NEREDEN NEREYE...

Eski Türkiye ile yeni Türkiye arasındaki tek fark, kurumların kendi görev alanına çekilerek üzerlerine vazife olmayan konular üzerinde fikir beyan etmesi ve eyleme g

TAKİP ET
Eski Türkiye ile yeni Türkiye arasındaki tek fark, kurumların kendi görev alanına çekilerek üzerlerine vazife olmayan konular üzerinde fikir beyan etmesi ve eyleme geçmesi değil. İt izinin at izine karıştığı günlerdi eski Türkiye günleri. Kurumlar, yasalarla kendilerine verilmiş görevleri hakkıyla ve başarıyla yerine getirme yerine, diğer kurumlar üzerinde vesayet kuruyor, onlara direktif ve talimat veriyor hatta onları resmen hesaba çekiyordu.

Şimdilerde kısmen yargı ve üniversitelerde böyle bir yapılanmanın izi yaşanmasına rağmen diğer kurumlarda taşlar yerli yerine oturmuş durumda. Yargı ve yürütmenin yasamayı vesayetine almakla kalmayıp Batı Çalışma Gurubu altında gayri-yasal bir yapılanma ile şehrin valilerini bile takip edip fişleyen, milli eğitimde cadı avına çıkan bir oluşumu unutmuş değil insanlarımız.

Yeni Türkiye, vesayetleri kırma noktasında kalmadı. Halka hizmet etme amacıyla kurulan kurumların destandı ve hayal bile edilemeyen hizmetlerine şahit olduk bu dönemde. Denizin altından metro geçirmek, yeni köprüler inşa etmek, savunma ve yazılımda milli adımlar atarak dışarıya bağımlı olmaktan kurtulmak ve birçoğu kamuoyuna açıklanmayan yeni enerji kaynakları hakkında önemli adımlar atmak da yeni Türkiye resminin göstergeleri.

Ak Parti hükümetlerinin bizleri en çok sevindiren ve duygulandıran hizmetleri ise gariban insanlara yönelik adımlardı. Özellikle 'sosyal devlet' kavramı ilk kez bu dönemde ete kemiğe bürünerek toplumun bütün kesimlerine ulaştı. Engelli, yetim, dul, bakıma muhtaç insanlarımız belki de devletin müşfik yüzüyle ilk kez tanıştılar. Daha önce toplumdan saklanan engelliler, çocuklarının bile bakmaktan kaçındığı bakıma muhtaç insanlarımız adeta hayata yeniden döndü ve devletimizin sağladığı imknlarla onurlarıyla yaşama imkanına kavuştular.

Yeni Türkiye fotoğrafının farklı bir yansımasını da Elazığ'da görmek bizleri bir kez daha mutlu etti. Geçtiğimiz hafta ilimiz valisi yeni bir hizmetin startını vermiş oldu. Elazığ merkeze bağlı 129 köyde daha önce dağıtımı yapılan konteynerlerde biriken çöpler  iki günde bir alınmaya başlanacak.

Bu haber beni hem sevindirdi hem de duygulandırdı. Sevindirdi çünkü artık şehrimizi merkezi değil köylerimizin de merkezleri, cadde ve sokakları temiz olacak ve çöpler uluorta meydanlıklara atılıp orada kötü koku ve görüntüye dolayısıyla hastalıklara sebep olmayacak. Duygulandırdı çünkü rahmetli dedemin böylesi bir hizmeti hayal etmesine rağmen bunu sağlığında görememiş olması.

Rahmetli dedem, temizlik konusunda titizlik ötesi bir hassasiyete sahipti. Köylerin dağınık ve düzensiz çöp dökme olayınını sona erdirmek için  çöp varilleri (çünkü  dedem  konteyner kelimesini hiç duymamaıştı ve bilmezdi) konulsa ne güzel olurdu derdi hep.

Dedemin hayali gerçek oldu ve artık şehrimizin köylerinde iki günde bir genel temizlik ve çöp toplama çalışmaları başlatıldı. Rahmetli dedeme köyümüze geçtiğimiz yıl kanalizasyon şebekesinin de geldiğini söyleyebilseydim kim bilir ne kadar sevinirdi. Geçtiğimiz yıl yer altından çekilen fiber optik internet ve telefon hatlarından bahsetmezdim herhlde. Çünkü bunların ne işe yaradığını anlatmak çok da kolay olmazdı.

Başbakanlığı döneminde Türkiye'de vesayetle mücadele yanında halkına hizmetten hiçbir zaman geri durmayan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu'na sonsuz teşekkür ediyoruz.

Ve yine bu hizmetlerin ülkemizde birkaç şehirden sonra ilimizde de hayata geçmesini sağlayan geçen dönem ve bu dönem milletvekilleri ile ilimiz Valisi Murat Zorluoğlu'na sonsuz teşekkür ediyoruz. Başlıkta dedik ya, nereden nereye...

 

Bakmadan Geçme