Köy köy dolaşıp sözlü halk geleneğini kayıt altına alıyor
Elazığ'da müzik öğretmeni olan ve koro şefliği yapan Aygün Çam, 8 yıldır köy köy gezip unutulmaya yüz tutmuş deyişleri ve türküleri kayıt altına alarak geleceğe taşımaya çalışıyor.
Belediye Konservatuvarı Türk Halk Müziği Korosu'nda koro şefliği yapan 30 yaşındaki Aygün Çam, anneannesinden dinlediği ezgiden etkilenerek sekiz yıldır elinde kamerasıyla kendi imkanlarıyla aşıklık geleneğinin yaşatıldığı köyleri dolaşarak bölgeye özgü eserleri kayıt altına alıyor. Şu ana kadar 40 köy gezen ve yüzlerce videodan oluşan bir arşiv oluşturan Çam, kayıt altına aldığı sözleri derleyip notalara döküyor. 60 türküyü derleyen Çam, bazı eserleri de Türk Halk Müziği repertuvarına kazandırdı.
Köyleri dolaştığını ve sözlü ürünleri derleyerek notaya aktarıp halk müziğine kazandırdığını dile getiren Türk Halk Müziği Sanatçısı Aygün Çam, 'Derlemeye 8 yıl önce başladım. Fırat Üniversitesi Devlet Konservatuvarı'nda aldığım dersler eşliğinde köyde anneannemi dinlerdim. Özellikle sabahları kendi kendine ezgiler mırıldanırdı ve bu ezgileri de annesinden duyduğunu her daim ifade ederdi. Bende de böyle bir merak uyandı, 8 yıl önce hocalarımın destekleriyle ilk derlememi anneannem ile gerçekleştirmiş oldum. 'Bahçalar Piçeklendi' adlı eseri anneannemden derleyerek, notaya aktarıp TRT repertuvarına iletmiştim. Elazığ'da ve Yukarı Fırat diye nitelendirdiğimiz bölgede çok büyük bir türkü hazinesi olduğunu keşfettik. Akabinde Keban ilçemize bağlı Nimri köyünde Nimri dedemizden 8 türküyü TRT repertuvarına teslimini sağlamıştık. Sonraki süreçte ise Baskil ilçemizde, Arapgir'in Onar köyünde ve Elazığ'ın merkez köylerinde ozanlarımız ile şehrimizin kültür sanat insanlarıyla hem arşiv hem de derleme çalışmalarını yürütüyorum' dedi.
'HEDEFİM ELAZIĞ'DAKİ SÖZLÜ ESERLERİ KAYIT ALTINA ALMAK'
Hedefinin Elazığ'ın bütün köylerini gezerek ozanları, sözlü halk geleneğini elinden geldiği kadarıyla kayıt altına almak olduğuna değinen Çam, 'Bu süreci 8 aydır daha da hızlandırdım, çünkü Covid-19 sebebiyle ilimizdeki, bölgemizdeki birçok yaşlımızı kaybettik. Bu bizim için acı, keder, üzüntü kaynağı oldu. Bu anlamda çalışmalarıma hız vererek daha çok kişiye ulaşmaya çalışıyorum. Çünkü şehrin bir kültürü bu şekilde özellikle Covid'in hızlanmasıyla birlikte yok olmaya başladı. Kaç bin yıllık sözlü geleneğimizin kayıt altına alınmaması geleceğimiz açısından üzüntü vericidir. Çalışmalarıma hız kesmeden devam ediyorum' diye konuştu.
'8 YILDA 40 KÖYDE 60'A YAKIN TÜRKÜYÜ DERLEDİM'
Yaptığı çalışmalarla ilgili bilgi veren Çam, '8 yılda 40'a yakın köyümüze giderek 54 kaynak kişi ile derleme çalışması yaptım. 8 türkü Keban ilçesinde, 6 türkü Baskil ilçesinde şu ana kadar da Elazığ'da 60 türküyü derledik. Türk halk müziği ezgimizi derleme çalışmalarını bitirerek kayıt altına aldık. Bunun dışında ağıt, ninni, masal ve efsane gibi büyüklerimden derlediğimiz, dinlediğimiz gelenek ve göreneklerdeki kültürel mirası da arşivlemeye devam ediyoruz. Bu yapmış olduğum derlemeleri de 2019 yılında yayınlanan ve akademik bir çalışma olan 'Nefes ve Semahlarla Elazığ' adlı kitabımda topladım. Bundan sonraki süreçteki çalışmalarımız sözlü hak kültürümüzü koruma anlamında devam edecektir 'ifadelerini kullandı.
