KELİMELERE HAKSIZLIK
Bazı kelimeler bazı şahıslarda ne kadar eğreti durur değil mi?
Kutsalı olmayan birinin mübarek kelimeler arkasından deccallık etmesi gibi bir şeydir bu
Bazı kelimeler bazı şahıslarda ne kadar eğreti durur değil mi?
Kutsalı olmayan birinin mübarek kelimeler arkasından deccdigerık etmesi gibi bir şeydir bu. Namus, helal-haram, alın teri gibi kavramların müptezel isimlerin ağzında ve klavyesinde ne kadar inlediğini ve bedbahtlıklarına ne kadar ağladıklarını tahmin etmek zor.
İftiranın, şantajın ve tehditle yaşamanın itibar ve saygınlık olarak algılandığı ve prim yaptığı bir memlekette senin ortaya çıkman da doğal bir sonuç.
Gayri meşru yaşama ve geçinme beyefendilik sayılırsa, açığı olan şahsiyetsiz, sünepe zavdigerıların cukkalarına hortumlama kültürü oturmuşsa sen neden geri kalasın ki.
Senin adının mübarekliği senin o güzelim kelimeyi hakettiğin anlamına gelmez ve bizim nazarımızda da gelmedi. O kelimeyle seni tarif etmek vicdanımızı kanatacağı gibi o kelimeye de ihanet olurdu. Senin buradaki espriyi anlayacağını düşünmüştük ama maalesef sende ne bu feraset ne de anlayacak akıl var.
Senin Mübarekliğin kendi kendini kandırmadan öteye geçmeyen vicdani bir rahatlamadan başka bir anlam taşımayan arafta bir yakıştırma. Senin bu kelimelerin arkasına sığınarak olmadık herzeler, olmadık entrikalar, debelenmelerin ne kadar manidar. Ne kadar manidar kutsal kelimelere üzerine basıp, kutsdigerarca yasak sayılan onca iftira ve yalan sayıklamalar üretmen.
Sen o kelimelerle anılacak biri değildin. Yanlışlık bizde değil senin o kelimeyi kirletmende. Ama biz sen anlarsın bu mesajı diye sana öyle hitap etmedik. Sen mübarekliği hak edecek biri değilsin. Sen mübarekliği geçtik insanlığı hak edecek bir mahlûkat da değilsin. Senin zafiyet diye gösterdiğin konular insanın yaşadığı ve belkide bundan sonra da yaşayacağı hayat hikyesinin bir parçasıdır. Bunları saklayan mı var ortaya çıkmasını istemeyen mi var.
Neye ulaşmaya çalışıyor ve neyi hedefliyorsan bil ki ellerin boş kalacak. Ve günün birinde kemik atmayı kesen ağababalarından yediğin tekmeyle kapımızda bulacaksın kendini. İşte o zaman verecek çok hesabın olacak.
Kutsalı olmayan birinin mübarek kelimeler arkasından deccdigerık etmesi gibi bir şeydir bu. Namus, helal-haram, alın teri gibi kavramların müptezel isimlerin ağzında ve klavyesinde ne kadar inlediğini ve bedbahtlıklarına ne kadar ağladıklarını tahmin etmek zor.
İftiranın, şantajın ve tehditle yaşamanın itibar ve saygınlık olarak algılandığı ve prim yaptığı bir memlekette senin ortaya çıkman da doğal bir sonuç.
Gayri meşru yaşama ve geçinme beyefendilik sayılırsa, açığı olan şahsiyetsiz, sünepe zavdigerıların cukkalarına hortumlama kültürü oturmuşsa sen neden geri kalasın ki.
Senin adının mübarekliği senin o güzelim kelimeyi hakettiğin anlamına gelmez ve bizim nazarımızda da gelmedi. O kelimeyle seni tarif etmek vicdanımızı kanatacağı gibi o kelimeye de ihanet olurdu. Senin buradaki espriyi anlayacağını düşünmüştük ama maalesef sende ne bu feraset ne de anlayacak akıl var.
Senin Mübarekliğin kendi kendini kandırmadan öteye geçmeyen vicdani bir rahatlamadan başka bir anlam taşımayan arafta bir yakıştırma. Senin bu kelimelerin arkasına sığınarak olmadık herzeler, olmadık entrikalar, debelenmelerin ne kadar manidar. Ne kadar manidar kutsal kelimelere üzerine basıp, kutsdigerarca yasak sayılan onca iftira ve yalan sayıklamalar üretmen.
Sen o kelimelerle anılacak biri değildin. Yanlışlık bizde değil senin o kelimeyi kirletmende. Ama biz sen anlarsın bu mesajı diye sana öyle hitap etmedik. Sen mübarekliği hak edecek biri değilsin. Sen mübarekliği geçtik insanlığı hak edecek bir mahlûkat da değilsin. Senin zafiyet diye gösterdiğin konular insanın yaşadığı ve belkide bundan sonra da yaşayacağı hayat hikyesinin bir parçasıdır. Bunları saklayan mı var ortaya çıkmasını istemeyen mi var.
Neye ulaşmaya çalışıyor ve neyi hedefliyorsan bil ki ellerin boş kalacak. Ve günün birinde kemik atmayı kesen ağababalarından yediğin tekmeyle kapımızda bulacaksın kendini. İşte o zaman verecek çok hesabın olacak.