LYS SINAVI VE TERCİH DÖNEMİNDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER…

Adaylar, Sosyal Bilimler, Matematik, Fen Bilimleri, Edebiyat- Coğrafya ve Yabancı Dil alanlarında 10-11, 17-18 Haziran' da sınava girecek

TAKİP ET
Adaylar, Sosyal Bilimler, Matematik, Fen Bilimleri, Edebiyat- Coğrafya ve Yabancı Dil alanlarında 10-11, 17-18 Haziran' da sınava girecek. YGS sınavına giren ve 180 baraj puanı geçen LYS adayları, yeni sistem ile günler sonra sınava girecek. Eğitimciler ve rehber danışmanlar, yeni sistemin adaylar tarafından iyi anlaşılması gerektiğini belirtiyor. Sistemin yanı sıra sınavda ve tercih dönemlerinde dikkat edilmesi gereken ayrıntıları, özel bir eğitim ve danışma merkezinde matematik öğretmenliği yapan Yılmaz Demir gazetemiz Hâkimiyet' e anlattı.

GEOMETRİ VE MATEMATİK SORULARI TEK KİTAPÇIKTA BİRLEŞİYOR

Sayısal öğrencileri için bir dezavantaj oluştuğunu söyleyen Demir, “ Geometri ve matematik soruları bu sene tek kitapçıkta birleşti. Bu yüzden sınav süresini öğrencilerin iyi değerlendirmeleri gerekiyor, özellikle geometri sorusunu çözmesi gereken öğrencilerin vaktini iki derse de iyi bir şekilde ayırması gerekiyor. Ayrıca matematikte bazı zor olan konular müfredattan çıkarıldı, yerine çok daha kolay olan konular geldi. Bu bir avantaj oluşturuyor öğrencilerin iyi bir şekilde değerlendirmeleri gerekiyor.

Eşit ağırlık öğrencileri, edebiyat ve coğrafya sorularına ağırlık verip kalan sürede de matematik çözmeleri gerekiyor. Çünkü eşit ağırlıkta edebiyat puanı, matematiğe göre çok daha yüksektir. Matematik, destekleyici bir ders eşit ağırlık için. Fakat mutlaka sınavda matematikte çözmeliler aksi takdirde eşit ağırlık puanları hesaplanamaz.”

2019'DA YENİ LYS SİSTEMİ GELİYOR

“Sınav sistemi 2019' da değişiyor. Yeni sistemle öğrenciler, 3 aşamalı YGS ile lise notu temel alınacak. Sınava sadece bir defa girebilecek ve ömür boyu aynı puanı kullanacaklar. Neticesinde 9. Ve 10. sınıftan itibaren öğrenciler sınava çalışmaya başlayacak. Soru içeriği de değiştirilmiş olacak ve açık uçlu sorular yer alacak. Öğrenciler kalıp sisteme alıştığı için bu sınav sisteminde puanlar geriye de düşebilir. Bu nedenle öğrencilerin iki sene içerisinde zamanı iyi değerlendirmeliler. Mezun olan öğrenciler içinde yeni bir sınav sistemi geliştirilecek. Bu demektir ki, iki sene sonra yeni bir sınav sistemi ile tekrar karışılacağız. Bu yıl mezun olanlar zaten girecekler sınava, 11. Sınıfta olanlar da önümüzdeki seneyi çok iyi değerlendirmeli. “

“SON 20 GÜNDE BOL SORU ÇÖZÜLMELİ VE KONU ÖZET TEKRARI YAPILMALI”

Demir: “Bu yıl öğrencilerin cevapladığı soru sayısına göre puanı geçen yıla göre çok daha yüksek. Demektir ki YGS sınavı geçen yıla göre daha zordu, bu nedenle standart sapmada puanlar daha farklı bir boyuta geldi. Şimdi LYS kısmına odaklanmak gerekiyor. Son 20 güne girmiş bulunuyoruz. Sıralaması gerilerde olan öğrenciler şuan endişe yaşıyor; puanı yükseltip yükseltemeyeceği konusunda. Bu noktada yapamayacağı psikolojisine giren öğrenciler çalışmayı bırakıyor. Bazı öğrencilerde, kalan bu 20 günü iyi bir şekilde değerlendirip bol soru çözerek ve konu özetlerini tekrar ederek 40- 50 bin sıralamayı aşabileceğini düşünüyor. Konusu biten öğrencilere, daha çok deneme ağırlıklı gitmelerini öneriyoruz. Fakat 10-20 bin bile aşamayacağını düşünen ve kaygıya düşen öğrencilerimiz, kendileri gibi sınava girecek olan diğer adaylarında endişe duyduklarını göremiyor. Öncelikle bu güveni kendilerinde sağlamaları gerekiyor.