Köyleri dolaştığını ve sözlü ürünleri derleyerek notaya aktarıp halk müziğine kazandırdığını dile getiren Türk Halk Müziği Sanatçısı Aygün Çam, 'Derlemeye 8 yıl önce başladım. Fırat Üniversitesi Devlet Konservatuvarı'nda aldığım dersler eşliğinde köyde anneannemi dinlerdim. Özellikle sabahları kendi kendine ezgiler mırıldanırdı ve bu ezgileri de annesinden duyduğunu her daim ifade ederdi. Bende de böyle bir merak uyandı, 8 yıl önce hocalarımın destekleriyle ilk derlememi anneannem ile gerçekleştirmiş oldum. 'Bahçalar Piçeklendi' adlı eseri anneannemden derleyerek, notaya aktarıp TRT repertuvarına iletmiştim. Elazığ'da ve Yukarı Fırat diye nitelendirdiğimiz bölgede çok büyük bir türkü hazinesi olduğunu keşfettik. Akabinde Keban ilçemize bağlı Nimri köyünde Nimri dedemizden 8 türküyü TRT repertuvarına teslimini sağlamıştık. Sonraki süreçte ise Baskil ilçemizde, Arapgir'in Onar köyünde ve Elazığ'ın merkez köylerinde ozanlarımız ile şehrimizin kültür sanat insanlarıyla hem arşiv hem de derleme çalışmalarını yürütüyorum' dedi.
'HEDEFİM ELAZIĞ'DAKİ SÖZLÜ ESERLERİ KAYIT ALTINA ALMAK'
Hedefinin Elazığ'ın bütün köylerini gezerek ozanları, sözlü halk geleneğini elinden geldiği kadarıyla kayıt altına almak olduğuna değinen Çam, 'Bu süreci 8 aydır daha da hızlandırdım, çünkü Covid-19 sebebiyle ilimizdeki, bölgemizdeki birçok yaşlımızı kaybettik. Bu bizim için acı, keder, üzüntü kaynağı oldu. Bu anlamda çalışmalarıma hız vererek daha çok kişiye ulaşmaya çalışıyorum. Çünkü şehrin bir kültürü bu şekilde özellikle Covid'in hızlanmasıyla birlikte yok olmaya başladı. Kaç bin yıllık sözlü geleneğimizin kayıt altına alınmaması geleceğimiz açısından üzüntü vericidir. Çalışmalarıma hız kesmeden devam ediyorum' diye konuştu.
'8 YILDA 40 KÖYDE 60'A YAKIN TÜRKÜYÜ DERLEDİM'
Yaptığı çalışmalarla ilgili bilgi veren Çam, '8 yılda 40'a yakın köyümüze giderek 54 kaynak kişi ile derleme çalışması yaptım. 8 türkü Keban ilçesinde, 6 türkü Baskil ilçesinde şu ana kadar da Elazığ'da 60 türküyü derledik. Türk halk müziği ezgimizi derleme çalışmalarını bitirerek kayıt altına aldık. Bunun dışında ağıt, ninni, masal ve efsane gibi büyüklerimden derlediğimiz, dinlediğimiz gelenek ve göreneklerdeki kültürel mirası da arşivlemeye devam ediyoruz. Bu yapmış olduğum derlemeleri de 2019 yılında yayınlanan ve akademik bir çalışma olan 'Nefes ve Semahlarla Elazığ' adlı kitabımda topladım. Bundan sonraki süreçteki çalışmalarımız sözlü hak kültürümüzü koruma anlamında devam edecektir 'ifadelerini kullandı.