ürkütücü. Her yıl yaklaşık 1 milyon ölümün birebir obezite nedeniyle gerçekleştiği tahmin edilmektedir”
Obez hastalarda psikolojik bozuklukların da yüksek oranlarda olduğu bilinmektedir. Toplumun şişman kişilere gösterdiği olumsuz tutumlar da bu kişiler için güçlük yaratmaktadır. Obezite diyet ve egzersiz yapılarak ortadan kaldırılabildiği için, obez kişiler böyle adımlar atmada başarısız olduklarından toplum tarafından suçlanmaktadırlar. Ayrıca şişman kişilerde fiziksel görüntüleri sebebiyle, sosyal ortamlardan kaçınma davranışı ortaya çıkabilir ve bu da depresyona neden olabilir. Çocukluk ve ergenlikte fazla kiloluluk özgüven sorunlarına, okul başarısında düşmeye ve yaşıtlarla ilişkilerde sorunlara yol açabilir. Obez çocuklarda kaygı, depresyon, alt kaçırma gibi sorunlara sık rastlanır...
OBEZİTENİN NEDENLERİ NELERDİR?
Çok sayıda faktör obezitenin gelişmesine katkıda bulunur. Bunlar dört büyük kategoriye ayrılır:
* Kalıtsal faktörler
* Fizyolojik faktörler(yaşlanma , gebelik sayısı gibi)
* Yaşam biçimiyle ilgili faktörler(besinlerle fazla miktarda yağ alınması,pasif ve hareketsiz yaşam)
* Psikolojik faktörler(sıkıntı ve üzüntü gibi olumsuz duygulara tepki olarak yemek yenmesi)
Kalp damar hastalıkları, hipertansiyon, şeker hastalığı, solunum rahatsızlkıları, eklem rahatsızlıkları ve bazı kanser türlerine de yol açabilen obezite mutlaka tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır.
OBEZİTENİN TEDAVİSİ;
Amaç kısa sürede fazla kilo vermek değil uzun vadede yavaş ama sağlıklı bir şekilde zayıflayarak ulaşılan kiloyu muhafaza etmektir. Bunun için de gerekli olan yerleşmiş alışkanlıkları değiştirerek yeni bir yaşam tarzına uyum sağlamaktır. Yapılması gereken öncelikle yağ ve kalori miktarı düşük sağlıklı bir beslenme programına başlamak ve aynı zamanda sağlıklı bir yaşamın ayrılmaz parçası olan egzersizle bunu tamamlamaktır. Unutulmamalıdır ki %5′lik bir kilo kaybı bile obeziteye eşlik eden hastalıklarda(kalp ve damar hastalıkları,yüksek tansiyon,şeker hastalığı,kanda yüksek oranda yağ bulunması,solunum hastalıkları,eklem hastalıkları,inme,bazı kanser türleri) ciddi iyileşmeler sağlayacak ve yaşam süresini uzatacaktır.
TEK BAŞINA İLAÇ TEDAVİSİ YETERLİ MİDİR?
Obeziteyi tedavi edebilmek için çok yönlü bir yaklaşım gereklidir. İlaç sadece bunu önemli bir parçasıdır. Beraberinde yağı azaltılmış düşük kalorili bir diyet,düzenli egzersiz ve yaşam biçimini değiştirmeye yönelik davranış yedavileri ile başarıya ulaşmak mümkündür.
EGZERSİZ;
Kilo kaybetmek iyi güzelde bir daha geri almasak deriz ama hep aklımıza gelen başımıza gelir.Yapmış olduğumuz diyetlerle egzersiz yapmayı genelde ihmal ederiz.
Yarı aç yarı tok geçirdiğimiz günlerde kolumuzu kıpırdatmaktan acizlik getirir sürekli uyu haliyle dolaşırız.Bizi bu durumdan uzaklaştıran ve kendimize getiren tek şey terazideki ibrenin hiç değişmemesi.
PSİKOLOJİK FAKTÖRLER;
Bazı insanlar mutsuz, stresli ve sıkıntılı olduklarında aşırı yemek yeme eğilimde olurlar. Katı diyetler sonrası da kişilerde aşırı yemek yeme isteği gözlenir.Yaş: Yaş ilerledikçe metabolizma hızı ve kas kütlesi azaldığından ilerleyen yaşlarda insanlar kilo almaya meyilli olurlar.Cins: Erkeklerde kas kütlesi kadınlara göre daha fazladır. Erkekler istirahat halinde bile kadınlardan %20 fazla kalori harcarlar.
