'Konservatuarlar, Kültürü Koruyan Kurumlardır'
'Konserimizde, Atalarımızdan Bizlere Miras Olan Ezgilere Yer Veriyoruz'
Fırat Üniversitesi Devlet Konservatuarı Öğr
“Konserimizde, Atalarımızdan Bizlere Miras Olan Ezgilere Yer Veriyoruz”
Fırat Üniversitesi Devlet Konservatuarı Öğr. Gör. Öner Kova, mezuniyet konseri ve müzikle ilgili olarak şunları kaydetti: “ Her yıl mezuniyet etkinliğimizi, hem yılsonu etkinliği hem de mezuniyet konseri olarak düzenliyoruz. Genellikle 4. Sınıf öğrencilerimizle gerçekleştirdiğimiz etkinlikte son sınıflar sayı olarak fazla olduğu için alt sınıflardan da öğrencilerimiz konserde yer aldı. Bizim işimiz müzik, güzel sanatlar içinde en müstesna alanlardan biridir müzik. Her zaman söylüyoruz; türkülerimiz atalarımızdan bizlere armağandır. Bizlerde türkülerimizi yeniden düzenleyip sanatseverlere sunuyoruz. Özellikle bunu akademik alanlarda yapmaya çalışıyoruz, konservatuarlar bu anlamda kültürü koruyan kurumlardır. Bu nedenle yapılan çalışmaların belli bir amacı vardır. Konserlerimizde yer alan eserlerin hepsi Anadolu eserleridir, geniş bir yelpazesi vardır. Azerbaycan' dan Kars' a, İzmir'e kadar tüm yöreleri kapsıyor. Ezgilerimiz bize atalarımızdan mirastır, onları korumak zorundayız. Yozlaşmanın zirve yaptığı yıllarda, bizi bundan ayıracak şey sanattır. Çocuklarımızı sanata yöneltelim, sanat geri planda kalmamalı. Sanatla ve sporla uğraşan çocuklardan zarar gelmez, toplumda iyi bir birey yetişmesine katkıda bulunur hatta. Sanata ve spora yönelmeyen bir toplum ilerleyemez, yozlaşma içerisinde kendi kültürünü de kaybetmeye başlar. Konservatuarlar Türkiye'nin her yerinde açıldığı için öğrenci bulma ve öğrenci nitelikleri belli bir düzeyin altına düşmeye başladı. Bu politik bir karar elbette. Fakat konservatuarın belli bir nitelik oluşturması gerekiyor, bu niteliğin oluşmadığını bize gelen bazı öğrencilerden anlıyoruz. Fırat Üniversitesi Devlet Konservatuarı bu anlamda iyi bir konservatuardır. Hem akademik hem sanatsal anlamda öğrencilerimize katkı sağlamaya başlıyoruz. Mezunlarımızdan bazıları şu an devlet korolarında, Trt radyolarında çalışan mezunlarımız var. Umarım konserde son kez sahneyi paylaştığımız mezun olan arkadaşlarımız da başarılı işler yaparlar. Üniversitemizi, konservatuarımızı hem de bizleri başarıları ile gururlandırırlar.
