NAFİZ KOCA'YA SORULAR
Elazığ'da çok kötü bir alışkanlık var
Elazığ'da çok kötü bir alışkanlık var. Birisi hakkında yazı yazanlar o şahsın ismini yazıda genellikle kullanmıyorlar. İmalarla işlerini hdigeretmeyi tercih ediyorlar. Hakaret alışkanlığıyla iftira eğilimi etkili oluyor mudur? Mantıklı!
Bugün isim vererek Elazığ Basın ve Medya Cemiyeti Başkanı Nafiz Koca'ya kamu adına bazı sorular soracağım. Aslında Facebook gazeteciliğini ciddiye almam! Bildiğim kadarıyla Nafiz Koca'nın yazı yazdığı bir gazete yok. Ama ortalıkta cemiyet başkanı sıfatıyla gezdiğini ve bunun bazı kesimlerce ciddiye alındığını görüyorum. Bu sebeple kendisine bazı sorular soracağım. Cevaplayıp cevaplamamak kendisinin takdiridir.
*****
27 Aralık 2016 tarihinde 'Acaba Kaç Kişiyiz?' başlıklı bir yazı yazdım. Konu çimento fabrikasının şehrin dışına taşınmasıyla ilgili çevreci bir eylem talebiyle alakalıydı. Toplumun hemen hemen her kesiminden destek geldi.
Daha sonra ilginç şeyler olmaya başladı. Yazımdan sadece üç gün sonra bugüne kadar yazdığı 'çimento taşınsın' yazılarını unutmuşuz gibi, Nafiz Koca; birden bire kendisine ait internet sitesinde çimento fabrikasını 'tüm kurum ve kuruluşlara örnek' gösterdi! Olabilir, sıkıntı yok. Nihayetinde firma gerçekten dünya çapında bir şirket. Buna kimse de itiraz etmez.
Haa, Nafiz Koca'nın 24 Kasım 2015 tarihinde 'Ne kedi gelebildi ne de çimento fabrikası taşınabildi' başlıklı yazısı ile 'Valinin kararı aysbergin karanlık yüzünü aydınlatacak mı?' başlıklı yazılarına daha sonra geliriz! Çimento fabrikası için neler demiş neler? Oooo müthiş şeyler var. (İnternete girip okumanızı tavsiye ederim. Bir insanın ibretlik çarkına şahit olacaksınız!)
Eskiden o yazıları yazan birisi bugün nasıl olur da fabrikayı savunmaya başlar? Sağlıklı, dürüst bünyeler için anlaması hayli zor!
Artık tesadüf müdür, nedir, bilinmez. Ben yazıyı ilk yazdığım tarihten tam on gün önce Nafiz Koca fabrika müdürünü ziyarete gidiyor. 'Bingoooo' dediğinizi duyar gibiyim. İnkr etme ihtimali yok. Hem fabrika yetkilileri teyit etti, hem de şahit dinletmeye hazırım.
Çok icap ederse çimento fabrikasının yetkililerinin Elazığ medyası ve Elazığ Belediyesi hakkındaki düşüncelerini de şahit göstererek yazarım! (Belediyeye muhalif gazetecileri nasıl harekete geçirip ruhsat konusunda sonuç almak istenmesi konusu… Anlayan anlamıştır!) Bizde kurusıkı, iftira yok. Ya belge, ya şahit olacak.
Neyse, konuya dönelim…
Nafiz Koca, soracağım sorulara cevap vermek zorunda değilsiniz. Ama cevap hakkınızı kullanırsanız, hakaret etmeden, iftira atmadan, namusunuz, şerefiniz ve kutsal saydığınız değerler üzerine yemin etmek kaydıyla;
1 – Yukarıda belirttiğim tarihte (Tahminen 17 Aralık) çimento fabrikasına gittiniz mi?
2 – Gittiyseniz, neden?
3 – Gittiğiniz tarihten yaklaşık olarak 20/25 gün sonra dünya çalışan gazeteciler günü vesilesiyle çok pahalıya çıkacağını düşündüğüm bir gece düzenlediniz. Fabrika o geceye sponsor olsun diye mi gittiniz?
