MİLLİ EĞİTİMİN ÖZÜ GİTTİ SÖZÜ KALDI
Yıllarını eğitime vermiş, eğitimin çeşitli kademelerinde müdürlük yapmış bir kadim dostum bana 'Ben milli eğitim bakanı olsam 1969 senesine ait müfredatı raftan ind
Yıllarını eğitime vermiş, eğitimin çeşitli kademelerinde müdürlük yapmış bir kadim dostum bana 'Ben milli eğitim bakanı olsam 1969 senesine ait müfredatı raftan indirir şimdiki müfredatı da bütün detayları ile birlikte çöpe atarım' demişti.
Katılırsınız katılmazsınız ben katılıyorum. Eğitimci olmadığıma rağmen eğitimin bu günkü içler acısı haline üzülüyorum.
Milli eğitimin Millisi gitti sadece eğitimi kaldı…
Eğitimi de kör topal gitmeye çalışıyor ama bir yerlere gidemiyor.
Bazen her şeyi eline yüzüne bulaştırıyor,
Bazen milletin tepkisini çekiyor,
Bazen de yıllarını bu teşkilata vermiş emektar müdürlerini mahkeme kararına rağmen görevine başlatmayarak eğitimi içinden çıkılamaz bir hale getiriyor.
Yaz-Boz tahtasına döndü eğitimimiz.
Sadece yaşadığımız şehri ele aldığımızda daha dünlerde yurt genelinde 18.sırada olan bu şehir bugün 56 veya 58 sıralarda görmemizin sebebi nedir?
SAZLI SÖZLÜ EĞİTİM
Duydunuz mu duymadınız mı bilmiyorum ama Milli Eğitim Bakanlığı TEOG' DA kültür, sanat ve spor ddigerarıyla ilgilenen, 'sosyal' yönü öne çıkan öğrencilere ek puan vermeye hazırlanıyor. Bu faaliyetlerin liseye yerleştirme puanına yüzde 20 ya da yüzde 30 oranında etki etmesi planlanıyor.
Yazının devamına bakmaya gerek yok değerli okurlarım.
El insaf deyiniz yeter.
Vdigerahide, Billahi de, Tdigerahide El insaf ki el insaf...
SAYIN BAKANIM
Siz bu ülkede imam hatibi zirveye çıkardınız şimdide parası olup da yüzme kursuna, saz, keman ve kanunu kursuna, ve diğer sportif kurslara giden öğrencilere bir avantaj mı sağlamak istiyorsunuz?...
Çocuğuna defter kitap alamayan ana babalar onca paralı kursa çocuklarını nasıl gönderecek hiç düşündünüz mü?..
İyide sanat ve sporla uğraşan öğrencilerimiz niye güzel sanatlar lisesine gitmiyorlar da fen liselerine gidiyorlar?.. Güzel sanat liselerine gitseler ya…
Elbette ki sportif faaliyetler güzel faaliyetlerdir lakin böyle bir uygulamaya tabi tutulmamalıdır.
Gerçi ülkemizde eşitlik diye bir kavram yok ama bütün ortaokul son sınıf
Öğrencilerimizin TEOG sınavlarına eşit haklarda girmeleri gerekmez mi?
Nedir bu ayrımcılık?
Saz çalmak, türkü söylemek, yüzmek, top oynamak, şiir yazmak bunlar bir kabiliyet meselesidir herkes saz çalamaz, herkes şarkı türkü söyleyemez, herkes ilahi okuyamaz ki…
***
İlahi dedim de hatırıma geldi resmi bir kurumda bir işim vardı dilekçemi yazdım ilgili kuruma gittim ilgili memura takdim ettim dilekçemi… İlgili memur türkü mırıldanıyordu yüzüme bile bakmadan 'Yukarı kata götür' deyince 'Yukarı kattan geliyorum' dedim Bu kez celdigerendi sayın memurumuz' Bana işimi mi öğretiyorsun?' deyince hiddetlenmek sırası bana geldi memura…'Sen önce şarkı türkü okumayı bırak ta vatandaşın yüzüne bak burası gazino değil' dedim…
Memur bana ne cevap verdi biliyor musunuz 'Ben şarkı türkü okumuyorum ki ben ilahi söylüyorum' dedi. Demek ki bu zamanda resmi kurumlarımızda ilahi söylemek serbestlik kazandı öylemi?..
***
Güzel sanatlar Allah vergisi bir olgudur herkese nasip olamaz ki?
Siz Abdullah Yüce gibi gazel çekebiliyor, Demirtaş gibi saz çalabiliyor musunuz?
Siz saz çalanın, top oynayanın, havuzda yüzenin, şarkı türkü, ilahi okuyanın liseye yerleştirme puanına yüzde 20 ya da yüzde 30 oranında puan ilavesi yaparsanız benim gecesini gündüzüne katıp çalışan zavdigerı torunumun günahı ne?..
Nerede kaldı eşitlik ilkesi?..
Ben torunuma 'Evladım fene, edebiyata, matematiğe ağırlık ver' diyorum. Torunumu imknlarımı zorlayarak matematik, fen ve Türkçe kursuna gönderiyorum. Çünkü bu ülkenin fen adamına, bilim adamına, Edebiyatçıya, matematikçiye, tarihçiye ihtiyacı var ben buna inanıyorum.
