MÜSİAD'a Görev Düşüyor

Gitme şansımız olmadı ama televizyonlarımızdan izleme imkânı bulduk.

Geçmişten bugüne Fırat üniversitesinde rektörlük görevlerinde bulunmuş hocalar, kendi dönemlerinde yaptıkları hizmetleri anlattılar, o günkü zor şartlardan örnekler verdiler ve zorlukları nasıl aştıklarını dile getirdiler.

Birçok rektör, geçmişi ve kendi dönemindeki başarılarını anlatırken, Prof. Dr.Feyzi Bingöl, hem kendi dönemini anlattı hem de Fırat Üniversitesi'nin “Araştırma Üniversitesi” olması imkan ve avantajına değinerek bunun verimli ve başarılı sonuçlar getirilmesi için bilimsel araştırmalara öncelik verilmesini ve çok sayıda laboratuvar açılması gerektiğini dile getirdi.

Prof.Dr. Bingöl bu sözleriyle geçmişe ve kendi icraatlarına takılıp kalmadığını ve ufka bakılması gerektiği konusunda bir vizyon ortaya koydu. Asıl söylemek istediğimiz ve varmak istediğimiz sonuç rektörlerin ne söylediği değil aslında. Önemli olan geçmişten bugüne şehrin kaderinde etkili olmuş ve önemli bir görevde bulunmuş isimlerin bir araya gelmesi, geçmişi ve az da olsa bugünü ve yarınları konuşmaları.

Hakimiyet olarak yıllardan beri “Ortak Akıl” toplantılarının yapılması gerektiğini savunduk ve yazdık. Şehrin kaderinde etkili olan yönetici, siyasetçi, bürokrat, STK'lar, Oda başkanlarının üç ayda bir de olsa sadece tek gündemli fakat çözüm odaklı toplantılar yapılmasının şehirde birçok olumlu gelişmelere sebep olacağı biliniyor ve görünüyor.

Bu gerçeğe rağmen başta il valileri olmak üzere, siyasetçiler, STK'lar ve diğer kurumlardan böylesi bir adım gelmedi. Tük Ocaklarının “Rektör Hocalar Konuşuyor” panelinden hareketle şehrin ekonomik, sosyal ve turizm alanının masaya yatırılması ve tüm aktörlerin buluşmalarını sağlayacak panel ve toplantıları düzenlemek de MÜSİAD'a düşer.

Çünkü MÜSİAD; sivil, tarafsız, yanlış ve eksiklikleri rahatlıkla söyleyebilecek ve toplantılarda alınan kararların hayata geçirilip geçirilmediğini takip edecek etkisi ve hükümete sözü geçecek bir kurum.

Elazığ MÜSİAD Başkanı Tekin Gürkan'a bu konuda tarihi bir sorumluluk düşüyor. Geçmişte yaptıkları ancak çok konulu gerçekleştirilen toplantıları tek konuya indirip tüm, ancak ciddi muhatapların davet edileceği tematik toplantıların ilk konusu turizm, ikincisi tarım, üçüncüsü su kaynaklarının korunması olabilir.

Herkes ve her kurum kendi alanında kalmaya ve ahkâm kesmeye devam ederse sorunlar çözülmediği gibi bu açıklamaların kendisi de sorun olmaya başlar. Toplantıda alınan kararların takibi için de bir komisyon kurulsun ve sonuçlandırılması için çalışılsın.

Üç ayda bir düzenleyecekleri ortak akıl toplantılarından bir şey çıkmaz demeyin. Çıkmasa bile sorunların gündeme gelmesi bile önemli bir adım olur. Ve yine tecrübelerle de sabittir ki bir sorun şehrin gündemine düşmüşse yüzde elli çözülmüş demektir.