Muhalefetin Bayramı
Tüm dünya ile birlikte ülkemiz de ciddi ekonomik sıkıntıdan geçiyor. Üretim, tedarik, arz-talep dengesinin bozulmasından kaynaklı bu sorunu az zayiatla atlatan ülkeler kadar ciddi tahribatlarla atlatmaya çalışan ülkeler de var.
Pandeminin etkilerinin uzun süre devam edeceği ve bunun en olumsuz yansımalarının ekonomide yaşanacağına dair uzmanların öngörü ve tahminleri bir bir gerçekleşiyor ve dünya, pandeminin artçı depremlerinin enkazında yaşam savaşı veriyor. Yani bir yönüyle sürpriz yok. Geliyor gelmekte olandan, geldi beklenen anını yaşıyoruz sadece.
Bunun doğal bir yansıması olarak ülkemiz ekonomisinin durumunun kötü olduğu doğrudur. Döviz, altın, petrol, inşaat ve mutfak ürünlerinde artık dakikalık artan fiyatlara yetişemediğimiz de doğrudur.
Ve yine bu durumu izaha çalışmaya kalkan bazı Ak Partililerin yanlış ve gereksiz ifadelerinin yangına benzin dökmek gibi bir sonuç doğurduğu da doğrudur.
Tüm bunlara rağmen bilinmelidir ki muhalefetin ekonomiyi düzeltmeye ve içinde bulunulan kaotik ortamdan çıkmaya yönelik hiçbir politikası olmadığı gibi düşüncesi de yoktur.
Muhalefet, halkımızın bugüne kadar yaşadığı tecrübelerle de gayet iyi bildiği küresel mahfiller tarafından fısıldanan sloganları tekrar edip durmaktan öte bir varlık gösteremiyorlar. Söyledikleri tek şey; “Erken seçim, Erdoğan istifa ve herkes sokağa…”vs.
Ülkenin ve ekonomide yaşanan sorunlardan iktidarın sorumlu tutulması normal zamanlarda doğrudur ve iktidarlar da bunun hesabını sandıkta verir. Gelinen noktada kendi hataları yanında büyük sebebi pandemi kaynaklı sorunların tetiklediği ekonomik tablo sebebiyle sokağı hareketlendirmek ve kaosa davetiye çıkartıp buradan bir iktidar çıkarma sevinciyle bayram etmek, muhalefet dahi olsa ülkesini seven hiçbir siyasetçinin amacı olamaz, olmamalı.
Küresel krizden yerel politikalar üretmek ve erken seçimi tek kurtuluş gibi göstermek, siyaset kadar ekonomi bilmezlikle de eşdeğerdir.
Erken olmasa bile Haziran 2023 seçimleri belki bir iktidar değişikliği getirebilir. Ancak görülecektir ki, çok değişik mahfil ve odaklardan talimat alan olası yeni iktidar bu yükü ancak bir yıl taşıyabilecek, sonrasında kendisi erken seçim talep etmek zorunda kalacaktır.
Erdoğan'dan sonra her şeyin süt liman olacağı düşüncesinde olan çevreler için bu deneyim ve tecrübe bekli kaçınılamaz olacak ama olan 20 yıl geriye giden Türkiye'ye olacak.