KUŞ ÖLÜR SEN UÇUŞU HATIRLA
Adetten sayılır, kitap hediye edilirken içine not yazmak… Çoğunlukla, hatırlanmayı yeğler hediye eden… 'Bu kitabı her okuduğunda beni anman dileğiyle&helli
Adetten sayılır, kitap hediye edilirken içine not yazmak… Çoğunlukla, hatırlanmayı yeğler hediye eden… 'Bu kitabı her okuduğunda beni anman dileğiyle…' diye not düşenler de olur, 'Her satırını hatta her kelime ve harfini okudukça beni hatırlaman dileğiyle…' deyip te, isteğinde mübalağa edenler de…
Önümde yirmi yıl öncesine dair bir kitap duruyor… Sene 1997.
Daha dün gibiydi oysa… Yıllar ne çabuk geçiyor?
İlk yaprağa özenle yazılmış, iç not… İfadeler hala sıcaklığını koruyor… 'Ziya'dan İhsan'a… Hiçbir şey ummadan… İster hatırlar veya hatırlamazsın. Bir kitapla, unutulmamak gibi bir yük yükleyemem.'
*****
Bu yüksüz ve beklentisiz yazılmış notun bulunduğu kitabın adı, 'Sahip Olmak ya da Olmak'.
Özgün adı 'To Have or To Be'
Erich Fromm, bu değerli eserini, 1976 yılında okuyucuya sunmuş. Arka kapakta yazılanlar adeta kitabın özeti gibi… Şöyle diyor yazıyı kaleme alan;
'İnsanlık büyük bir hızla tümden yok olmaya doğru sürüklenmektedir. Ekonomik gelişimin giderek insanları tutsak alması, doğaya karşı takınılan düşmanca tavır ve bir atom savaşı tehlikesi, insan soyunu ve dünyayı tehdit etmektedir.' diyen Erich Fromm, felakete gidişin önünün alınabilmesi için, insanların ve onların davranışlarına biçim veren toplumsal sistemlerin, kökten değişmeleri gerektiğini ileri sürüyor.
'Yeni bir insan ve yeni bir topluma geçişin tek yolu, her şeyi elde etmek, onlara egemen olmak biçiminde beliren; açgözlülük ve ihtiras demek olan 'sahip olmak' karakterini terk etmekten geçer. İnsanlar, kendilerini huzura, mutluluğa ve diğer insan kardeşlerini sevmeye yöneltecek olan 'olmak' biçimli bir dünya görüşüne geçemedikleri sürece, kurtuluşa ermeleri mümkün değildir.'
*****
1980 yılında ölen Erich Fromm, yazdıklarına ve savunduğu fikirlere uygun yaşayan ender insanlardan biri olarak biliniyor. Parada, malda, reklamda ve şöhrette gözü olmayan, mütevazı yaşantısıyla anılan Fromm, bu eserini tam beş kez yeniden yazıyor. Öncelikle 'Sahip olmak' ve 'Olmak' kavramlarını ortaya koyuyor, çözümlemelerinden sonra yeni bir insan ve yeni bir toplumun nasıl olması gerektiğine getiriyor sözü…
Modern konuşma dilinin yabancılaşma boyutunu dikkate değer bir örnekle anlatıyor.
'… Örneğin, bir bayan hasta, psikiyatrist doktora gelecek olsa, şöyle der büyük bir ihtimdigere: 'Doktor bey, benim bazı sorunlarım var.' Birkaç yüzyıl öncesinde ise, şüphesiz: 'Doktor bey, kendime bazı şeyleri dert ediniyorum.' diyerek başlardı söze…
*****
Kitap okumayı ve okutmayı çok severdi Ziya İspir. Hediye etmeyi de… Her ay, en az üç beş kitap almak ve onları bir çırpıda okumak, büyük keyifti onun için… Aldığı kitaplardan en az üç adet sipariş verirdi abartısız… Diğerlerini de sevdiklerine hediye etmek adına…
Dededen kalma mirasının belki de en değerlisi kütüphanesiydi… Binlerce eser bulunurdu kütüphanede… Elazığ Valiliği görevinde bulunan bir zatın piyasada bulunmayan birçok kıymetli eseri, kendisinden aldığını ve iade etmediğinden yakınırdı, hatırladıkça... Edebiyat öğretmenliğinden emekli olmuş bir arkadaşına da verdiği bir kamyonet dolusu kitapla 'sahaf' dükknı açtırdığını söyler gülerdi ara ara…
*****
Bir sabah, telefon çaldı.
