NEDEN KENETLENEMİYORUZ?
Sevgili okurlar
En son yazımdan bu yana geçen onca zamanda Türkiye'de çok ciddi olayların yaşandığını görmekteyiz
Sevgili okurlar;
En son yazımdan bu yana geçen onca zamanda Türkiye'de çok ciddi olayların yaşandığını görmekteyiz.
Türkiye'de çok şey değişse de değişmeyen tek şey son yazımda dediğim gibi CHP'nin güven vermemesi.
15 Temmuz Türkiye için bir milat.
15 Temmuz'un öncesi ve sonrası aslında bir resmin ayrı bütünleri olarak karşımıza çıkmakta.
FETÖ 15 Temmuz'da sadece ve sadece eline verilen replikler ve harekt tarzı ile oynanan oyunun figüranları olarak sahneye çıktı.
Akabinde komplo teorileri ve FETÖ üyelerine yönelik verilen umut ütopyaları…
Tabi öyle ya da böyle 15 Temmuz'da ABD uşağı FETÖ'nün çocuklarına bu millet çok ciddi bir ders verdi. Bu ders DIŞ GÜÇLER tarafından nasıl algılandı bilinmez ama hatırı sayılır bir posta ortaya konulduğu söylene bilir.
Dünyada çok ciddi değişim rüzgrları esmekte. Özellikle Ortadoğu'da esen rüzgrlar Türkiye'yi de çok yakından ilgilendirmekte.
Müslümanın Müslümanı öldürdüğü bu coğrafyada ciddi ayrılıkların yaşandığı malumunuz. En küçük esintide bir İslam ülkeleri arasında esen sert rüzgrlar bu coğrafyada haritaların değişmesi ile sonuçlana bilecek gelişmelere geve kala biliyor.
Tam da bu noktada haritaların silinip yeniden şekillenmesini isteyen güçler bölgede en önemli aktör olan Türkiye'nin güçsüzleşmesi için tarihte çok sık karşılaştığımız ve Osmanlı'nın yıkılmasına sebep etkenlerden olan ayaklanmalara benzer olayları karşımıza çıkarıyor.
PKK ile başlayan bu süreç bugün FETÖ ve buna benzer nice vatan hainleri ile devem etmekte.
Gezi olaylarında ülkenin seçilmiş hükümetini hedef alan zihniyet ile ekonomik anlamda bu millete zor günler yaşatmayı hedeflene zihniyet aynı beynin yönetiminde olduğu artık aşikr bir şekilde ortada.
Tabi bu beynin yönettiği son olay Rus Büyükelçi'nin öldürülmesi oldu. İşte bu akıl patlamalarla gelen bir haftalık sürecin adeta son halkası olarak farklı bir eylem ile kendini göstermeye çalıştı.
Şimdi diyeceksiniz ki kardeşim bu anlattıklarını artık sağır sultan bile biliyor. Neden malumun ilanını yapıyorsun.
Evet, konuşmaya gelince hepimiz bu yazdıklarımızı çok iyi biliyoruz. Ama uygulamaya gelince kimsede bir bilgelik göremiyoruz.
Özellikle sosyal medyada silahşor lük yapan uzmanlar (!) bu yazdıklarımızı bilmelerine rağmen siyasilere yönelik ciddi tepkiler ortaya koymaktalar.
Gün birlik olma günü iken terör örgütünün istediği şekilde ayrışmaya gitmek kimseye bir fayda sağlamayacaktır. Hele iktidara yönelik yapılan eleştiriler hiçbir anlam ifade etmemektedir.
Evet, hükümet bu yaşanan olaylarda öncelikli sorumludur ama kimse bu sorumluluğu yerine getirmediğini düşünmesin.
Şimdi birlik olma zamanı. İnsanların kimliklerine, dillerine, dinlerine saygı duyarak oluşturulacak bir birliktelik 15 Temmuz ruhunu bir ömür dünyaya gösterecektir.
Artık ayrı durmanın, hükümeti her koşulda eleştirmenin kimseye fayda sağlamayacağını iyi bilelim. Bu hükümete destek vermek istemiyorsanız bunu sadece ve sadece sandık başında yapmalısınız. Onun dışında yedi düvele karşı verilen bu mücadelede kesinlikle hükümeti yalnız bırakmamalıyız…
En son yazımdan bu yana geçen onca zamanda Türkiye'de çok ciddi olayların yaşandığını görmekteyiz.
