Mutlu Ol, Bu Bir Emirdir!
Bu yıl ki Dünya Mutluluk Raporu'nda 2013'te 77. sırada olan ülkemiz 104'üncü sıraya geriledi.
Öyle bir tablo var ki karşımızda “Bangladeş ve Gine bile bizlerden daha mutlu!..
Bu tablo aynı zamanda salgın sürecinde eve kapanan milyonlarca vatandaşımızın yaşadığı zorlukların da bir göstergesi oldu adeta.
Açıklanan rapora göre ülkemizde neredeyse her iki kişiden biri hayatından mutsuz... Gelecekten umutsuz... Pesimist bir güruh yaratmış vaziyette "Kontrollü" olan ancak bir türlü kontrol altına alınamayan korona virüsü...
Özellikle de ülkemizde geçen yıldan bugüne salgın sebebiyle ölenlerin sayısındaki detay "küresel kontrollü" salgın algısını daha da kuvvetlendirdi. Çünkü Sağlık Bakanlığının paylaştığı verilere göre ölüm oranları her gün bir ilimize oranlandığında bir kişi olarak görünüyor. E normal yaşamın rutininde ölüm oranları bundan daha fazla zaten. Yani geçmişte görülen salgınlarda milyonların öldüğü düşünüldüğünde salgın denilen bu sürecin bambaşka ihtimalleri olduğunu açıklıyor sanki...
Ve de bu sürecin devletleri, toplumları, bireyleri, aileleri ve çocukları etkileme düzeyine bakılınca çok yönlü bir ihtimaller silsilesi de vücut buluyor.
İnsanlar kolektif bir buhran ve psikolojik tükenmişlik içerisindeler ne yazık ki.
E nasıl mutlu olunsun ki, hal böyle iken...
Otuzlu yıllardaki Batılılaşma dayatmasını konu edinen Sinan Çetin'in "Mutlu Ol Bu Bir Emirdir" kısa filmini hatırlattı bu rapor bizlere.
O dönemde emir açıktır. Batılı olunacaktır. Ama sadece bu tuhaf emre uyulmakla kalınmayacak, mevcut durumdan rahatsızlık da ihzar edilemeyecektir.
O zamanlarda olduğu gibi bir dayatma yok ancak hazırlanan bu raporlarda mutluluk oranlarının yüksek çıkması zaten muhtemel olanı değildir ki... Yani muhalefet partisinin hazırladığı bu raporda inceden inceye bir emir gizlenmiş gibi.
Keşke artık samimiyetle kafa kafaya verilse ve insanlarımızın mutluluğuna katkı sağlanacak işler çıksa ortaya.
Son bir buçuk yıldır salgın sebebiyle ülkemizin her bir can damarı tıkalı vaziyette!
Ekonomiden, eğitime, sosyal yaşamdan, kültürel hayata vs...
Tüm düzeninin bozulduğu, sosyal izolasyonla birlikte ekonomide açılan büyük yaranın, sosyal dayanışma ve yardımlaşmayı da sınırlandırması, kısıtlaması durumun vahametini gün geçtikçe arttırdı.
Özellikle de raporda ailelerin intihar, boşanma ve şiddet girdabına düştüğüne dikkat çekiliyor.
İşsizlik oranlarının gün geçtikçe artması ile ülkemizde kronik bir hal alan işsizlik nedeniyle gençler mutluluğun bir adımı olan evlilik olgusunun önünden geçmeye korkar oldular. Milyonlarca insan için evlenmek bu şartlarda neredeyse imkansız halde...
Bekârlar evliliği, evli çiftler çocuk sahibi olmayı, evsizler ev almayı, arabası olmayanlar araç almayı başka baharlara ertelemiş vaziyetteler.
Yani aslında durumumuz bazı Ak Partili milletvekillerinin dediği gibi değil. Ülkemizde ev sahibi olmakta araç sahibi olmakta binlerce kişi için çok zor, milyonlarca kişi içinse ebedi imkânsız.
Umuyoruz ki Cumhurbaşkanımız yapacağı kabine toplantısının ardından küçük esnaf için açıklayacağı müjdelerle, baharı yaşatır şimdilerde hiç olmazsa...