Nasıl Bir Haftaya Uyanacağız?
Malum Pazar günü sandığa gidiyoruz. Verdiğimiz oylarla Pazartesi günü nasıl bir haftaya başlayacağımızı şimdiden kestiremiyoruz. Hem Cumhur hem de Millet ittifakı ilk turda ipi göğüsleyecek bir sonuçla seçimlerden çıkacaklarını söylüyorlar. Şunu söylemek gerekir ki bu seçimler geçmiş tüm seçimlerden çok daha önemli. Bu seçimlere her iki kesim de farklı gerekçelerle önem veriyor ve hayati görüyor.
Geçmişten bugüne böylesine kritik seçimlerde halkımızın takdiri ve ince ayarı hep ülkemizden yana olmuştur. Bu seçimlerde de ülkemizi ve milli çıkarlarımıza zarar verecek bir sonuç çıkma ihtimali görünmüyor. Zira seçimin sonucu ne olursa olsun böylesi bir tehlikenin yaşanması söz konusu olmaz, olamaz. Devlet olmanın refleksi buna izin vermez.
Halkımız feraseti ve sandıkta ortaya koyacağı ince bir ayarla hem ülkesini hem de milletini koruyacak bir neticeyi ortaya koyar. Bunu yaparken de mesaj vermesi gerekenleri de unutmaz. Velev ki Turgut Özal'ın ifadesiyle kantarın topuzunu biraz fazla kaçırmış olsa da…
Onun için germeye, gerilmeye gerek yok. Hangi taraf kazanırsa kazansın ama kazanan ülkemiz olsun.
Kaldı ki bizi yönetecek insanlar bizim aynamız. Biz nasılsak öyle yönetiliriz. Ve bizler her ne kadar kendimizi dürüstlük abidesi sansak da merhamet timsali bilsek de kendimiz adil, dürüst olarak ilan etsek de gerçekte ne olduğumuzu Allah biliyor. Biz iyi olsak da olmasak da layık olduğumuz yöneticiler ile idare edileceğiz.
Bu gerekçe ve sebeplerle seçimlerin çok da önemi yok. Dünyanın en dürüst ve çalışkan insanı da başımıza gelse, biz düzelmedikçe ülke de düzelmeyecektir. Bu sebeple paniğe ve gerginliğe sebep yok. Bize layık birileri gelecek ve bizi yönetecek. Kimsenin de itiraz şansı olmayacak. Zira gelenler bizim aynamız ve yansımamız olacak.