Milletvekili Fendoğlu'ndan, Alparslan Türkeş'i anma mesajı
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Malatya Milletvekili Mehmet Celal Fendoğlu, Alparslan Türkeş'in 24'ncü ölüm yıl dönümünü dolayısıyla bir mesaj yayımladı.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Malatya Milletvekili Mehmet Celal Fendoğlu, Alparslan Türkeş'in 24'ncü ölüm yıl dönümünü dolayısıyla bir mesaj yayımladı.
MHP Malatya Milletvekili Mehmet Celal Fendoğlu, 4 Nisan 1997 yılında hayata gözlerini yuman MHP'nin kurucusu ve ilk Genel Başkanı Alparslan Türkeş'in ölüm yıl dönümü nedeniyle bir mesaj yayımladı.
Türkeş'in 80 yıllık hayatını Türklük şuur ve gururuna vakfeden, İslam ahlak ve faziletine adayan bir isim olduğunu ifade eden Fendoğlu, 'Başbuğumuz Alparslan Türkeş Bey, yaşadığı döneme damgasını vuran mümtaz bir dava adamı, inanmış ülkü ve ilke insanıydı' dedi.
Merhum Türkeş'in Türk milletinin kardeşliği için her zaman ümit verici olduğunu dile getiren Fendoğlu, açıklamasını şöyle sürdürdü:
' O bir siyasal hareketin mimarı olmasının yanı sıra, hayat çizgisi içinde yüksek ahlkın, sağlam karakterin, sarsılmaz inancın ve ufuk ötesini gören engin muhakemenin de temsilcisidir. Soğukkanlı ve sağduyulu analiz kabiliyeti, Türk milletinin değerleri ve çıkarları konusundaki derin hassasiyeti, dostları ve hasımları tarafından hep kabul görmüş ve eninde sonunda hakkı teslim edilmiştir. Onun uzlaşmacı, barışçı, yapıcı siyaseti, Türkiye'yi birçok kez krizden kurtarmış; varlığı, Türkiye'nin geleceği ve Türk milletinin kardeşliği için hep ümit verici olmuştur.
Allah'a olan inancın, devlete olan bağlılığın, millete olan sadakatin birbiriyle çatışmadan, uyum içinde nasıl bir arada bulunacağını kendi yaşantısı ve koyduğu ilkeleri ile hepimize göstermiştir. Hayatında asla yılgınlığa yer olmamış, fırtınalı geçen ömrü boyunca, herkesin düştüğü yerde ve zamanda, o kalkıp dimdik ve tek başına yürüyebilmiştir.
1944 yılının baskı ve zulümlerinden, 1997 yılının Nisanına kadar uzanan muhteşem milliyetçilik mücadelesi, hayatını ülkesine ve milletine adanmışlığın en mümtaz örneklerini oluşturmuştur. O büyük dava ve devlet adamının aramızdan ayrılışının yıl dönümünde eserlerinin anlam ve önemini bu vesile ile bir kez daha idrak ediyoruz.
Cenabı Allah'ın rızası yolunda, 80 yıllık bir ömrü Türk-İslam davasına vakfederek 'Bir Türk milliyetçisi nasıl olmalıdır'ın cevabını, tarihin altın sayfalarına işlemiştir. Gözlerden dökülen yaşlar, dillerden dökülen ayetler, hüzün dolu yürekler, sevda yüklü gönüller, 'Başbuğlar ölmez' haykırışlarında. Bu kutlu sevdanın, toprakla örtülmeyeceğinin; bu irfan sayfasının umutsuzlukla bütünleşemeyeceğinin ispatıdır.
Bu vesile ile kalplerimizdeki yeri, gönlümüzdeki zirvesi asla değişmeyecek olan,Seksen yılık şerefli bir ömürden sonra, 1997 yılında Hakk'a teslim olan Başbuğumuz Alparslan Türkeş Beyi, bir kez daha saygı, minnet ve rahmet ile anıyorum. Ruhu şad, Mekanı Cennet olsun.'
MHP Malatya Milletvekili Mehmet Celal Fendoğlu, 4 Nisan 1997 yılında hayata gözlerini yuman MHP'nin kurucusu ve ilk Genel Başkanı Alparslan Türkeş'in ölüm yıl dönümü nedeniyle bir mesaj yayımladı.
Türkeş'in 80 yıllık hayatını Türklük şuur ve gururuna vakfeden, İslam ahlak ve faziletine adayan bir isim olduğunu ifade eden Fendoğlu, 'Başbuğumuz Alparslan Türkeş Bey, yaşadığı döneme damgasını vuran mümtaz bir dava adamı, inanmış ülkü ve ilke insanıydı' dedi.
Merhum Türkeş'in Türk milletinin kardeşliği için her zaman ümit verici olduğunu dile getiren Fendoğlu, açıklamasını şöyle sürdürdü:
' O bir siyasal hareketin mimarı olmasının yanı sıra, hayat çizgisi içinde yüksek ahlkın, sağlam karakterin, sarsılmaz inancın ve ufuk ötesini gören engin muhakemenin de temsilcisidir. Soğukkanlı ve sağduyulu analiz kabiliyeti, Türk milletinin değerleri ve çıkarları konusundaki derin hassasiyeti, dostları ve hasımları tarafından hep kabul görmüş ve eninde sonunda hakkı teslim edilmiştir. Onun uzlaşmacı, barışçı, yapıcı siyaseti, Türkiye'yi birçok kez krizden kurtarmış; varlığı, Türkiye'nin geleceği ve Türk milletinin kardeşliği için hep ümit verici olmuştur.
Allah'a olan inancın, devlete olan bağlılığın, millete olan sadakatin birbiriyle çatışmadan, uyum içinde nasıl bir arada bulunacağını kendi yaşantısı ve koyduğu ilkeleri ile hepimize göstermiştir. Hayatında asla yılgınlığa yer olmamış, fırtınalı geçen ömrü boyunca, herkesin düştüğü yerde ve zamanda, o kalkıp dimdik ve tek başına yürüyebilmiştir.
1944 yılının baskı ve zulümlerinden, 1997 yılının Nisanına kadar uzanan muhteşem milliyetçilik mücadelesi, hayatını ülkesine ve milletine adanmışlığın en mümtaz örneklerini oluşturmuştur. O büyük dava ve devlet adamının aramızdan ayrılışının yıl dönümünde eserlerinin anlam ve önemini bu vesile ile bir kez daha idrak ediyoruz.
Cenabı Allah'ın rızası yolunda, 80 yıllık bir ömrü Türk-İslam davasına vakfederek 'Bir Türk milliyetçisi nasıl olmalıdır'ın cevabını, tarihin altın sayfalarına işlemiştir. Gözlerden dökülen yaşlar, dillerden dökülen ayetler, hüzün dolu yürekler, sevda yüklü gönüller, 'Başbuğlar ölmez' haykırışlarında. Bu kutlu sevdanın, toprakla örtülmeyeceğinin; bu irfan sayfasının umutsuzlukla bütünleşemeyeceğinin ispatıdır.
Bu vesile ile kalplerimizdeki yeri, gönlümüzdeki zirvesi asla değişmeyecek olan,Seksen yılık şerefli bir ömürden sonra, 1997 yılında Hakk'a teslim olan Başbuğumuz Alparslan Türkeş Beyi, bir kez daha saygı, minnet ve rahmet ile anıyorum. Ruhu şad, Mekanı Cennet olsun.'