MİLLETVEKİLİ EROL: 'ÖNCELİĞİMİZ DEVLET GELENEKLERİNE VE LİYAKATLARINA SAHİP ÇIKMAKTIR'
Birinci önceliklerinin devlet geleneklerine ve liyakatlarına sahip çıkmak olduğunu belirten CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol, daha sonra partinin politikalarına sahip çıkmak olduğunu söyledi.
CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol, İhlas Haber Ajansı Elazığ Bölge Müdürlüğünü ziyaret etti. Bölge Müdürü Halil İbrahim Varlı ve muhabirlerle bir araya gelerek çalışmalar hakkında bilgi alan Erol, açıklamalarda bulundu.
Elazığ'daki vatandaşların kendisine karşı olan sevgisinden son derece memnun olduğunu dile getiren Erol, 'Vatandaşın içine girince ve onlardan biri olduğunu hissettirince seni sahipleniyorlar. Elazığ'da bize oy veren vermeyen herkesin gönlünü açtığını ve sahiplendiğini görüyorum. Asıl başarı hikayesi de budur. Mesele seçilmek değil. Önemli olan o insanların gönlüne girebilmektir. Sizi siyaseten tercih edebilirler veya etmeyebilirler. Ama sizin davranışlarınızı, siyaset dilinizi, üslubunuzu ve duruşunuzu takdir etmeleri, seçilmiş olmaktan daha önemli. Ben hep onu söylüyorum. Elazığ'dan milletvekili seçilip Gazi Caddesi'nde yürüyemeyecek hale gelmektense, milletvekili olmadan Gazi Caddesi'nde başı dik, herkese selam vererek yürümeyi, sohbet etmeyi ve selamlaşmayı daha önemli görüyorum. Bunu Elazığ'da gerçekleştirdiğimizi de sokağa çıktığım zaman hissediyorum' dedi.
'BİZ ELAZIĞ SİYASETİNE FARKLILIK GETİRDİK'
Elazığ siyasetine farklılık getirdiğini vurgulayan Milletvekili Erol, 'Bugüne kadar tek partiden milletvekili seçilince, bir başka partiden milletvekilinin davranışının ne olduğunu, ne olması gerektiğini, milletvekilinin sorumlulukları konusunda halkımız bilinçli değilmiş. Bu geçmiş dönemde kalan bir alışkanlıktan kaynaklı. Ama şimdi biz bir farklılık oluşturunca, vatandaşın içerisinde olmamız, sorunları gündemimize getirmemiz, ulusal sorunlarla ilgili ulusal kanallarda programlara çıkmamız ile AK Parti'nin 4 milletvekili ile ilgili de vatandaşın bir beklenti içerisine girdiğini ve sorgulamanın başladığını görüyorum. Bu da Elazığ siyaseti açısından son derece önemli. Hepimizin bir siyasi kimliği var. Hepimiz bir siyasi partiden geliyoruz ama bizim birinci önceliğimiz ve sorumluluğumuz, önce devlet geleneklerine ve liyakatlarına sahip çıkmaktır. Sonra partimizin politikalarına sahip çıkmak diye düşünüyorum. Bunun geçmişte birçok örneği var' ifadelerini kullandı.
'KRİZLER EKONOMİK VE KAMU TEDBİRLERİYLE AŞILMIŞ, YİNE AŞILABİLİR'
Türkiye'nin ekonomik durumu ile ilgili de değerlendirmede bulunan Erol, 'Türkiye'de birinci derece bir ekonomik kiriz yok. Aslında bir yönetim krizi var. Bir ülkede ekonomik kriz olabilir. Dünyanın birçok ülkesinde dönem dönem ekonomik krizler yaşanmıştır. Ekonomik ve kamu tedbirleri ile bunlar aşmışlardır, yine aşılabilir. Ama bir devlet geleneği liyakatı bozulursa, tehlike orada başlar. Burada birinci öncelik siyaset kurumunun önce devlet geleneklerini korumak olmalı. Şu anda Türkiye'de siyasallaşan bir devlet yapısı ve parti devletine dönen bir süreç var. Bu tehlikelidir. Devletin hafızası devletin bürokratlarıdır. Siyasetçiler geçicidir. Dönem dönem herkes hükümet olabilir. Hükümet olan partiler devleti yönetir ama devlet kalıcıdır. Devletin hafızası da devletin bürokratlarıdır. Devletin bürokratları da siyasi referanslara göre değil, devletin liyakat esaslarına ve yeterliliklerine göre değerlendirilmelidir' diyerek sözlerini tamamladı.
