'NE LİYAKATI?..'
Cumartesi Günleri Kanal Fırat'ta usta Gazeteci Zeki Akbıyık'ın Gündem programı, ismiyle müsemma gündemi de belirlemeye devam ediyor ve sürekli olarak izlenmeyi hak ediyor.
Siyaset tarzı, kendine özgü üslubu ve doğallığı ile farklı bir portre çizen, ucu kendine değse de gerçekleri söylemekten geri durmayan Ak Parti Elazığ Milletvekili Zülfü Demirbağ, yine yaptı yapacağını ve kendi atadıkları bürokratların hizmet derdi ve heyecanı olmadıklarını söyledi.
Kanal Fırat Genel Yayın Yönetmeni Zeki Akbıyık'ın sunduğu Gündem programında değerlendirmelerde bulunan Demirbağ, kendisinin halkın sorunlarına duyarlılık gösterdiğini ifade etti.
Program sunucusu Zeki Akbıyık, 'Bürokratlar da sizin kadar dertleniyor mu?' sorusuna verdiği cevapla Elazığ bürokratlarına yönelik sert eleştirilerde bulunarak şunları söyledi.
'Ankara'daki ve yereldeki bürokratlara gönderme yapacağız ama Zülfü Demirbağ'ın çeyreği kadar dertlenmiş olsalardı, Türkiye'de vatandaş memnuniyeti yüzde 80'e çıkar.'
Program yapımcısı Zeki Akbıyık'ın 'Öz eleştiri yapacak olsanız, sizin hatanız değil mi? Çalışkan bürokrat getirseniz...' şeklindeki soruya da açık yüreklilikle cevap veren Demirbağ: 'Nereden getirelim? Diyelim ki birkaç sivil toplum örgütü geldi dedi ki 'şu ismi bir yere getirelim. Çok iyi biri, kılık kıyafeti yerinde.' Biz de milletvekili olarak gidiyoruz 'bu gelirse güzel hizmet eder' diyoruz. Adamı yapıyorsunuz ama Allah rahmet etsin. Hiç bir halta yaramıyor. Ben ne yapayım buna? Deniliyor ki liyakate göre getirilmiyor. Hangi liyakat? Liyakatin kriteri yok. Kişiden kişiye değişiyor. Liyakat önemlidir ama hangi kritere göre. Birilerinin tavsiyesi olacak. Devlet kurumunda bir memuru liyakate göre seçemiyorsunuz. Hiç kimse keramet sahibi, öngörü sahibi olamaz. Sen geliyorsun 'bu çok layık' diyorsun. Bir başkası geliyor 'bu daha layık' diyor. Liyakat kriteri yok. Hangi kritere göre liyakati değerlendireceksiniz? Siyasette ve bürokraside arkadaş, dost, akraba tavsiyesiyle vesile olup da pişman olduğum çok oldu benim.' ifadelerini kullanması dikkat çekti.
Ak Parti Milletvekilimiz Zülfü Demirbağ, bu tespitleri çok iyi yapıyor ve var olan resmi çok güzel ortaya koyuyor ama, milletvekillerinin bürokrat atama kriterlerini de bilmeyen yok.
Kendisi de kusura bakmasın ama iyi bürokratın en önemli kriteri şahsın kendi yetenek, donanım, dava bilinci ve fedakarlığı değil. Milletvekillerinin atayacakları bürokratta aradığı tek kriter, kendisinin talimatlarına ne kadar uyacağı ve kendisine ne kadar yakın durup yalakalık edeceği.
Siyasetin ve milletvekillerinin en önemli ve belki de tek bürokrat atama kriteri bu. Milletvekilini arayıp soracak, şehre her geldiğinde havaalanında karşılayacak, ona programlar yapacak ve bol bol ikramlarda bulunacak.
Bu bürokrat en iyi bürokrat ama kendi işiyle meşgul, kendisine verilen görevin hakkını vermek amacıyla onuruyla çalışan ancak siyasi mahfillerde çok gözükmeyen bürokrat başarısız.
Bir de demezler mi adama, siz bu şehirde yıllarca bürokratlık yapmış, değişik STK'larda başkanlık yapmış, parti alt kademelerinde başkanlık yapmış ve her biriniz iki- üç dönem milletvekilliği yapmış isimlersiniz. Hiç biriniz tesadüfen ve paraşütle dışardan gelip milletvekili olmadınız. Kendisi zaten bürokrat atamaları konusuna pek de girmeyen ve taraf olmayan Milletvekili Tolga Ağar'ı ayrı tutarsak her biriniz bu şehrin, bu davanın ve bu misyonun en ücradaki samimi insanlarını da bürokrasideki düzgün, samimi ve çalışkan insanları çok iyi bilen ve tanıyan milletvekillerisiniz.