4 – Fabrika sponsor olmadıysa, binlerce kişinin katıldığı, o kadar masraflı bir geceyi nasıl karşıladınız? Kim veya kimler sponsor oldu? Şeffaflık adına kamuoyuna isimlerini açıklamayı düşünüyor musunuz?
5 – Çimento fabrikası ile ilgili yazdığınız o kadar yazı hakkında ne düşünüyorsunuz? Artık bütün o yazılarınız hükümsüz mü kaldılar?
6 – Çimento fabrikasında görünmenizle ilgili olarak, 'davet etmek için gittim' diyecek olursanız, gazetecilerin gecesine davet ettiğiniz binlerce kişinin ayağına bizatihi gittiniz mi? Gitmediyseniz, fabrikaya gösterilen bu özen niye? Daha geceye davetiyeler bile basılmamışken niye fabrikaya gitmek için bu kadar acele ettiniz?
7 – Aynı gece için Ferrokrom yetkililerinden de sponsor olmalarını istediğiniz doğru mu?
*****
27 Aralık tarihinde yazdığım yazıda Elazığlıları 7 Ocak 2017 tarihinde ortaya bir eylem koymaya davet etmiştim. Daha sonra kahraman şehidimiz Fethi Sekin'in cenazesi defnedileceği için, şehide saygısızlık olmasın diye eylem iptal edildi.
Zaten eylem de benim şahsımdan çıktı, gitti.
Gelelim bu pazartesi günü olanlara…
Bu pazartesi günü birçok sendika, sivil toplum kuruluşu, gazete, televizyon ve siyasi parti il başkanları Kültür Park'ta bir araya geldi. Herkes de eyleme sahip çıktı. Kimse ön plana çıkmadı, hiçbir fikir, ideoloji ayrımı yapılmadı.
Sosyal medyayı takip edenler hatırlayacaktır. Nafiz Koca çılgına dönmüştü. Peş peşe paylaşımlarda bulunuyordu. Engellemeye çalışıyordu, katılımcılara toplantıya gitmesinler diye resmen yalvarıyordu!
Ve ortaya çıktı ki…
Toplanma kararını öğrenir öğrenmez Nafiz Koca o her kuruma örnek gösterdiği fabrika yetkilileriyle telefon trafiğine başlamış bile! Yüz yüze görüşüp görüşmediklerine şahidim yok, ama telefon görüşmesine şahidim var. Fabrika yetkililerinin inkr edeceğini zannetmiyorum.
Nafiz Koca, soracağım sorulara cevap vermek zorunda değilsiniz. Ama cevap hakkınızı kullanırsanız, hakaret etmeden, iftira atmadan, namusunuz, şerefiniz ve kutsal saydığınız değerler üzerine yemin etmek kaydıyla;
1 – 23 Ocak 2017 pazartesi günü Kültür Park'ta gerçekleştirilen istişare toplantısı başlamadan önce çimento fabrikası yetkililerini aradınız mı? Aradıysanız, neden?
2 – Özel olacak ama, bu samimiyet nerden geliyor!?
3 – Telefonla görüşmenizde çimento fabrikası yetkililerine taktik verdiniz mi? Mesela, 'toplantıda konuşulanlar öğrenilsin diye temsilci, sendikacı vs gönderin' dediniz mi? Dediyseniz, bu meseleyi neden bu kadar dert ediniyorsunuz? Çimento fabrikası yetkilileriyle ne ara bu kadar samimi oldunuz?
4 – Dert etmeniz profesyonel bir iş ilişkisine mi dayanıyor? Yani şunu demek istiyorum… Fabrikanın medya danışmanlığını ücret karşılığı yapıyor olabilirsiniz. Bu kimseyi ilgilendirmez. Hatta en tabii hakkınızdır diye düşünüyorum. Ama eğer ücret alıyorsanız ve biz de bilirsek, bundan sonra sizi cemiyet başkanı olarak değil de, fabrikanın maaşlı elemanı olarak değerlendiririz! Başka niyetim yok yaaaanniiiiii!