Ama ne yazık ki devri iktidarınızda sadece imam ve müezzine ihtiyaç duyuluyor. Diğerleri olsa da olur olmasa da…
Katılırsınız katılmazsınız ben katılıyorum. Eğitimci olmadığıma rağmen eğitimin bu günkü içler acısı haline üzülüyorum.
Milli eğitimin Millisi gitti sadece eğitimi kaldı…
Eğitimi de kör topal gitmeye çalışıyor ama bir yerlere gidemiyor.
Bazen her şeyi eline yüzüne bulaştırıyor,
Bazen milletin tepkisini çekiyor,
Bazen de yıllarını bu teşkilata vermiş emektar müdürlerini mahkeme kararına rağmen görevine başlatmayarak eğitimi içinden çıkılamaz bir hale getiriyor.
Yaz-Boz tahtasına döndü eğitimimiz.
Sadece yaşadığımız şehri ele aldığımızda daha dünlerde yurt genelinde 18.sırada olan bu şehir bugün 56 veya 58 sıralarda görmemizin sebebi nedir?
SAZLI SÖZLÜ EĞİTİM
Duydunuz mu duymadınız mı bilmiyorum ama Milli Eğitim Bakanlığı TEOG' DA kültür, sanat ve spor ddigerarıyla ilgilenen, 'sosyal' yönü öne çıkan öğrencilere ek puan vermeye hazırlanıyor. Bu faaliyetlerin liseye yerleştirme puanına yüzde 20 ya da yüzde 30 oranında etki etmesi planlanıyor.
Yazının devamına bakmaya gerek yok değerli okurlarım.
El insaf deyiniz yeter.
Vdigerahide, Billahi de, Tdigerahide El insaf ki el insaf...
SAYIN BAKANIM
Siz bu ülkede imam hatibi zirveye çıkardınız şimdide parası olup da yüzme kursuna, saz, keman ve kanunu kursuna, ve diğer sportif kurslara giden öğrencilere bir avantaj mı sağlamak istiyorsunuz?...
Çocuğuna defter kitap alamayan ana babalar onca paralı kursa çocuklarını nasıl gönderecek hiç düşündünüz mü?..
İyide sanat ve sporla uğraşan öğrencilerimiz niye güzel sanatlar lisesine gitmiyorlar da fen liselerine gidiyorlar?.. Güzel sanat liselerine gitseler ya…
Elbette ki sportif faaliyetler güzel faaliyetlerdir lakin böyle bir uygulamaya tabi tutulmamalıdır.
Gerçi ülkemizde eşitlik diye bir kavram yok ama bütün ortaokul son sınıf
Öğrencilerimizin TEOG sınavlarına eşit haklarda girmeleri gerekmez mi?
Nedir bu ayrımcılık?
Saz çalmak, türkü söylemek, yüzmek, top oynamak, şiir yazmak bunlar bir kabiliyet meselesidir herkes saz çalamaz, herkes şarkı türkü söyleyemez, herkes ilahi okuyamaz ki…
***
İlahi dedim de hatırıma geldi resmi bir kurumda bir işim vardı dilekçemi yazdım ilgili kuruma gittim ilgili memura takdim ettim dilekçemi… İlgili memur türkü mırıldanıyordu yüzüme bile bakmadan 'Yukarı kata götür' deyince 'Yukarı kattan geliyorum' dedim Bu kez celdigerendi sayın memurumuz' Bana işimi mi öğretiyorsun?' deyince hiddetlenmek sırası bana geldi memura…'Sen önce şarkı türkü okumayı bırak ta vatandaşın yüzüne bak burası gazino değil' dedim…
Memur bana ne cevap verdi biliyor musunuz 'Ben şarkı türkü okumuyorum ki ben ilahi söylüyorum' dedi. Demek ki bu zamanda resmi kurumlarımızda ilahi söylemek serbestlik kazandı öylemi?..
***
Güzel sanatlar Allah vergisi bir olgudur herkese nasip olamaz ki?
Siz Abdullah Yüce gibi gazel çekebiliyor, Demirtaş gibi saz çalabiliyor musunuz?
Siz saz çalanın, top oynayanın, havuzda yüzenin, şarkı türkü, ilahi okuyanın liseye yerleştirme puanına yüzde 20 ya da yüzde 30 oranında puan ilavesi yaparsanız benim gecesini gündüzüne katıp çalışan zavdigerı torunumun günahı ne?..
Nerede kaldı eşitlik ilkesi?..
Ben torunuma 'Evladım fene, edebiyata, matematiğe ağırlık ver' diyorum. Torunumu imknlarımı zorlayarak matematik, fen ve Türkçe kursuna gönderiyorum. Çünkü bu ülkenin fen adamına, bilim adamına, Edebiyatçıya, matematikçiye, tarihçiye ihtiyacı var ben buna inanıyorum.
Ama ne yazık ki devri iktidarınızda sadece imam ve müezzine ihtiyaç duyuluyor. Diğerleri olsa da olur olmasa da…