Kime Yarar?
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Anayasa Mahkemesi'ne PKK'nın siyasi kanadı HDP'nin kapatılması için başvuru yaptı.
Yapılan başvurunun ardından HDP'li eş genel başkanlar Pervin Buldan ve Mithat Sancar, kapatma davası sonrası oy oranlarının arttığını iddia ettiler.
Oy oranlarının yüzde 20'ye çıktığını söyleyen Buldan, "Dün akşamdan itibaren bize oy verenlerin sayısı 6 milyondu, dün akşamdan itibaren 12 milyona yükseldi. Bizim oy oranımız yüzde 11,5-12'ydi, dün akşam itibarıyla bizim oy oranımız yüzde 20'lere yükseldi. Bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın." dedi.
Bu açıklama, kapatma davasının psikolojisi ile yapılmış ve misyonuna sahip çıkma adına yapılmış hissi bir açıklama gibi görülse de sonuçların itibarı ile çok da yabana atılacak bir konu değil. Bu açıklamadan da anlaşılacağı gibi bu kapatma davası, bölünme ve içerisinden yeni partiler kurulma aşamasında ola HDP için can simidi ve hayat öpücüğü olmuş.
Ülkemizde darbe sonucu değilse de mahkeme kararıyla kapatılan partiler, yasaklı hale getirilen siyasiler genelde daha çok büyümüş ve daha üst makamlara gelmiştir.
Geçmişte yüzde 4'lerde iken de kapatılan HADEP çizgisindeki partilerin sonuncusu HDP son seçimlerde 12 seviyesinde bir oya ulaşmışsa bunu bir daha düşünmek lazım.
Muhtar bile olamaz deyip cezaevine gönderilen ve siyasi yasaklı hale getirilen Recep Tayyip Erdoğan bugün ülkenin seçilmiş cumhurbaşkanı ise mahkeme kararlarının siyasete izdüşümünü iyi hesap etmek gerekir.
HDP'nin PKK konusundaki pervasızlığı, üye ve milletvekillerinin hadsiz beyanları, “Apo'nun heykelini dikeceğiz, bizim arkamızda PKK, PYD var” gibi hezeyanların elbette bir yaptırımı ve cezası olmalı. Suçların şahsiliği ilkesinin işletilmesi yerine ülkede belirli bir karşılığı olan bir siyasi parti ve mensuplarını daha çok kilitlenmelerine ve güçlenmelerine sebep olacak adımların ileriki yıllardaki yansımasını da düşünmek lazım.
Bu ülkede yaşayan ve bu al bayrağın altında nefes alıp veren herkes, Türkiye'nin birliği ve bütünlüğüne zarar verici eylemlerinden dolayı yargılanmalı ve ağır ceza ile tecziye edilmeli. Demirtaş'ı iyilik meleği gibi gösteren saf ve demokrat maskeli hainler de bilmeli ki bu ülkenin kazanılması ve bayrağının dalgalanması bir bedel ödenerek elde edildi.
O bedel Çanakkale'de birlikte verildi. Şimdilerde bizleri Çanakkale'de ezmek isteyen kesimlerin gönüllü fedaisi olarak, ihanetini içimizden biri olarak yapanlara karşı elbette devletimizin kudret eli devreye girecektir.
Bakalım bu kapatma davası kime yarayacak. Buldan, umduğunu bulacak ve yüzde yirmileri bulacak mı?