5 – Taktik verdikten sonra fabrika yetkililerine, 'ben hemen yazıyorum, il başkanlarına, STK'lara baskı yapacağım' dediniz mi?
6 – Perşembe günü Elazığ'a gelecek olan Yusuf isimli (Fabrikanın medyayla ilişkilerinden sorumlu olacak yeni görevli diye biliyorum) fabrika yetkilisiyle yüz yüze görüşecek misiniz? Görüşecekseniz, hangi konuda görüşeceksiniz? Ve de görüşecekseniz adam gelir gelmez niye ilk sizinle görüşecek?
*****
Başka sorum yok ama yazacak mevzu çok! Yavaş yavaş, tadını çıkarta çıkarta…
Nafiz Koca, cevap vermeyebilirsiniz, saygı duyarım. Veya Sayın İhsan Tarakçı'dan bir alıntıyla da cevap verebilirsiniz! Ama cevap verirseniz, artık hakaret ve iftira sizin takdirinizdir, lütfen şu üç soruya cevap verin. (Yukarıdaki soruların özeti mahiyetinde) Aralık ayında neden çimentoya gittiniz? Bu pazartesi günü gerçekleştirilen sivil inisiyatif toplantısından önce neden hemen fabrika yetkililerini aradınız? Çimento fabrikası hakkında U dönüşü yapmanızın sebebi nedir?
Bu üç soruyu her gün soracağım. Bıkmadan, yorulmadan, her gün ama her gün!
Not: Çimento fabrikası yetkilileri yazımı hukuk departmanınıza göndereceğinizi biliyorum. Emin olun kurumunuzu zan altında bırakacak tek beyanım yok. Ayrıca Nafiz Koca, siz de yeni moda gereği beni savcılığa verebilirsiniz ama siz de emin olun ki bu yazıdan ekmek çıkmaz. Son olarak, pazartesi günü sivil inisiyatife katılan tüm katılımcılara seslenmek istiyorum. Bu yazıdan sonra kimin, kimle iş tuttuğunu, sizlere neden baskı yapılmaya çalışıldığını anladınız mı? Yani siz de rahat olun!
Bugün isim vererek Elazığ Basın ve Medya Cemiyeti Başkanı Nafiz Koca'ya kamu adına bazı sorular soracağım. Aslında Facebook gazeteciliğini ciddiye almam! Bildiğim kadarıyla Nafiz Koca'nın yazı yazdığı bir gazete yok. Ama ortalıkta cemiyet başkanı sıfatıyla gezdiğini ve bunun bazı kesimlerce ciddiye alındığını görüyorum. Bu sebeple kendisine bazı sorular soracağım. Cevaplayıp cevaplamamak kendisinin takdiridir.
*****
27 Aralık 2016 tarihinde 'Acaba Kaç Kişiyiz?' başlıklı bir yazı yazdım. Konu çimento fabrikasının şehrin dışına taşınmasıyla ilgili çevreci bir eylem talebiyle alakalıydı. Toplumun hemen hemen her kesiminden destek geldi.
Daha sonra ilginç şeyler olmaya başladı. Yazımdan sadece üç gün sonra bugüne kadar yazdığı 'çimento taşınsın' yazılarını unutmuşuz gibi, Nafiz Koca; birden bire kendisine ait internet sitesinde çimento fabrikasını 'tüm kurum ve kuruluşlara örnek' gösterdi! Olabilir, sıkıntı yok. Nihayetinde firma gerçekten dünya çapında bir şirket. Buna kimse de itiraz etmez.
Haa, Nafiz Koca'nın 24 Kasım 2015 tarihinde 'Ne kedi gelebildi ne de çimento fabrikası taşınabildi' başlıklı yazısı ile 'Valinin kararı aysbergin karanlık yüzünü aydınlatacak mı?' başlıklı yazılarına daha sonra geliriz! Çimento fabrikası için neler demiş neler? Oooo müthiş şeyler var. (İnternete girip okumanızı tavsiye ederim. Bir insanın ibretlik çarkına şahit olacaksınız!)