Elazığ'daki vatandaşların kendisine karşı olan sevgisinden son derece memnun olduğunu dile getiren Erol, 'Vatandaşın içine girince ve onlardan biri olduğunu hissettirince seni sahipleniyorlar. Elazığ'da bize oy veren vermeyen herkesin gönlünü açtığını ve sahiplendiğini görüyorum. Asıl başarı hikayesi de budur. Mesele seçilmek değil. Önemli olan o insanların gönlüne girebilmektir. Sizi siyaseten tercih edebilirler veya etmeyebilirler. Ama sizin davranışlarınızı, siyaset dilinizi, üslubunuzu ve duruşunuzu takdir etmeleri, seçilmiş olmaktan daha önemli. Ben hep onu söylüyorum. Elazığ'dan milletvekili seçilip Gazi Caddesi'nde yürüyemeyecek hale gelmektense, milletvekili olmadan Gazi Caddesi'nde başı dik, herkese selam vererek yürümeyi, sohbet etmeyi ve selamlaşmayı daha önemli görüyorum. Bunu Elazığ'da gerçekleştirdiğimizi de sokağa çıktığım zaman hissediyorum' dedi.
'BİZ ELAZIĞ SİYASETİNE FARKLILIK GETİRDİK'
Elazığ siyasetine farklılık getirdiğini vurgulayan Milletvekili Erol, 'Bugüne kadar tek partiden milletvekili seçilince, bir başka partiden milletvekilinin davranışının ne olduğunu, ne olması gerektiğini, milletvekilinin sorumlulukları konusunda halkımız bilinçli değilmiş. Bu geçmiş dönemde kalan bir alışkanlıktan kaynaklı. Ama şimdi biz bir farklılık oluşturunca, vatandaşın içerisinde olmamız, sorunları gündemimize getirmemiz, ulusal sorunlarla ilgili ulusal kanallarda programlara çıkmamız ile AK Parti'nin 4 milletvekili ile ilgili de vatandaşın bir beklenti içerisine girdiğini ve sorgulamanın başladığını görüyorum. Bu da Elazığ siyaseti açısından son derece önemli. Hepimizin bir siyasi kimliği var. Hepimiz bir siyasi partiden geliyoruz ama bizim birinci önceliğimiz ve sorumluluğumuz, önce devlet geleneklerine ve liyakatlarına sahip çıkmaktır. Sonra partimizin politikalarına sahip çıkmak diye düşünüyorum. Bunun geçmişte birçok örneği var' ifadelerini kullandı.
'KRİZLER EKONOMİK VE KAMU TEDBİRLERİYLE AŞILMIŞ, YİNE AŞILABİLİR'
Türkiye'nin ekonomik durumu ile ilgili de değerlendirmede bulunan Erol, 'Türkiye'de birinci derece bir ekonomik kiriz yok. Aslında bir yönetim krizi var. Bir ülkede ekonomik kriz olabilir. Dünyanın birçok ülkesinde dönem dönem ekonomik krizler yaşanmıştır. Ekonomik ve kamu tedbirleri ile bunlar aşmışlardır, yine aşılabilir. Ama bir devlet geleneği liyakatı bozulursa, tehlike orada başlar. Burada birinci öncelik siyaset kurumunun önce devlet geleneklerini korumak olmalı. Şu anda Türkiye'de siyasallaşan bir devlet yapısı ve parti devletine dönen bir süreç var. Bu tehlikelidir. Devletin hafızası devletin bürokratlarıdır. Siyasetçiler geçicidir. Dönem dönem herkes hükümet olabilir. Hükümet olan partiler devleti yönetir ama devlet kalıcıdır. Devletin hafızası da devletin bürokratlarıdır. Devletin bürokratları da siyasi referanslara göre değil, devletin liyakat esaslarına ve yeterliliklerine göre değerlendirilmelidir' diyerek sözlerini tamamladı.