'KUDÜS, RAMALLAH VE EL HALİL'DE YAPILAN ZULMÜ VE İNSAN HAKLARI İHLALİNİ DİLE GETİRDİK'
Akdeniz ve Ortadoğu Özel Grubu ile Bilişim ve Sanayi Teknoloji Komitesi ortak yapılan toplantıda İsrail'in siber politikaları, bölgesel Parlamenterler arası işbirliğine ve bölg
Akdeniz ve Ortadoğu Özel Grubu ile Bilişim ve Sanayi Teknoloji Komitesi ortak yapılan toplantıda İsrail'in siber politikaları, bölgesel Parlamenterler arası işbirliğine ve bölgenin su politikaları gibi birçok konuya yer verildi. Toplantıda Gazze ve İsrail'in güneyindeki durum hakkında değerlendirmeler yapılırken, Batı Şeria ve Gazze'deki hükumet politikaları değerlendirildi. Öte yandan yapılan ziyaretler kapsamında bölgedeki tarımsal teknoloji tesisleri, tuz giderme ve su geri dönüşüm tesisleri incelenirken Su Güvenliği konusunda uzmanlarla görüşmeler yapıldı.
Yapılan toplantıda konuşan Bulut: “27 Şubat - 2 Mart tarihleri arasında NATO Parlamenterler Asamblesi olarak, İsrail ve Filistin taraflarında Bilim ve Teknoloji Komisyonu Akdeniz ve Ortadoğu Özel Grubu ortak toplantısına katıldık.Türk Parlamento heyetinde Osman Aşkın Bak, Metin Bulut, Ahmet Berat Çonkar, Metin Lütfi Baydar ile ülkemizi temsil ettik. Hem İsrail hem de Filistin Parlamentosundan milletvekilleriyle ve kabine üyeleriyle birçok toplantı gerçekleştirdik. Bölgesel Parlamentolar arası işbirliği temalı, özellikle siber güvenlik teknolojileri ve su problemleri açısından pek çok toplantı gerçekleştirdik.Oldukça verimli bir çalışma gerçekleşti, heyet içerisinde mazlum Filistin halkının sorunlarını dile getiren heyet Türk heyeti oldu. Özellikle bölgede yaptığımız incelemelerle Kudüs, Ramdigerah ve El Halil'de zulmün ve insan hakları ihlalini yakından müşahede ettik ve dilimiz döndüğünce İngiltere, Portekiz, İtalya vb. pek çok ülkeden gelen parlamenterlere ve katılımcılara olayın gerçek boyutunu anlatmaya çalıştık. Bu açıdan fevkalade verimli geçtiğini söyleyebilirim.Özellikle Batı Şeria ve Gazze'de ki artan Filistin nüfusu dolayısı ile su talebi artmaktadır. Bu bölgelerdeki suya erişimin ve dağıtım 1967'de ki savaştan bu yana İsrail - Filistin çatışması bağlamında ciddi bir sorundur. 1995 yılında Oslo II mutabakatı İsrail ile Batı Şeria'ya ve Gazze'ye tahsil edilecek miktarlara, ayrıntılandırılarak su sorununa nicel bir yaklaşım benimsenmiştir. Ancak o tarihten bu yana bölgedeki su arz ve talebini etkileyen doğal, siyasi ve sosyoekonomik gelişmelere yeterince dikkate alınmamıştır.Bölgedeki ekonomik farklılıklar, altyapı eksikliği, kaynakların kötü yönetimi, kirlilik ve son olarak iklim değişikliği orantısız su tahsisine ve su kaynaklarına önemli ölçüde tükenmesine, kirlenmesine yol açmıştır. İsrailliler ve Filistinlilerin su tüketimi ciddi eşitsizlikleri yansıtmaktadır.İsrail, Oslo II kapsamında Batı Şeria'da ki su rezervlerinin yaklaşık %80'ini kontrol etmektedir. 2014 yazında Gazze'de ki askeri çatışma, bir milyondan fazla kişinin suya erişimini engellemiştir. Uluslararası toplum, AB ve Türkiye, Batı Şeria ve Gazze'de suya sınırlı erişim konusunda endişelerini dile getirmekte ve uzun vadeli sonuçlar elde edilmesi için su konusunda mali teknik ve insani yardım vermektedir.Temennimiz Batı Şeria, Gazze ve pek çok spesifik bölgedeki ablukaların ve insan hakları ihldigererinin bir an önce kaldırılmasıdır. Üstlendiğimiz vekâlet gereği hem güzel ilimiz Elazığ'ın hem de güzel ülkemizin her türlü temsilini hakkıyla yerine getirmek için gece gündüz demeden koşturmaya devam edeceğiz. Bu anlamda değerli hemşerilerimize bize duymuş oldukları güvenden dolayı çok teşekkür ediyorum. Halkımız müsterih olsun görev süremizin sonuna kadar, dur durak demeden bir gün Elazığ'da, bir gün sorumlusu olduğumuz Ege bölgesinde ve yurtdışında Elazığ'ımızı en iyi şekilde temsil etmeye devam edeceğiz.” dedi.
