MANKURTLARIN SALDIRISI
Büyük Kırgız yazar Cengiz Aytmatov 'Gün Olur Asra Bedel' adlı romanında Nayman Ana efsanesini anlatırken Mankurtlaşma kavramını modern düşünce dünyasına he
Büyük Kırgız yazar Cengiz Aytmatov 'Gün Olur Asra Bedel' adlı romanında Nayman Ana efsanesini anlatırken Mankurtlaşma kavramını modern düşünce dünyasına hediye eder.
Nedir Mankurt?
Juan Juanlar, yakaladıkları Kırgız gençlerinin kafatasını keser, açıkta kalan kısma yeni yüzülmüş bir deve derisini yapıştırır, gençleri kollarından, ayaklarından bağlayarak güneşte öylece bırakırlar. Sıcağın etkisiyle büzülen deri beyni sıkıştırır. Bu işlemde çoğu kişi ölür, sağ kalanlar ise efendisinin her dediğini yapan bir Mankurt'a dönüşür.
Mankurt; anasını atasını unutur; onun için önemli olan efendisi ve efendisinin çıkarlarıdır artık.
Gün Olur Asra Bedel'de anlatılan işte bu şekilde Mankurtlaştırılmış Coleman'ın hikyesidir. Ancak annesi oğlunu kurtarmak ister. Fakat Mankurt annesini, efendisinin sürülerine zarar vermek isteyen bir düşman olarak görür ve onu öldürür.
15 Temmuz alçaklığını gerçekleştirenler işte mankurtlaşmış beyinlerdir ve işin en can acıtan yönü de budur.
Her şeyden önce şu tespitte bulunmamız gerekiyor: 15 Temmuz girişimi bir iç savaş ve işgal saldırısıydı. Bu saldırıyı gerçekleştiren Mankurtlar, darbe ile ülkenin yönetimini ele geçiremeyeceklerinin, halkın bunu kabul etmeyeceğinin farkındaydılar.
Mankurtlaşmış bu kişiler maşası oldukları güçlerden aldıkları emir doğrultusunda Türkiye'yi diz çöktürmeyi, bu sayede efendilerinin hedeflerini daha kolay gerçekleştirmelerini sağlamayı amaçladılar.
Hedef Türkiye'yi güçten düşürmek, kendi içine dönmesini sağlayıp tarih yapan bir özne olmasını engelleyerek, küresel öznelerin yaptığı tarihin edilgen nesnesine dönüştürmekti.
Fakat çok şükür ki hesapların üzerindeki hesap, oyunların üzerindeki oyun, tuzakların üzerindeki tuzak buna müsaade etmedi. Halkımızın engin sağduyusu yine galebe geldi ve bütün oyunları bozdu.
Şunu unutmamak gerekir ki dün deve derisiyle yapılan Mankurtlaştırma operasyonu bugün yazılı ve görsel basın, makam mevki hırsı, maddi güç marifetiyle yapılmakta.
Ne yazık ki saydığımız bu güçlerin cezbedici etkisine direnebilecek faziletli insanı yetiştiremedik. Bugünün temel sorunu da budur. Ne bu faziletli insan var ortalıkta ne de bu faziletli insana tahammül edebilecek toplumsal yapı!
Nedir Mankurt?
Juan Juanlar, yakaladıkları Kırgız gençlerinin kafatasını keser, açıkta kalan kısma yeni yüzülmüş bir deve derisini yapıştırır, gençleri kollarından, ayaklarından bağlayarak güneşte öylece bırakırlar. Sıcağın etkisiyle büzülen deri beyni sıkıştırır. Bu işlemde çoğu kişi ölür, sağ kalanlar ise efendisinin her dediğini yapan bir Mankurt'a dönüşür.
Mankurt; anasını atasını unutur; onun için önemli olan efendisi ve efendisinin çıkarlarıdır artık.
Gün Olur Asra Bedel'de anlatılan işte bu şekilde Mankurtlaştırılmış Coleman'ın hikyesidir. Ancak annesi oğlunu kurtarmak ister. Fakat Mankurt annesini, efendisinin sürülerine zarar vermek isteyen bir düşman olarak görür ve onu öldürür.
15 Temmuz alçaklığını gerçekleştirenler işte mankurtlaşmış beyinlerdir ve işin en can acıtan yönü de budur.
Her şeyden önce şu tespitte bulunmamız gerekiyor: 15 Temmuz girişimi bir iç savaş ve işgal saldırısıydı. Bu saldırıyı gerçekleştiren Mankurtlar, darbe ile ülkenin yönetimini ele geçiremeyeceklerinin, halkın bunu kabul etmeyeceğinin farkındaydılar.
Mankurtlaşmış bu kişiler maşası oldukları güçlerden aldıkları emir doğrultusunda Türkiye'yi diz çöktürmeyi, bu sayede efendilerinin hedeflerini daha kolay gerçekleştirmelerini sağlamayı amaçladılar.
Hedef Türkiye'yi güçten düşürmek, kendi içine dönmesini sağlayıp tarih yapan bir özne olmasını engelleyerek, küresel öznelerin yaptığı tarihin edilgen nesnesine dönüştürmekti.
Fakat çok şükür ki hesapların üzerindeki hesap, oyunların üzerindeki oyun, tuzakların üzerindeki tuzak buna müsaade etmedi. Halkımızın engin sağduyusu yine galebe geldi ve bütün oyunları bozdu.
Şunu unutmamak gerekir ki dün deve derisiyle yapılan Mankurtlaştırma operasyonu bugün yazılı ve görsel basın, makam mevki hırsı, maddi güç marifetiyle yapılmakta.
Ne yazık ki saydığımız bu güçlerin cezbedici etkisine direnebilecek faziletli insanı yetiştiremedik. Bugünün temel sorunu da budur. Ne bu faziletli insan var ortalıkta ne de bu faziletli insana tahammül edebilecek toplumsal yapı!