Bu sebepten dolayı kadınlarda obezite riski daha yüksektir.Hamilelik: her hamilelikte kadınlar kilo alırlar. Bu kilolar doğumdan sonra kalıcı hale gelebilir.İlaçlar: kortikostreoidler ve trisilik antidepresan gibi bazı ilaçlar kilo almaya sebep olabilirler.Bazı Hastalıklar: hipotiroidi, cushing gibi bazı hastalıklar kilo aldırabilirler.
OBEZİTE TEDAVİSİNDE AŞAMALAR NELERDİR?
Obezite yakınması ile başvuran tüm hastalar öncelikle; bariatrik cerrah, endokrinoloji uzmanı, beslenme uzmanı , psikiyatri uzmanı ve fizik tedavi uzmanı tarafından değerlendirilir. Gerekli görüldüğü durumlarda hastayı kardiyoloji, göğüs hastalıkları gibi ek branşlarda uzmanlar da muayene eder. Obezite sorununun altında yatan faktörler, yeme alışkanlıkları, psikolojik problemler, sağlık durumu ve yandaş hastalıklar detaylı olarak incelenir. Bu incelemelere göre yapılan değerlendirmeler sonucunda, en uygun tedavi seçenekleri belirlenir. Obezite tedavisinde kullanılan metodlar şunlardır:
- Doğru ve bilinçli beslenme (diyet) tedavisi
- Egzersiz tedavisi
- Davranış değişikliği tedavisi (Psikoterapi)
- İlaç tedavisi
- Cerrahi tedavi
OBEZİTEYİ ÖNLEMEK İÇİN;
Obezite günümüzde oldukça yaygınlaşmakta ve istatistiklere göre obezite kaynaklı hastalılardan ölümlerde artış olacağı hesaplanmaktadır. Obezitede öneyici önlemlerin alınması oldukça önemli. Obeziteyi önlemek için aşağıdaki temel tavsiyeleri dikkate almaya çalışın.
1. Obeziteyi önlemek için mümkün olduğunca aktif olmaya çalışın. Kilonuzu kontrol edin. Aktif bir yaşam obezite sorunundan uzak kalmanıza yardımcı olacaktır. Bunun için yaşam şeklinde bazı değişiklikler yapmanız yeterli olacaktır. Örneğin kısa mesafeler için asansör yerine merdivenleri tercih edin. Kısa mesafelere yürüyerek gidin. Mümkün olduğunca yürümeyi ve aktif kalmayı tercih edin.
2. Obeziteyi önlemek için sağlıklı beslenmeye özen gösterin. Bir insanın günlük ortalama kalori ihtiyacı 2000 kaloridir. Bu kalorileri, süt ürünlerinden, yağsız kırmızı et, beyaz et, sebzeler, meyveler, bakliyatlar ve tahıllardan tüketebilirsiniz. Besinleri sağlıklı tüketmeye de bir o kadar özen göstermelisiniz. Sağlıklı yağları tercih edin. Bir seferde çok fazla yemektense günde 5 – 6 öğün ve daha azar azar tüketmeye dikkat edin.
3. Kilonuzu düzenli olarak kontrol edin. Düzenli kilo kontrolüyle aldığınız fazla kiloları daha çabuk geri verebilirsiniz.
4. Obeziteyi önlemek istiyorsanız bol su içmeyi alışkanlık haline getirin. Su içmeniz kilo kontrolünüze de yardımcı olacaktır. Günde 8 – 10 bardak su8 içmeye çalışın. Su vücudunuzdaki zararlı maddeleri dışarı atarak vücudunuzu da temizler.
5. Yılda en az 1 defa hekiminizi ziyaret edin. Hekiminiz eğer bir obeziye sorununuz varsa daha sağlıklı bir yaşam için ve diğer obezite sağlık komplikasyonlarına karşı gerekli tavsiyeleri yapacaktır. Sorunları zamanında teşhis etmek tedavi şansını oldukça artırır.
6. Obeziteyi önlemek için diyetinizden fast food gıdalar ve diğer boş besinleri çıkarın. Çünkü bunlar şeker, yağ ve tuz katkılı özellikleriyle obezite ve diğer sağlık sorunları için risk oluşturur.
7. Obeziteden uzak durmak istiyorsanız sadece aç olduğunuz zaman yiyin. Obez insanlar genelde sürekli atıştıran ve aç olmadıkları zaman da bir şeyler tüketen kişilerdir.
