MERHABA
Tatlı lisanımızın güven telkin eden, dostluk içeren en güzel kavramlarından biri 'merhaba'
Tatlı lisanımızın güven telkin eden, dostluk içeren en güzel kavramlarından biri 'merhaba'.
Kısaca 'benden size zarar gelmez' anlamını içeren, kalpleri güvenle açan anahtar sözcük.
Benden size zarar gelmez, özellikle kamu görevini layıkıyla yapan hiç kimseye bizden zarar gelmez, tersine teşekkür gelir. Şükran ifade edilir.
Yazılı basın gücünden bahsediyoruz elbet; bizim şahsi hiçbir mülahazamız söz konusu olamaz, her şey toplum için, toplum adına kullanılan yetkilerden bahsediyoruz.
Demokrasilerde basının gücü 15 Temmuz'da çok açık bir şekilde tezahür etmiştir.
Bu müessir güç; haksızlıklara, yolsuzluklara, keyfiliklere de istimal edilmelidir.
Öyleyse bu güçten istifade eden herkes; önce kamu menfaatini gözetecek, şahsi çıkar ve didişmelerin yeri asla bu sayfalar değil.
Elbet kamu görevi sunanların adam kayırmaları, haksız kazanç elde etmeleri yasalara aykırı icraatları söz konusu olduğunda basın üzerine düşeni yapmaktan geri duramaz.
Bizde güzel bir söz vardır. 'Hatanı hatırlatana hürmet et' diye, hepimizin hatası olur, kamu görevi deruhte edenlerin hata lüksü olmamalı, hele kasıt olunca, basın işte burada titizlikle üzerine deşen yapmalıdır.
Biz de bu sayfada bu köşede; beldemizin, şehrimizin, ülkemizin sorunlarına ilişkin paylaşımlarda bulunacağız,
Bu Mevlana'nın Mesnevisi 'de olur, Aşık Veysel'in hayatı da olur, Beyzade Hazretleri de olur, Nurettin Ardıçoğlu'da, Ömer Serdar'da, Fırat Üniversitesi Onkoloji servisindeki yetersiz sağlık hizmetleri de söz konusu olabilir ve nasipse olacaktır da.
Maalesef ülkemizde düzenli kitap okuma oranı onbinde bir; bu oran Fransa ve İngiltere'de yüzde onaltı, biz de kişi başına kitap okuma süresi bir dakika, televizyon izleme süresi ise 6 saat.
Böyle bir yoksunluk içerisindeyiz, yoksulluk değil, yoksunluk, okunacak kitap çok okuyan yok, günümüz yazarlarından Elazığlı Nevzat Ülger, okuyucuyu oluşturacak olan yazardır diyor, yazamadığımız için okuyucu kıtlığı çekiliyor.
Demek ki okuma sevdasına sık sık değineceğiz nasipse bu sayfalarda.
***
1956 Elazığ Pelte Köyü doğumluyum, 24 yılı daire müdürü olmak üzere toplam 34 yıl kamu hizmetinde bulundum, Fırat Üniversitesi Edebiyat Fakültesinden ayrıldım, Adalet Yüksek Okulu mezunuyum.
'Sır Sızıntısı' isimli basılmış bir şiir kitabım bulunmaktadır. Şiirlerim Türk Edebiyatı, Bizim Külliye, Herfene, Kümbet, Bizim Ece, Hece Taşları, Maki gibi birçok dergide yayınlanmış bulunmaktadır.
Emekli olduğum 2013 yılından beri Elazığ'da intişar eden, Yeni Çağ, Günebakış, HaberKent, Yeni Ufuk gibi birçok gazetelerimizde köşe yazılarım yer aldı.
Biraz da kendi efkrımla yazan çizen biriyim.
2016 yılında düzenlenen 23.Hazar Şiir Akşamlarına 'Diyar-ı Harput' isimli şiirimle iştirak ettim.
İlesam. Üyesi, evli iki çocuklu üç torun dedesiyim.
Manas Yayıncılıkta kültürel faaliyetlere katılmaktayım.