Sizin önünüze gelen bürokrat adayı bir ismin yeteneklerini, donanımını ve liyakatini ölçüp tartamıyor musunuz? Ve yine sormazlar mı insana her hangi bir kuruma müdür atayacağınız zaman önünüze gelen isimlere bir bakıp, 'bırakın bu isimleri, bu görevi eskiden beri tanıdığımızı, başarılarını bizzat gördüğümüz, liyakatli ve samimi olan şu ismi atamış olursak hem şehrin, hem misyonunuzun hem de bizim yüzümüzü ağartır' deme dirayetiniz ve ferasetiniz yok mu?
O isimler belki bir göreve aday olma ve bunda gece gündüz milletvekillerini arama ve aratma işgüzarlığını göstermeyecek kadar onurlu insanlardır ve sizlere bu düşüncelerini açmayı ve talepte bulunmayı bile teşkilat disiplini açısından yanlış bulur ve abes bulurlar. Hani hep söylediğimiz 'görev istenmez verilir' düsturu sadece nutuklarda mı kaldı?
Ama milletvekilleri ne yapıyor? Kendilerini en çok rahatsız edeni 'aman bunu müdür yapalım da dilinden kurtulalım' kriteri ile 'benim notlarımı anında yapacaksın' liyakatıyla bürokrat ataması yapılırsa işte böyle feryat etmek zorunda kalırsınız.
Milletvekilisiniz. Şehrin seçkin insanlarısınız. Ama sizin de geldiğiniz bir gelenek ve eskiden beri birlikte olduğunuz, her şeyine kefil olduğunuz isimler var. Neden onlara kendileri aday olmasa da siz bazı tekliflerde bulunmazsınız da arkanızdan koşan ve amacına ulaşmak için olmadık adamları araya sokan riyakrları ve liyakatsizleri bürokrat olarak atarsınız.
Yok, sayın vekilim, kusura bakmayın. Bürokratların başarısızlığında en büyük pay siyasi erkindir. Hedef şaşırtıp masumu oynamayın lütfen. Ve bu satırları dost acı söyler sadedinde kabul edin ve bundan sonraki bürokrat atama tasarrufunuzda dikkate alın. Ya da almayın. Sonuç her halükarda partinize ve size yansıyacak.
Kanal Fırat Genel Yayın Yönetmeni Zeki Akbıyık'ın sunduğu Gündem programında değerlendirmelerde bulunan Demirbağ, kendisinin halkın sorunlarına duyarlılık gösterdiğini ifade etti.
Program sunucusu Zeki Akbıyık, 'Bürokratlar da sizin kadar dertleniyor mu?' sorusuna verdiği cevapla Elazığ bürokratlarına yönelik sert eleştirilerde bulunarak şunları söyledi.
'Ankara'daki ve yereldeki bürokratlara gönderme yapacağız ama Zülfü Demirbağ'ın çeyreği kadar dertlenmiş olsalardı, Türkiye'de vatandaş memnuniyeti yüzde 80'e çıkar.'
Program yapımcısı Zeki Akbıyık'ın 'Öz eleştiri yapacak olsanız, sizin hatanız değil mi? Çalışkan bürokrat getirseniz...' şeklindeki soruya da açık yüreklilikle cevap veren Demirbağ: 'Nereden getirelim? Diyelim ki birkaç sivil toplum örgütü geldi dedi ki 'şu ismi bir yere getirelim. Çok iyi biri, kılık kıyafeti yerinde.' Biz de milletvekili olarak gidiyoruz 'bu gelirse güzel hizmet eder' diyoruz. Adamı yapıyorsunuz ama Allah rahmet etsin. Hiç bir halta yaramıyor. Ben ne yapayım buna? Deniliyor ki liyakate göre getirilmiyor. Hangi liyakat? Liyakatin kriteri yok. Kişiden kişiye değişiyor. Liyakat önemlidir ama hangi kritere göre. Birilerinin tavsiyesi olacak. Devlet kurumunda bir memuru liyakate göre seçemiyorsunuz. Hiç kimse keramet sahibi, öngörü sahibi olamaz. Sen geliyorsun 'bu çok layık' diyorsun. Bir başkası geliyor 'bu daha layık' diyor. Liyakat kriteri yok. Hangi kritere göre liyakati değerlendireceksiniz? Siyasette ve bürokraside arkadaş, dost, akraba tavsiyesiyle vesile olup da pişman olduğum çok oldu benim.' ifadelerini kullanması dikkat çekti.