8. Eğer obezite belirtileri varsa önce mutlaka hekiminize görünün. Ana öğünlerinizi atlamayın. Egzersiz yapmayı ihmal etmeyin....
OBEZİTE TEDAVİSİNDE DİYETİSYENİN ROLÜ
Obezite için günümüzde uygulanan tedavisi; egzersiz programı, davranış tedavisi ve en önemlisi diyet tedavisinden oluşmaktadır. Bu 3 basamaklı tedavinin adı, yaşam stili değişikliği programı adını alır. Amerika Birleşik Devletlerinde yer alan Ulusal Kalp, Akciğer ve Kan Enstitüsü ve Kuzey Amerika Obezite Çalışma Grubu'nun yayınladığı rehbere göre, yaşam stili değişikliği programı bütün obez ve toplu yapıdaki bireyler için uygundur . Üç bileşenin en önemli basamağı diyet programı uygulamaları uzmanlar tarafından yapılmalıdır. BMI ölçümü doğrultusunda kişilerin gereksinimlerine özel olarak kişiye özel diyet programları düzenlenmelidir. Çok düşük kalorili diyetlerin uygulanması ise, yan etkilerinden, sürekli tıbbi kontrol gerektiğinden ve devamlılık sağlanamadığından ötürü günümüzde obezitenin tıbbi beslenme tedavisinde önerilmektedir.
Zayıflama diyetleri uzun süre uygulanmaması tedavide sıkça rastlanan bir sorundur. Fakat bu sorun diyetin yapısının iyi düzenlenmesi ile ortadan kaldırılabilmektedir. Düşük kalorili diyetlere; menü planlama, alışveriş listesi, özel yemek tarifeleri uygulamaları eklenerek, diyete uyum kolaylaştırılabilir. Yapılan araştırmalarda bu yöntemlerin uygulandığı zayıflama diyetlerinin daha başarılı olduğu belirlenmiştir. Bu özelliklerin yanı sıra, bireyin yaşamına adapte edilmiş esnek diyet programlarının ağırlık koruma sürecinde daha etkili olduğu bilinmektedir.
Obez yetişkinlerin ağırlık kaybı kontrolünde, Beslenme ve Diyet Uzmanı tarafından ayarlanmış bireyselleştirilmiş diyet tedavisi alan bireylerde, standart beslenme önerisi alan bireylere göre ağırlık kaybı, yağ dokusu kaybı ve bel çevresinde oluşan incelmenin daha fazla olduğu, 74 birey üzerinde yapılan araştırma sonucu ortaya konulmuştur.
Obezite davraniş değişikliği tedavisinin ikincil basamağı ise fiziksel aktivite olarak önemli bir yer almaktadır. Ağır fiziksel aktivite programlarını kısa süre uygulanmasından ise; orta tempolu fakat uzun süreli fiziksel aktivite programlarını uygun görmekteyiz. Kardiyovasküler hastalıklar ve özellikle diyabet mellitus tedavisinde günlük 5 dk esnetme hareketleri ve 20 dkdan başlayarak yapılan orta tempolu yürüyüşler kişinin dakikada 4-5 kcal harcamasına ve yaşam şekli halini almasını sağlamaktadır.
Üçüncül bileşen ise; yaşam tarzı haline gelmesidir. Uzmanların tek amacı bireylerin zayıflaması değil, kişinin kaybetmiş olduğu kiloyu korumasını hedeflemek ve beslenme programı eğitimlerinde kişinin sağlıklı ve dengeli beslenme eğitimini tam olarak almasını sağlamaktır.
Beslenme ve Diyet Uzmanı; beslenme bilimini pratik uygulamaya geçirerek sağlıklı besin seçimini sağlar ve sağlık belirleyicileri konusunda aldığı eğitim ile besin seçimlerini değiştirerek davranış değişikliğini sağlamakta etkin olarak görev almaktadır. Sonuçta, diyetisyen standart davranış tedavisinde ve yaşam stili değişikliği tedavisinde aktif olarak yer almalıdır. Çünkü diyetisyen, ağırlık kaybını ve uzun dönem sağlık getirilerini sağlamakta etkindir. Diyetisyenlere hastaların ağırlık kaybında ve ağırlık koruma döneminde başarı sağlamak amacı ile bireysel stratejiler geliştirmeleri önerilmektedir.
TEŞEKKÜRLER...