“Elazığ' da Müziği Yaymak İstiyoruz”
Fırat Üniversitesi Devlet Konservatuarı 2. Sınıf öğrencisi Mesut, “Konservatuar 2. Sınıf öğrencisiyim. Yaptığım iş nedeniyle Türkiye'nin hemen hemen her yerinde bulundum. Müziğe ilk lisede ilgi duymaya başladım. İlk olarak gitar çalarak başladım müziğe, daha sonra davulla devam ettim. Şuan bateri çalıyorum. Kısa zamanda müzik adına çok yol kat ettim. Beraberinde güzel arkadaşlıklar ve dostluklar edindim. Çok fazla insan ve müzisyen tanıdım bu vesileyle. Şu anda da bir rock grubumuz var, gayet güzel devam ediyoruz. Elazığ şartlarında güzel müzikler yapmaya çalışıyoruz. Müzik ve müzik grupları konusunda Elazığ biraz eksik, bir yerlere tıkanmış ve kısır kalmış durumda. Bizlerde müziğimizle bunu aşmaya çalışıyoruz, her tarz müziği çalıp söylüyoruz. Müziği geliştirmek ve ilerletmek adına çalışmalar yapıyoruz. Mezun olduktan sonra akademisyen olarak müzik hayatıma devam etmek istiyorum. Elazığ' da Sanat Merkezinde bateri dersi veriyorum, genellikle 8- 12 yaş arasında öğrenciler büyük bir merak ve ilgiyle öğrenmek istiyorlar. Ben de müzik sevgisini elimden geldiğince onlara aşılamak ve müziği sevdirmek istiyorum. Müzik bir araç ya da amaç değil. Müzik, duygusal bir bağdır, üretebilmek ve devam ettirebilmek için sevmek gerekir. Her zaman dediğim gibi; ‘ müzik ola aşk ola.' ”
“Türk Müziği ve Halk Müziği Çok Zengin Bir Kültürdür”
Fırat Üniversitesi Tarih ve Edebiyat Bölümü doktora öğrencisi ve üniversiteye ilk başladığı yıllarda müzik kulübü başkanlığı yapan Nurettin Özdemir, müziğe karşı düşüncelerini şöyle ifade etti. Üniversiteye ilk başladığım yıllarda müzik kulübünde müzik adına çok fazla çalışmalar, etkinlikler yaptık. Ülkemiz, kurulduğu yıllardan bugüne kadar müziğe her dönemde yer verilmiş; Osmanlı döneminden cumhuriyete ve günümüze kadar müzik her zaman hayatla iç içeydi. Atatürk, cumhuriyet döneminde müziği oluşturmak ve geliştirmek adına önemli çalışmalar yaptı. Türk sanat müziği özellikle cumhuriyet döneminde oldukça gelişti, daha sonra batılı eserlere de yer verilmeye başlandı. Türk müziğinde binlerce makam var, bunlar büyük emeğin sonucu. Halk müziği de keza öyledir, bu nedenle kendi Türk ve Halk müziğimizi geliştirmeliyiz. Müzik olarak çok fazla esere sahibiz. Bunu geliştirmek ve sürdürmek adına yeni konservatuarlar açarak, insanlar bilinçlendirilerek, müziği insanlara sevdirerek ülkemizde daha fazla değer görmesini sağlamak gerekir.
Fırat Üniversitesi Devlet Konservatuarı Öğr. Gör. Öner Kova, mezuniyet konseri ve müzikle ilgili olarak şunları kaydetti: “ Her yıl mezuniyet etkinliğimizi, hem yılsonu etkinliği hem de mezuniyet konseri olarak düzenliyoruz. Genellikle 4. Sınıf öğrencilerimizle gerçekleştirdiğimiz etkinlikte son sınıflar sayı olarak fazla olduğu için alt sınıflardan da öğrencilerimiz konserde yer aldı. Bizim işimiz müzik, güzel sanatlar içinde en müstesna alanlardan biridir müzik. Her zaman söylüyoruz; türkülerimiz atalarımızdan bizlere armağandır. Bizlerde türkülerimizi yeniden düzenleyip sanatseverlere sunuyoruz. Özellikle bunu akademik alanlarda yapmaya çalışıyoruz, konservatuarlar bu anlamda kültürü koruyan kurumlardır. Bu nedenle yapılan çalışmaların belli bir amacı vardır. Konserlerimizde yer alan eserlerin hepsi Anadolu eserleridir, geniş bir yelpazesi vardır. Azerbaycan' dan Kars' a, İzmir'e kadar tüm yöreleri kapsıyor. Ezgilerimiz bize atalarımızdan mirastır, onları korumak zorundayız. Yozlaşmanın zirve yaptığı yıllarda, bizi bundan ayıracak şey sanattır. Çocuklarımızı sanata yöneltelim, sanat geri planda kalmamalı. Sanatla ve sporla uğraşan çocuklardan zarar gelmez, toplumda iyi bir birey yetişmesine katkıda bulunur hatta. Sanata ve spora yönelmeyen bir toplum ilerleyemez, yozlaşma içerisinde kendi kültürünü de kaybetmeye başlar. Konservatuarlar Türkiye'nin her yerinde açıldığı için öğrenci bulma ve öğrenci nitelikleri belli bir düzeyin altına düşmeye başladı. Bu politik bir karar elbette. Fakat konservatuarın belli bir nitelik oluşturması gerekiyor, bu niteliğin oluşmadığını bize gelen bazı öğrencilerden anlıyoruz. Fırat Üniversitesi Devlet Konservatuarı bu anlamda iyi bir konservatuardır. Hem akademik hem sanatsal anlamda öğrencilerimize katkı sağlamaya başlıyoruz. Mezunlarımızdan bazıları şu an devlet korolarında, Trt radyolarında çalışan mezunlarımız var. Umarım konserde son kez sahneyi paylaştığımız mezun olan arkadaşlarımız da başarılı işler yaparlar. Üniversitemizi, konservatuarımızı hem de bizleri başarıları ile gururlandırırlar.
