Nükleersiz Olmaz
Elektrik ve doğalgaz faturalarının kabarık gelmesinin en büyük sebebi, enerjinin üretimi ve dağıtım şirketlerinin aşırı kar oranları.
Enerjinin bol olması aynı zamanda dışa bağımlılıkla birlikte fiyatının da ucuz olmasını getirecek ki bunun yolu da enerji üretiminden geçiyor.
Ülkemizde çok sayıda HES ve yenilenebilir enerji santralleri olmasına rağmen, dışa bağımlılığımız hala devam ediyor. Artan ihtiyacı, mevcut santrallere yeni santrallar eklense bile karşılamamız pek mümkün gözükmüyor.
Başta Amerika ve Rusya olmak üzere birçok ülke enerji ihtiyacının önemli bir bölümünü nükleer enerji santrallerinden elde ediyorlar.
Bazı çevrecilerin ve küresel enerji baronlarının uşaklığını yapan kesimlerin itirazlarını takmayan güçlü devletler, Türkiye gibi ülkelerin böyle bir oluşum içinde olmasını engelliyorlar.
Tüm bu engellemelere rağmen, Mersin'in Gülnar ilçesinde yapımı süren Akkuyu Nükleer Güç Santrali'ndeki (NGS) birinci güç ünitesinin reaktör binasında, bazı ana ekipman bileşenlerinin kurulumu tamamlandı.
Akkuyu Nükleer Santrali, üretime başladığında İstanbul'un enerji ihtiyacını tek başına karşılayabilecek.
Büyük yatırım sayesinde Türkiye'nin elektrik talebinin yüzde 10'u da karşılanmış olacak.
Dememiz o ki, kınayanın kınamasından çekinmeden, kimseye aldırış edemeden ve gelecek tepkileri takmadan böylesi yatırımları yapmak ve her yıl sayısını artırmak lazım. Ama olası bir sabotaj ve kötü niyete karşı, bu yatırımları büyük bir mahremiyet ve özel ekiplerle inşa etmek lazım. Çünkü kasten yapılan en ufak bir nükleer sızıntı, yatırımının durması sonucunu getirebilir. Zira Türkiye'nin tarihi, bu tür komplolarla dolu. Örneğin Devrim Otomobili…