Eskiden o yazıları yazan birisi bugün nasıl olur da fabrikayı savunmaya başlar? Sağlıklı, dürüst bünyeler için anlaması hayli zor!
Artık tesadüf müdür, nedir, bilinmez. Ben yazıyı ilk yazdığım tarihten tam on gün önce Nafiz Koca fabrika müdürünü ziyarete gidiyor. 'Bingoooo' dediğinizi duyar gibiyim. İnkr etme ihtimali yok. Hem fabrika yetkilileri teyit etti, hem de şahit dinletmeye hazırım.
Çok icap ederse çimento fabrikasının yetkililerinin Elazığ medyası ve Elazığ Belediyesi hakkındaki düşüncelerini de şahit göstererek yazarım! (Belediyeye muhalif gazetecileri nasıl harekete geçirip ruhsat konusunda sonuç almak istenmesi konusu… Anlayan anlamıştır!) Bizde kurusıkı, iftira yok. Ya belge, ya şahit olacak.
Neyse, konuya dönelim…
Nafiz Koca, soracağım sorulara cevap vermek zorunda değilsiniz. Ama cevap hakkınızı kullanırsanız, hakaret etmeden, iftira atmadan, namusunuz, şerefiniz ve kutsal saydığınız değerler üzerine yemin etmek kaydıyla;
1 – Yukarıda belirttiğim tarihte (Tahminen 17 Aralık) çimento fabrikasına gittiniz mi?
2 – Gittiyseniz, neden?
3 – Gittiğiniz tarihten yaklaşık olarak 20/25 gün sonra dünya çalışan gazeteciler günü vesilesiyle çok pahalıya çıkacağını düşündüğüm bir gece düzenlediniz. Fabrika o geceye sponsor olsun diye mi gittiniz?
4 – Fabrika sponsor olmadıysa, binlerce kişinin katıldığı, o kadar masraflı bir geceyi nasıl karşıladınız? Kim veya kimler sponsor oldu? Şeffaflık adına kamuoyuna isimlerini açıklamayı düşünüyor musunuz?
5 – Çimento fabrikası ile ilgili yazdığınız o kadar yazı hakkında ne düşünüyorsunuz? Artık bütün o yazılarınız hükümsüz mü kaldılar?
6 – Çimento fabrikasında görünmenizle ilgili olarak, 'davet etmek için gittim' diyecek olursanız, gazetecilerin gecesine davet ettiğiniz binlerce kişinin ayağına bizatihi gittiniz mi? Gitmediyseniz, fabrikaya gösterilen bu özen niye? Daha geceye davetiyeler bile basılmamışken niye fabrikaya gitmek için bu kadar acele ettiniz?
7 – Aynı gece için Ferrokrom yetkililerinden de sponsor olmalarını istediğiniz doğru mu?
*****
27 Aralık tarihinde yazdığım yazıda Elazığlıları 7 Ocak 2017 tarihinde ortaya bir eylem koymaya davet etmiştim. Daha sonra kahraman şehidimiz Fethi Sekin'in cenazesi defnedileceği için, şehide saygısızlık olmasın diye eylem iptal edildi.
Zaten eylem de benim şahsımdan çıktı, gitti.
Gelelim bu pazartesi günü olanlara…
Bu pazartesi günü birçok sendika, sivil toplum kuruluşu, gazete, televizyon ve siyasi parti il başkanları Kültür Park'ta bir araya geldi. Herkes de eyleme sahip çıktı. Kimse ön plana çıkmadı, hiçbir fikir, ideoloji ayrımı yapılmadı.
Sosyal medyayı takip edenler hatırlayacaktır. Nafiz Koca çılgına dönmüştü. Peş peşe paylaşımlarda bulunuyordu. Engellemeye çalışıyordu, katılımcılara toplantıya gitmesinler diye resmen yalvarıyordu!