Türkiye'de çok şey değişse de değişmeyen tek şey son yazımda dediğim gibi CHP'nin güven vermemesi.
15 Temmuz Türkiye için bir milat.
15 Temmuz'un öncesi ve sonrası aslında bir resmin ayrı bütünleri olarak karşımıza çıkmakta.
FETÖ 15 Temmuz'da sadece ve sadece eline verilen replikler ve harekt tarzı ile oynanan oyunun figüranları olarak sahneye çıktı.
Akabinde komplo teorileri ve FETÖ üyelerine yönelik verilen umut ütopyaları…
Tabi öyle ya da böyle 15 Temmuz'da ABD uşağı FETÖ'nün çocuklarına bu millet çok ciddi bir ders verdi. Bu ders DIŞ GÜÇLER tarafından nasıl algılandı bilinmez ama hatırı sayılır bir posta ortaya konulduğu söylene bilir.
Dünyada çok ciddi değişim rüzgrları esmekte. Özellikle Ortadoğu'da esen rüzgrlar Türkiye'yi de çok yakından ilgilendirmekte.
Müslümanın Müslümanı öldürdüğü bu coğrafyada ciddi ayrılıkların yaşandığı malumunuz. En küçük esintide bir İslam ülkeleri arasında esen sert rüzgrlar bu coğrafyada haritaların değişmesi ile sonuçlana bilecek gelişmelere geve kala biliyor.
Tam da bu noktada haritaların silinip yeniden şekillenmesini isteyen güçler bölgede en önemli aktör olan Türkiye'nin güçsüzleşmesi için tarihte çok sık karşılaştığımız ve Osmanlı'nın yıkılmasına sebep etkenlerden olan ayaklanmalara benzer olayları karşımıza çıkarıyor.
PKK ile başlayan bu süreç bugün FETÖ ve buna benzer nice vatan hainleri ile devem etmekte.
Gezi olaylarında ülkenin seçilmiş hükümetini hedef alan zihniyet ile ekonomik anlamda bu millete zor günler yaşatmayı hedeflene zihniyet aynı beynin yönetiminde olduğu artık aşikr bir şekilde ortada.
Tabi bu beynin yönettiği son olay Rus Büyükelçi'nin öldürülmesi oldu. İşte bu akıl patlamalarla gelen bir haftalık sürecin adeta son halkası olarak farklı bir eylem ile kendini göstermeye çalıştı.
Şimdi diyeceksiniz ki kardeşim bu anlattıklarını artık sağır sultan bile biliyor. Neden malumun ilanını yapıyorsun.
Evet, konuşmaya gelince hepimiz bu yazdıklarımızı çok iyi biliyoruz. Ama uygulamaya gelince kimsede bir bilgelik göremiyoruz.
Özellikle sosyal medyada silahşor lük yapan uzmanlar (!) bu yazdıklarımızı bilmelerine rağmen siyasilere yönelik ciddi tepkiler ortaya koymaktalar.
Gün birlik olma günü iken terör örgütünün istediği şekilde ayrışmaya gitmek kimseye bir fayda sağlamayacaktır. Hele iktidara yönelik yapılan eleştiriler hiçbir anlam ifade etmemektedir.
Evet, hükümet bu yaşanan olaylarda öncelikli sorumludur ama kimse bu sorumluluğu yerine getirmediğini düşünmesin.
Şimdi birlik olma zamanı. İnsanların kimliklerine, dillerine, dinlerine saygı duyarak oluşturulacak bir birliktelik 15 Temmuz ruhunu bir ömür dünyaya gösterecektir.
Artık ayrı durmanın, hükümeti her koşulda eleştirmenin kimseye fayda sağlamayacağını iyi bilelim. Bu hükümete destek vermek istemiyorsanız bunu sadece ve sadece sandık başında yapmalısınız. Onun dışında yedi düvele karşı verilen bu mücadelede kesinlikle hükümeti yalnız bırakmamalıyız…