“OKUMA ALIŞKANLIĞI SORU ÇÖZÜMLERİNE DE YANSIYOR”

“Kitap okumak yerine film seyretmeyi tercih ediyor öğrenciler. Okuma alışkanlığı olmadığı için soruları çözerken süre sıkıntısı yaşıyorlar. Veya soruyu okurken başını kaçırabiliyorlar. Kitap okumadığımızdan özellikle matematik sorularını çözerken öğrenciler sorun yaşıyor. Kitap okuma alışkanlığı edinmek, sınava girecek olan öğrenciler için önemli bir avantaj. Ve kalıp sorular ezbere alıştırdığından yorumlaması gereken soruları yanıtlamakta öğrenciler, ya güçlük çekiyor ya da uzun zaman harcıyor. Açık uçlu sorular ile yorumlama gücünün arttırılacağı planlanıyor. Eğer bu sistem başarılı olursa açık uçlu soru sayısı önümüzdeki yıllarda arttırılabilir.”

“AÇIK UÇLU SORULAR, ADAYLARIN GÖZÜNÜ KORKUTMAMALI”

“Her denemede açık uçlu sorular var. Adaylar kendileri de hazırlık kitaplarında açık ulu sorular bulabilir. Bu sorular, gözü korkutmamalı ve sınavda çok fazla vakit harcanmamalı bu sorular için. Merkezimizde rehber danışmanlar, açık uçlu sorular hakkında öğrencileri bilgilendiriyor.”

“BİR SORU ÜZERİNDE VAKİT KAYBETMEMELİ”

“Adaylar, çözemedikleri soru üzerinde çok zaman harcıyorlar. Bir soru üzerinde takılmak hem zaman kaybettirir hem de diğer sorular için endişe oluşturur. Bu nedenle bir soruda takıldıysak hemen diğer sorulara geçmeliyiz. Öğrenciler, farkına varmadan sınavda bir soru üzerinde çok fazla zaman kaybediyorlar ve az zaman kaldığı için panik yapmaya başlıyorlar. Bunun yerine çözülemeyen sorular işaretlense hem zaman kaybedilmeyecek hem de geri dönüleceği psikolojisi ile diğer soruları daha rahat çözüyorlar. “

“ADAYLAR KENDİNİ NE ZAMAN HAZIR HİSSEDERSE O ZAMAN DERS ÇALIŞMAYI BIRAKMALI”

“Adaylar, kendini psikolojik olarak nasıl rahat hissediyorsa o zaman ders çalışmayı bırakmalılar. Bu şekilde daha rahat bir şekilde sınava giriyor. Kimi öğrenci, son güne kadar soru çözmeye devam eder kimi ise bir iki gün kala çalışmayı bırakır. Bizde bunu öğrenciye bırakıyoruz. Kendilerini ne zaman rahat ve hazır hissedeceklerse o zaman ders çalışmayı bırakmalarını söylüyoruz. Ve dikkat edilmesi gereken bir noktada son hafta çözülen denemeye dikkat etmeliler. Çözecekleri denemeyi iyi seçmeliler.

Sınava sağlıklı bir şekilde açısından son birkaç gün hava değişiminden, pikniklerden kaçılması gerekiyor. Adayın hava değişiminden dolayı yaşayacağı sağlık problemi, sınav durumunu olumsuz etkileyebilir. Bu tarz aktivitelerden iki üç gün kala uzak durulması gerekiyor. Biz aileleri de bu konuda uyarıyoruz. Çocukları sınava yakın günlerde bu tarz aktivitelerden, aşırı güneşten ve hava değişiminden uzak tutmalarını rica ediyoruz.”

SINAV ÖNCESİ AİLELERİN TUTUM VE DAVRANIŞI ÇOK ÖNEMLİ

Aileler sınav zamanı çocuklarından daha endişeli ve heyecanlı oluyor. Bizler ailelere motivasyon sağlamak adına da seminerler veriyoruz. Çocuklara ders çalışmak için kalan 20 günde baskı yapmamalarını söylüyoruz. Sadece küçük yönlendirmeler ve destekler yapmaları gerekiyor. Mesela uyku düzenini sağlamaları gerekiyor. Geç saatlere kadar ders çalışmaya alışan öğrenciler için uyku düzeninin sağlanması gerekiyor. Bir hafta öncesinden, en geç 12 buçuk olacak şekilde uyku düzenlerini oluşturmaya yardımcı olmaları gerekiyor.