Ve ortaya çıktı ki…
Toplanma kararını öğrenir öğrenmez Nafiz Koca o her kuruma örnek gösterdiği fabrika yetkilileriyle telefon trafiğine başlamış bile! Yüz yüze görüşüp görüşmediklerine şahidim yok, ama telefon görüşmesine şahidim var. Fabrika yetkililerinin inkr edeceğini zannetmiyorum.
Nafiz Koca, soracağım sorulara cevap vermek zorunda değilsiniz. Ama cevap hakkınızı kullanırsanız, hakaret etmeden, iftira atmadan, namusunuz, şerefiniz ve kutsal saydığınız değerler üzerine yemin etmek kaydıyla;
1 – 23 Ocak 2017 pazartesi günü Kültür Park'ta gerçekleştirilen istişare toplantısı başlamadan önce çimento fabrikası yetkililerini aradınız mı? Aradıysanız, neden?
2 – Özel olacak ama, bu samimiyet nerden geliyor!?
3 – Telefonla görüşmenizde çimento fabrikası yetkililerine taktik verdiniz mi? Mesela, 'toplantıda konuşulanlar öğrenilsin diye temsilci, sendikacı vs gönderin' dediniz mi? Dediyseniz, bu meseleyi neden bu kadar dert ediniyorsunuz? Çimento fabrikası yetkilileriyle ne ara bu kadar samimi oldunuz?
4 – Dert etmeniz profesyonel bir iş ilişkisine mi dayanıyor? Yani şunu demek istiyorum… Fabrikanın medya danışmanlığını ücret karşılığı yapıyor olabilirsiniz. Bu kimseyi ilgilendirmez. Hatta en tabii hakkınızdır diye düşünüyorum. Ama eğer ücret alıyorsanız ve biz de bilirsek, bundan sonra sizi cemiyet başkanı olarak değil de, fabrikanın maaşlı elemanı olarak değerlendiririz! Başka niyetim yok yaaaanniiiiii!
5 – Taktik verdikten sonra fabrika yetkililerine, 'ben hemen yazıyorum, il başkanlarına, STK'lara baskı yapacağım' dediniz mi?
6 – Perşembe günü Elazığ'a gelecek olan Yusuf isimli (Fabrikanın medyayla ilişkilerinden sorumlu olacak yeni görevli diye biliyorum) fabrika yetkilisiyle yüz yüze görüşecek misiniz? Görüşecekseniz, hangi konuda görüşeceksiniz? Ve de görüşecekseniz adam gelir gelmez niye ilk sizinle görüşecek?
*****
Başka sorum yok ama yazacak mevzu çok! Yavaş yavaş, tadını çıkarta çıkarta…
Nafiz Koca, cevap vermeyebilirsiniz, saygı duyarım. Veya Sayın İhsan Tarakçı'dan bir alıntıyla da cevap verebilirsiniz! Ama cevap verirseniz, artık hakaret ve iftira sizin takdirinizdir, lütfen şu üç soruya cevap verin. (Yukarıdaki soruların özeti mahiyetinde) Aralık ayında neden çimentoya gittiniz? Bu pazartesi günü gerçekleştirilen sivil inisiyatif toplantısından önce neden hemen fabrika yetkililerini aradınız? Çimento fabrikası hakkında U dönüşü yapmanızın sebebi nedir?
Bu üç soruyu her gün soracağım. Bıkmadan, yorulmadan, her gün ama her gün!
Not: Çimento fabrikası yetkilileri yazımı hukuk departmanınıza göndereceğinizi biliyorum. Emin olun kurumunuzu zan altında bırakacak tek beyanım yok. Ayrıca Nafiz Koca, siz de yeni moda gereği beni savcılığa verebilirsiniz ama siz de emin olun ki bu yazıdan ekmek çıkmaz. Son olarak, pazartesi günü sivil inisiyatife katılan tüm katılımcılara seslenmek istiyorum. Bu yazıdan sonra kimin, kimle iş tuttuğunu, sizlere neden baskı yapılmaya çalışıldığını anladınız mı? Yani siz de rahat olun!