NASIL BİR SANATÇI?
Cumhurbaşkanı ve Ak Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri Töreni'ndeki konuşması sanatçıları ikiye böldü.
Başkan Erdoğan, 'sanatçı' tanımına bir de biz göz atalım:
'İşte bu çağda ülkemiz, dünyaya yalnızca yeni eserler sunmakla kalmayacak, geleceğin sanat kuramlarının payandalarını da temellendirecektir. Sanatçılarımız bu anlayışla hareket ettikçe, şairin 'O mahiler ki derya içredir deryayı bilmezler' hükmü geçerliliğini yitirecektir. Biz işte o sanatçıyı bekliyoruz. Beklediğimiz o sanatçı, kimliğiyle birlikte deryasını bilecektir, önce kendisi olacaktır, davasını sanatıyla ifade edecektir. Beklediğimiz o sanatçı, vaktini ve enerjisini dünyanın iyiliği adına ürettiği eserleriyle gösterecek, sanatını icra ederken dünyadaki akranlarını geride bırakacaktır.
Beklediğimiz o sanatçı, zulme ve adaletsizliğe karşı bir çığlık olarak yaptığı şarkısıyla dünya müzik listelerini sallayacak, müzikteki evrensel anlayışları değiştirecektir. Beklediğimiz o sanatçı, slogan atarak kendini göstermeye çalışmayacak, başarılarıyla dünyanın en muhteşem salonlarında ayakta alkışlanacaktır. Beklediğimiz o sanatçı, ortaya koyduğu bir sanat üslubuyla veya icat ettiği bir sanat formuyla adını sanat tarihine yazdıracaktır.
Beklediğimiz o sanatçı, ürettiklerinden dolayı parmakla gösterilecek, üslubuyla herkesi peşinden sürükleyecektir. Beklediğimiz o sanatçı, gündemin peşinden savrulmak yerine dünyaya gündem verecek, performansıyla rekorlar kitabına girecek, tarzıyla sanat modası oluşturacaktır. Beklediğimiz o sanatçı, ait olduğu milleti hor görüp sürekli şikayet etmek yerine kendi sanatını üretecektir. Beklediğimiz o sanatçı, muhalefetini sosyal medya hesabından savurduğu siyasi polemiklerle değil, kanatlanıp uçurduğu sanatıyla gösterecektir.'
Biz Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu tespitlerine aynen imzamızı atarız. Halkına, onun değerlerinden ve milli duygulardan uzak bir sanatçının insanlığa vereceği ne olabilir ki.
Tabi Erdoğan böylesi bir sanatçı tarifi yapar da malum çevre boş durur mu?
İşte o yorumlar:
Genco Erkal:'Sanatçı değil şakşakçı istiyor.'
Onur Aydın: 'Efendiler; hepiniz milletvekili olabilirsiniz. Bakan olabilirsiniz, hatta Cumhurbaşkanı olabilirsiniz. Fakat sanatçı olamazsınız.' Mustafa Kemal Atatürk'
Ataol Berhamoğlu: 'Hiçbir yöneticinin sanatçılar hakkında böyle fetva vermesi zaten doğru değil, olmaz böyle bir şey. Sanatçı içinden geleni yapar bazen şikayet eder bazen över bazen üzülüyor, sevinir.
Berna Laçin: 'Ne münasebet! Olur mu öyle şey! Sanatçı el öpmez! Bilkis, sanatçının eli öpülür! Mustafa Kemal Atatürk'
Halkıyla çatışan, çelişen ve ters düşen sanatçılardan gelen bu eleştiriler de gösteriyor ki bunlar tam da Erdoğan'ın dediği gibi hala yaşadığı denizi bilmekten uzak sanatçılarmış.
Başkan Erdoğan, 'sanatçı' tanımına bir de biz göz atalım:
'İşte bu çağda ülkemiz, dünyaya yalnızca yeni eserler sunmakla kalmayacak, geleceğin sanat kuramlarının payandalarını da temellendirecektir. Sanatçılarımız bu anlayışla hareket ettikçe, şairin 'O mahiler ki derya içredir deryayı bilmezler' hükmü geçerliliğini yitirecektir. Biz işte o sanatçıyı bekliyoruz. Beklediğimiz o sanatçı, kimliğiyle birlikte deryasını bilecektir, önce kendisi olacaktır, davasını sanatıyla ifade edecektir. Beklediğimiz o sanatçı, vaktini ve enerjisini dünyanın iyiliği adına ürettiği eserleriyle gösterecek, sanatını icra ederken dünyadaki akranlarını geride bırakacaktır.
Beklediğimiz o sanatçı, zulme ve adaletsizliğe karşı bir çığlık olarak yaptığı şarkısıyla dünya müzik listelerini sallayacak, müzikteki evrensel anlayışları değiştirecektir. Beklediğimiz o sanatçı, slogan atarak kendini göstermeye çalışmayacak, başarılarıyla dünyanın en muhteşem salonlarında ayakta alkışlanacaktır. Beklediğimiz o sanatçı, ortaya koyduğu bir sanat üslubuyla veya icat ettiği bir sanat formuyla adını sanat tarihine yazdıracaktır.
Beklediğimiz o sanatçı, ürettiklerinden dolayı parmakla gösterilecek, üslubuyla herkesi peşinden sürükleyecektir. Beklediğimiz o sanatçı, gündemin peşinden savrulmak yerine dünyaya gündem verecek, performansıyla rekorlar kitabına girecek, tarzıyla sanat modası oluşturacaktır. Beklediğimiz o sanatçı, ait olduğu milleti hor görüp sürekli şikayet etmek yerine kendi sanatını üretecektir. Beklediğimiz o sanatçı, muhalefetini sosyal medya hesabından savurduğu siyasi polemiklerle değil, kanatlanıp uçurduğu sanatıyla gösterecektir.'
Biz Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu tespitlerine aynen imzamızı atarız. Halkına, onun değerlerinden ve milli duygulardan uzak bir sanatçının insanlığa vereceği ne olabilir ki.
Tabi Erdoğan böylesi bir sanatçı tarifi yapar da malum çevre boş durur mu?
İşte o yorumlar:
Genco Erkal:'Sanatçı değil şakşakçı istiyor.'
Onur Aydın: 'Efendiler; hepiniz milletvekili olabilirsiniz. Bakan olabilirsiniz, hatta Cumhurbaşkanı olabilirsiniz. Fakat sanatçı olamazsınız.' Mustafa Kemal Atatürk'
Ataol Berhamoğlu: 'Hiçbir yöneticinin sanatçılar hakkında böyle fetva vermesi zaten doğru değil, olmaz böyle bir şey. Sanatçı içinden geleni yapar bazen şikayet eder bazen över bazen üzülüyor, sevinir.
Berna Laçin: 'Ne münasebet! Olur mu öyle şey! Sanatçı el öpmez! Bilkis, sanatçının eli öpülür! Mustafa Kemal Atatürk'
Halkıyla çatışan, çelişen ve ters düşen sanatçılardan gelen bu eleştiriler de gösteriyor ki bunlar tam da Erdoğan'ın dediği gibi hala yaşadığı denizi bilmekten uzak sanatçılarmış.