Hüzünle uçuşan kelimeler sonunda 'Yüzüne toprak düştü.' dedi kardeşim…
Ziya abi ölmüştü…
O gün, saatli maarif takviminde yazılan tarihten öte, günün sözü dikkatimi çekmişti…
Kuş ölür, sen uçuşu hatırla…
Önümde yirmi yıl öncesine dair bir kitap duruyor… Sene 1997.
Daha dün gibiydi oysa… Yıllar ne çabuk geçiyor?
İlk yaprağa özenle yazılmış, iç not… İfadeler hala sıcaklığını koruyor… 'Ziya'dan İhsan'a… Hiçbir şey ummadan… İster hatırlar veya hatırlamazsın. Bir kitapla, unutulmamak gibi bir yük yükleyemem.'
*****
Bu yüksüz ve beklentisiz yazılmış notun bulunduğu kitabın adı, 'Sahip Olmak ya da Olmak'.
Özgün adı 'To Have or To Be'
Erich Fromm, bu değerli eserini, 1976 yılında okuyucuya sunmuş. Arka kapakta yazılanlar adeta kitabın özeti gibi… Şöyle diyor yazıyı kaleme alan;
'İnsanlık büyük bir hızla tümden yok olmaya doğru sürüklenmektedir. Ekonomik gelişimin giderek insanları tutsak alması, doğaya karşı takınılan düşmanca tavır ve bir atom savaşı tehlikesi, insan soyunu ve dünyayı tehdit etmektedir.' diyen Erich Fromm, felakete gidişin önünün alınabilmesi için, insanların ve onların davranışlarına biçim veren toplumsal sistemlerin, kökten değişmeleri gerektiğini ileri sürüyor.
'Yeni bir insan ve yeni bir topluma geçişin tek yolu, her şeyi elde etmek, onlara egemen olmak biçiminde beliren; açgözlülük ve ihtiras demek olan 'sahip olmak' karakterini terk etmekten geçer. İnsanlar, kendilerini huzura, mutluluğa ve diğer insan kardeşlerini sevmeye yöneltecek olan 'olmak' biçimli bir dünya görüşüne geçemedikleri sürece, kurtuluşa ermeleri mümkün değildir.'
*****
1980 yılında ölen Erich Fromm, yazdıklarına ve savunduğu fikirlere uygun yaşayan ender insanlardan biri olarak biliniyor. Parada, malda, reklamda ve şöhrette gözü olmayan, mütevazı yaşantısıyla anılan Fromm, bu eserini tam beş kez yeniden yazıyor. Öncelikle 'Sahip olmak' ve 'Olmak' kavramlarını ortaya koyuyor, çözümlemelerinden sonra yeni bir insan ve yeni bir toplumun nasıl olması gerektiğine getiriyor sözü…
Modern konuşma dilinin yabancılaşma boyutunu dikkate değer bir örnekle anlatıyor.
'… Örneğin, bir bayan hasta, psikiyatrist doktora gelecek olsa, şöyle der büyük bir ihtimdigere: 'Doktor bey, benim bazı sorunlarım var.' Birkaç yüzyıl öncesinde ise, şüphesiz: 'Doktor bey, kendime bazı şeyleri dert ediniyorum.' diyerek başlardı söze…
*****
Kitap okumayı ve okutmayı çok severdi Ziya İspir. Hediye etmeyi de… Her ay, en az üç beş kitap almak ve onları bir çırpıda okumak, büyük keyifti onun için… Aldığı kitaplardan en az üç adet sipariş verirdi abartısız… Diğerlerini de sevdiklerine hediye etmek adına…
Dededen kalma mirasının belki de en değerlisi kütüphanesiydi… Binlerce eser bulunurdu kütüphanede… Elazığ Valiliği görevinde bulunan bir zatın piyasada bulunmayan birçok kıymetli eseri, kendisinden aldığını ve iade etmediğinden yakınırdı, hatırladıkça... Edebiyat öğretmenliğinden emekli olmuş bir arkadaşına da verdiği bir kamyonet dolusu kitapla 'sahaf' dükknı açtırdığını söyler gülerdi ara ara…
*****
Bir sabah, telefon çaldı.
Hüzünle uçuşan kelimeler sonunda 'Yüzüne toprak düştü.' dedi kardeşim…
Ziya abi ölmüştü…
O gün, saatli maarif takviminde yazılan tarihten öte, günün sözü dikkatimi çekmişti…
Kuş ölür, sen uçuşu hatırla…