Son bir hafta beslenmeye çok dikkat etmeli öğrenci ve aileler. Kırmızı et tüketimini azaltmak, gıdaların tarihini kontrol etmek gerekiyor. Ailelerin, çocuğu sınav günü tıka basa yedirmemeleri gerekiyor. Hafif bir kahvaltı yapmaları yeterli.

“AİLELERİN SÖYLEMLERİ, SINAV BASKISI YARATIYOR”

“Sınavdan beklenti konusunda da çocuğu olumsuz etkilememek gerekiyor. Ailelerin, “bir sene boyunca çok çalıştın”, “özel dersler aldın, bunun karşılığını vermek zorundasın”, “biz çocuğumuzu dershanelere gönderdik, özel dersler aldık” gibi ifadeleri kullanmamaları gerekiyor. Bu ifadeler çocuğa olduğundan daha fazla baskı ve sorumluluk yükler. Bu baskıyla sınava giren öğrenciler bunları düşünerek kendisini sınava vermekte zorlanıyor. Çocuğumuzun sağlığı, sınavdan çok daha önemli. Moral ve motivasyonu olumsuz etkileyecek söylemlere dikkat etmek gerekiyor. Birde aileler, çocuklar arasında kıyas yapmamalılar. Yapılan kıyaslar, çocuğun kendini yetersiz görmesine neden olabilir.”

“HER ÖĞRENCİ FARKLI BİR PSİKOLOJİ İLE SINAVA GİRİYOR”

“Sınav öncesi rahat olan öğrenci, ya çok çalıştığından ya da hiç çalışmadığından dolayı rahattır. Eksik konusu olan öğrenciler, sınavda mutlaka endişe duyar ve heyecan yaşar. Bu durum, eksik bilgisi olduğundandır. Ne şekilde telkinde bulunursa bulunsun, konu eksiği olduğundan psikolojik olarak sınava girmek için kendisini hazır hmez. Çalışan fakat kendince eksik olduğu yerleri düşünen öğrenciyi ise konu tekrarı yaparak kendisini rahatlatmaya çalışacak. Ve öğrenciler kendilerini bir diğer öğrencilerle kıyaslamayı bırakmalı. Başkasının başarısını veya başarısızlığını ya da dersler ve üniversiteler hakkındaki ön yargılarını bırakmaları gerekiyor. Heyecanı yenmek için bizler öğrencilere şunları söylüyoruz; kitapçığı bir açın sorulara bir göz atıp, rahatlayıp o şekilde sınava başlamaları. Kişinin en iyi psikoloğu kendisidir. Bu yüzden öğrenciler varsa konu eksikliğine giderecek ve kıyaslamalardan vazgeçecek.”

“ÜNİVERSİTE TERCİHİ YAPARKEN ÇOK DİKKATLİ OLUNMALI”

“Tercihlerde bu sene çok büyük değişimler var, örneğin beden eğitimi bölümü için 240 bine girememiş ise öğrenci tercih veremiyor. Tıpta ise 50 bin barajı var, özel üniversitelere dahi tercih veremiyor barajın altında kalanlar.

Tercih yaparken, üniversitelerin devlet mi ya da özel mi olduğunu da bilmek gerekiyor. Puana göre değil, sıralamaya göre tercih yapıyoruz. Buna çok dikkat etmek gerekiyor tercih yaparken. Mutlaka işi bilen, uzman kişilerden tercih döneminde yardım almak gerekiyor. Aynı zamanda tercih edeceğimiz üniversitenin yurdu var mı? Var ise üniversitenin yurda uzaklığı ne kadar? Ailenin maddi durumuna göre bütçe oluşturulmalı. Büyük şehirlerde harcanan gider çok fazla. Kazanılmış bir bursta yoksa maddi anlamda öğrenciler zorluk çekiyor ve ileride okulunu bırakıp gelmek sorunda kalıyor.

Tercih döneminde uzmanlar konusunda ise bir kişiye bağlı kalmadan birkaç uzmandan görüşler ve tavsiye alarak ailelere bildirmek gerekiyor. Kendi tercihimizi bir başkasına kesinlikle yaptırmamamız gerekiyor. Bunlarla ilgili çok sorun yaşanıyor, yanlış tercihler, ölü tercihler…

Tercih yapıldıktan sonra bir çıktısını da kendileri alsınlar. Tercihini kendisi yapmak isteyenler ise, önce istedikleri üniversiteleri belirlemeliler. Kendi sırlamasının üstünde olanları il sıraya daha sonra kendi puanına yakın ve kendi puanı altında olanlar olacak şekilde sırayla yapılması gerekiyor.”

Bakmadan Geçme