Heyet daha sonra Doğu Kudüs'te bulunan Mescid-i Aksa ziyaret ederek Türkiye'ye döndü.
Yapılan toplantıda konuşan Bulut: “27 Şubat - 2 Mart tarihleri arasında NATO Parlamenterler Asamblesi olarak, İsrail ve Filistin taraflarında Bilim ve Teknoloji Komisyonu Akdeniz ve Ortadoğu Özel Grubu ortak toplantısına katıldık.Türk Parlamento heyetinde Osman Aşkın Bak, Metin Bulut, Ahmet Berat Çonkar, Metin Lütfi Baydar ile ülkemizi temsil ettik. Hem İsrail hem de Filistin Parlamentosundan milletvekilleriyle ve kabine üyeleriyle birçok toplantı gerçekleştirdik. Bölgesel Parlamentolar arası işbirliği temalı, özellikle siber güvenlik teknolojileri ve su problemleri açısından pek çok toplantı gerçekleştirdik.Oldukça verimli bir çalışma gerçekleşti, heyet içerisinde mazlum Filistin halkının sorunlarını dile getiren heyet Türk heyeti oldu. Özellikle bölgede yaptığımız incelemelerle Kudüs, Ramdigerah ve El Halil'de zulmün ve insan hakları ihlalini yakından müşahede ettik ve dilimiz döndüğünce İngiltere, Portekiz, İtalya vb. pek çok ülkeden gelen parlamenterlere ve katılımcılara olayın gerçek boyutunu anlatmaya çalıştık. Bu açıdan fevkalade verimli geçtiğini söyleyebilirim.Özellikle Batı Şeria ve Gazze'de ki artan Filistin nüfusu dolayısı ile su talebi artmaktadır. Bu bölgelerdeki suya erişimin ve dağıtım 1967'de ki savaştan bu yana İsrail - Filistin çatışması bağlamında ciddi bir sorundur. 1995 yılında Oslo II mutabakatı İsrail ile Batı Şeria'ya ve Gazze'ye tahsil edilecek miktarlara, ayrıntılandırılarak su sorununa nicel bir yaklaşım benimsenmiştir. Ancak o tarihten bu yana bölgedeki su arz ve talebini etkileyen doğal, siyasi ve sosyoekonomik gelişmelere yeterince dikkate alınmamıştır.Bölgedeki ekonomik farklılıklar, altyapı eksikliği, kaynakların kötü yönetimi, kirlilik ve son olarak iklim değişikliği orantısız su tahsisine ve su kaynaklarına önemli ölçüde tükenmesine, kirlenmesine yol açmıştır. İsrailliler ve Filistinlilerin su tüketimi ciddi eşitsizlikleri yansıtmaktadır.İsrail, Oslo II kapsamında Batı Şeria'da ki su rezervlerinin yaklaşık %80'ini kontrol etmektedir. 2014 yazında Gazze'de ki askeri çatışma, bir milyondan fazla kişinin suya erişimini engellemiştir. Uluslararası toplum, AB ve Türkiye, Batı Şeria ve Gazze'de suya sınırlı erişim konusunda endişelerini dile getirmekte ve uzun vadeli sonuçlar elde edilmesi için su konusunda mali teknik ve insani yardım vermektedir.Temennimiz Batı Şeria, Gazze ve pek çok spesifik bölgedeki ablukaların ve insan hakları ihldigererinin bir an önce kaldırılmasıdır. Üstlendiğimiz vekâlet gereği hem güzel ilimiz Elazığ'ın hem de güzel ülkemizin her türlü temsilini hakkıyla yerine getirmek için gece gündüz demeden koşturmaya devam edeceğiz. Bu anlamda değerli hemşerilerimize bize duymuş oldukları güvenden dolayı çok teşekkür ediyorum. Halkımız müsterih olsun görev süremizin sonuna kadar, dur durak demeden bir gün Elazığ'da, bir gün sorumlusu olduğumuz Ege bölgesinde ve yurtdışında Elazığ'ımızı en iyi şekilde temsil etmeye devam edeceğiz.” dedi.
Heyet daha sonra Doğu Kudüs'te bulunan Mescid-i Aksa ziyaret ederek Türkiye'ye döndü.