Ak Parti Milletvekilimiz Zülfü Demirbağ, bu tespitleri çok iyi yapıyor ve var olan resmi çok güzel ortaya koyuyor ama, milletvekillerinin bürokrat atama kriterlerini de bilmeyen yok.
Kendisi de kusura bakmasın ama iyi bürokratın en önemli kriteri şahsın kendi yetenek, donanım, dava bilinci ve fedakarlığı değil. Milletvekillerinin atayacakları bürokratta aradığı tek kriter, kendisinin talimatlarına ne kadar uyacağı ve kendisine ne kadar yakın durup yalakalık edeceği.
Siyasetin ve milletvekillerinin en önemli ve belki de tek bürokrat atama kriteri bu. Milletvekilini arayıp soracak, şehre her geldiğinde havaalanında karşılayacak, ona programlar yapacak ve bol bol ikramlarda bulunacak.
Bu bürokrat en iyi bürokrat ama kendi işiyle meşgul, kendisine verilen görevin hakkını vermek amacıyla onuruyla çalışan ancak siyasi mahfillerde çok gözükmeyen bürokrat başarısız.
Bir de demezler mi adama, siz bu şehirde yıllarca bürokratlık yapmış, değişik STK'larda başkanlık yapmış, parti alt kademelerinde başkanlık yapmış ve her biriniz iki- üç dönem milletvekilliği yapmış isimlersiniz. Hiç biriniz tesadüfen ve paraşütle dışardan gelip milletvekili olmadınız. Kendisi zaten bürokrat atamaları konusuna pek de girmeyen ve taraf olmayan Milletvekili Tolga Ağar'ı ayrı tutarsak her biriniz bu şehrin, bu davanın ve bu misyonun en ücradaki samimi insanlarını da bürokrasideki düzgün, samimi ve çalışkan insanları çok iyi bilen ve tanıyan milletvekillerisiniz.
Sizin önünüze gelen bürokrat adayı bir ismin yeteneklerini, donanımını ve liyakatini ölçüp tartamıyor musunuz? Ve yine sormazlar mı insana her hangi bir kuruma müdür atayacağınız zaman önünüze gelen isimlere bir bakıp, 'bırakın bu isimleri, bu görevi eskiden beri tanıdığımızı, başarılarını bizzat gördüğümüz, liyakatli ve samimi olan şu ismi atamış olursak hem şehrin, hem misyonunuzun hem de bizim yüzümüzü ağartır' deme dirayetiniz ve ferasetiniz yok mu?
O isimler belki bir göreve aday olma ve bunda gece gündüz milletvekillerini arama ve aratma işgüzarlığını göstermeyecek kadar onurlu insanlardır ve sizlere bu düşüncelerini açmayı ve talepte bulunmayı bile teşkilat disiplini açısından yanlış bulur ve abes bulurlar. Hani hep söylediğimiz 'görev istenmez verilir' düsturu sadece nutuklarda mı kaldı?
Ama milletvekilleri ne yapıyor? Kendilerini en çok rahatsız edeni 'aman bunu müdür yapalım da dilinden kurtulalım' kriteri ile 'benim notlarımı anında yapacaksın' liyakatıyla bürokrat ataması yapılırsa işte böyle feryat etmek zorunda kalırsınız.
Milletvekilisiniz. Şehrin seçkin insanlarısınız. Ama sizin de geldiğiniz bir gelenek ve eskiden beri birlikte olduğunuz, her şeyine kefil olduğunuz isimler var. Neden onlara kendileri aday olmasa da siz bazı tekliflerde bulunmazsınız da arkanızdan koşan ve amacına ulaşmak için olmadık adamları araya sokan riyakrları ve liyakatsizleri bürokrat olarak atarsınız.
Yok, sayın vekilim, kusura bakmayın. Bürokratların başarısızlığında en büyük pay siyasi erkindir. Hedef şaşırtıp masumu oynamayın lütfen. Ve bu satırları dost acı söyler sadedinde kabul edin ve bundan sonraki bürokrat atama tasarrufunuzda dikkate alın. Ya da almayın. Sonuç her halükarda partinize ve size yansıyacak.