“Elazığ' da Müziği Yaymak İstiyoruz”
Fırat Üniversitesi Devlet Konservatuarı 2. Sınıf öğrencisi Mesut, “Konservatuar 2. Sınıf öğrencisiyim. Yaptığım iş nedeniyle Türkiye'nin hemen hemen her yerinde bulundum. Müziğe ilk lisede ilgi duymaya başladım. İlk olarak gitar çalarak başladım müziğe, daha sonra davulla devam ettim. Şuan bateri çalıyorum. Kısa zamanda müzik adına çok yol kat ettim. Beraberinde güzel arkadaşlıklar ve dostluklar edindim. Çok fazla insan ve müzisyen tanıdım bu vesileyle. Şu anda da bir rock grubumuz var, gayet güzel devam ediyoruz. Elazığ şartlarında güzel müzikler yapmaya çalışıyoruz. Müzik ve müzik grupları konusunda Elazığ biraz eksik, bir yerlere tıkanmış ve kısır kalmış durumda. Bizlerde müziğimizle bunu aşmaya çalışıyoruz, her tarz müziği çalıp söylüyoruz. Müziği geliştirmek ve ilerletmek adına çalışmalar yapıyoruz. Mezun olduktan sonra akademisyen olarak müzik hayatıma devam etmek istiyorum. Elazığ' da Sanat Merkezinde bateri dersi veriyorum, genellikle 8- 12 yaş arasında öğrenciler büyük bir merak ve ilgiyle öğrenmek istiyorlar. Ben de müzik sevgisini elimden geldiğince onlara aşılamak ve müziği sevdirmek istiyorum. Müzik bir araç ya da amaç değil. Müzik, duygusal bir bağdır, üretebilmek ve devam ettirebilmek için sevmek gerekir. Her zaman dediğim gibi; ‘ müzik ola aşk ola.' ”
“Türk Müziği ve Halk Müziği Çok Zengin Bir Kültürdür”
Fırat Üniversitesi Tarih ve Edebiyat Bölümü doktora öğrencisi ve üniversiteye ilk başladığı yıllarda müzik kulübü başkanlığı yapan Nurettin Özdemir, müziğe karşı düşüncelerini şöyle ifade etti. Üniversiteye ilk başladığım yıllarda müzik kulübünde müzik adına çok fazla çalışmalar, etkinlikler yaptık. Ülkemiz, kurulduğu yıllardan bugüne kadar müziğe her dönemde yer verilmiş; Osmanlı döneminden cumhuriyete ve günümüze kadar müzik her zaman hayatla iç içeydi. Atatürk, cumhuriyet döneminde müziği oluşturmak ve geliştirmek adına önemli çalışmalar yaptı. Türk sanat müziği özellikle cumhuriyet döneminde oldukça gelişti, daha sonra batılı eserlere de yer verilmeye başlandı. Türk müziğinde binlerce makam var, bunlar büyük emeğin sonucu. Halk müziği de keza öyledir, bu nedenle kendi Türk ve Halk müziğimizi geliştirmeliyiz. Müzik olarak çok fazla esere sahibiz. Bunu geliştirmek ve sürdürmek adına yeni konservatuarlar açarak, insanlar bilinçlendirilerek, müziği insanlara sevdirerek ülkemizde daha fazla değer görmesini sağlamak gerekir.