Nasipse hafta bir gün bu köşede sizlerle birlikte olacağız.
Teşekkür ederim.
Kısaca 'benden size zarar gelmez' anlamını içeren, kalpleri güvenle açan anahtar sözcük.
Benden size zarar gelmez, özellikle kamu görevini layıkıyla yapan hiç kimseye bizden zarar gelmez, tersine teşekkür gelir. Şükran ifade edilir.
Yazılı basın gücünden bahsediyoruz elbet; bizim şahsi hiçbir mülahazamız söz konusu olamaz, her şey toplum için, toplum adına kullanılan yetkilerden bahsediyoruz.
Demokrasilerde basının gücü 15 Temmuz'da çok açık bir şekilde tezahür etmiştir.
Bu müessir güç; haksızlıklara, yolsuzluklara, keyfiliklere de istimal edilmelidir.
Öyleyse bu güçten istifade eden herkes; önce kamu menfaatini gözetecek, şahsi çıkar ve didişmelerin yeri asla bu sayfalar değil.
Elbet kamu görevi sunanların adam kayırmaları, haksız kazanç elde etmeleri yasalara aykırı icraatları söz konusu olduğunda basın üzerine düşeni yapmaktan geri duramaz.
Bizde güzel bir söz vardır. 'Hatanı hatırlatana hürmet et' diye, hepimizin hatası olur, kamu görevi deruhte edenlerin hata lüksü olmamalı, hele kasıt olunca, basın işte burada titizlikle üzerine deşen yapmalıdır.
Biz de bu sayfada bu köşede; beldemizin, şehrimizin, ülkemizin sorunlarına ilişkin paylaşımlarda bulunacağız,
Bu Mevlana'nın Mesnevisi 'de olur, Aşık Veysel'in hayatı da olur, Beyzade Hazretleri de olur, Nurettin Ardıçoğlu'da, Ömer Serdar'da, Fırat Üniversitesi Onkoloji servisindeki yetersiz sağlık hizmetleri de söz konusu olabilir ve nasipse olacaktır da.
Maalesef ülkemizde düzenli kitap okuma oranı onbinde bir; bu oran Fransa ve İngiltere'de yüzde onaltı, biz de kişi başına kitap okuma süresi bir dakika, televizyon izleme süresi ise 6 saat.
Böyle bir yoksunluk içerisindeyiz, yoksulluk değil, yoksunluk, okunacak kitap çok okuyan yok, günümüz yazarlarından Elazığlı Nevzat Ülger, okuyucuyu oluşturacak olan yazardır diyor, yazamadığımız için okuyucu kıtlığı çekiliyor.
Demek ki okuma sevdasına sık sık değineceğiz nasipse bu sayfalarda.
***
1956 Elazığ Pelte Köyü doğumluyum, 24 yılı daire müdürü olmak üzere toplam 34 yıl kamu hizmetinde bulundum, Fırat Üniversitesi Edebiyat Fakültesinden ayrıldım, Adalet Yüksek Okulu mezunuyum.
'Sır Sızıntısı' isimli basılmış bir şiir kitabım bulunmaktadır. Şiirlerim Türk Edebiyatı, Bizim Külliye, Herfene, Kümbet, Bizim Ece, Hece Taşları, Maki gibi birçok dergide yayınlanmış bulunmaktadır.
Emekli olduğum 2013 yılından beri Elazığ'da intişar eden, Yeni Çağ, Günebakış, HaberKent, Yeni Ufuk gibi birçok gazetelerimizde köşe yazılarım yer aldı.
Biraz da kendi efkrımla yazan çizen biriyim.
2016 yılında düzenlenen 23.Hazar Şiir Akşamlarına 'Diyar-ı Harput' isimli şiirimle iştirak ettim.
İlesam. Üyesi, evli iki çocuklu üç torun dedesiyim.
Manas Yayıncılıkta kültürel faaliyetlere katılmaktayım.
Nasipse hafta bir gün bu köşede sizlerle birlikte olacağız.
Teşekkür ederim.