Niye Allah İçin Olmasın?
'Mademki ölüm bir defa gelecek, niye Allah için olmasın?' diyor ya Kafkas Kartalı Şeyh Şamil.
Evet, ölüm elbet bir gün gelecek. Hem de Cahit Sıtkı'nın mısralara döktüğü doğallıkta:
“Neylersin ölüm herkesin başında.
Uyudun uyanamadın olacak.
Kim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak,
Taht misali o musalla taşında.”
Hayatımız boyunca çalışıp didineceğiz. Mallar biriktirmenin, makamlara ermenin, rahat yaşama adına olmadık yüklerin altına gireceğiz. Ancak günün sonunda en yoksul insan gibi bir dilim ekmek ve bir patates yiyeceğiz.
Bu kadar didinmenin ve ulaşmak istenilen maddi noktaya ulaşamadan tüm işlerimizi ve projelerimizi yarım bırakarak bir gün gideceğiz bu dünyadan.
Yoksa eğer ölüme çare ve biz bu çaresizlik içinde terk edeceksek bu çok sevdiğimiz dünyayı, evler, arabalar, lüks büroları geride bırakarak... O zaman bu kadar kendimizi heder etmek, haram-helal demeden gayyaya düşmek de neyin nesi.
Madem öleceğiz. Madem gideceğiz en çok 80 yıl yaşadıktan sonra bu diyardan. O zaman bu ölüm neden Allah için olmasın. Neden peygamberlerle komşuluk edecek bir makamda olmasın.
Ey Bitlis'in Tatvan ilçesindeki helikopter kazasında şehit olan 11 askerimiz… Belki sevenleri üzülecek, belki geride bıraktıklarınız sizi hiç unutmayacak ama sizler bu dünyadan en karlı ve mutlu ayrılan şehitlerimiz oldunuz.
Sizin makamınız herkese nasip olmaz. Herkes bu makamı omuzlayıp gidemez öteki âleme. Ölümün en güzeli sizin. Cennetin en ala köşesi sizin. Makamların en güzeli sizin.
Şimdi siz şehit tahtında Rabb'e gülümserken bizler bu dünyanın her türlü kirliliğinin içinde boğuşuyor ve belki de bu hal üzere ölmüş olacağız. Sonuçta iki tür ölüm ve iki tür ahiret.
Rabbim şehadetlerinizi kabul, makamınızı ali eylesin..