Kara Liste
Salgınla birlikte yalnızca insan sağlığı değil ekonomik dengelerde büyük riskler yaşıyor. Son bir yılın büyük çoğunluğu ya yarım ya da tam kapanma ile geçti, geçiyor. Hal böyle olunca özellikle de ticarethaneler paylarına düşen sıkıntıyı iliklerine kadar yaşadı.
Ekonomik dengelerin toplumsal facialara dönüşmemesi ve sosyal devlet politikaları gereği devletimiz çeşitli destekler ve tedbirler alsa da anlaşılıyor ki yeterli olamamış. Hatta insanların faizsiz kredi almalarına sağlanan olanaklar, salgın süreci uzadığından ekonomik dar boğazı daha da büyütmüş.
Öyle ki şu anda bankalara kredi başvurusunda bulunan insanların yüzde altmışı artık onaylanmayıp, reddediyor banka tarafından.
Gerek tam kapanma gerekse de Ramazan Bayramı'nın yaklaşmasıyla artan ihtiyaçların çaresini bankalarda kredi çekmekte arayan vatandaşların sayısı bir hayli artış gösterdi. Bir danışmanlık şirketi kredi danışmanının “Kredi taleplerinin yüksek olmasına rağmen bu taleplerin yüzde 60'ı onaylanmıyor” sözleri, çareyi banka kredilerinde bulanlar için büyük hayal kırıklığı oldu
Artık bankalar kredi kriterlerini arttırmış. Yani yeterli kriterlere uymayan kişilerin, banka şubelerinden elleri boş dönmeleri kuvvetle muhtemel...
Dahası, eğer kredi başvurusu onaylanmıyorsa, üzerine bir de kredi çekmek isteyen kişinin "kredi notu" düşürülüyor.
Ayrıca açıklanan verilere göre ‘13,5 milyon kişi bankaların “kara listesinde'' yerini almış bile...
Kara listeye giren bu kişiler kredi kullanmış ancak ekonomik zorluklar sebebiyle ödeme koşullarına uyamayarak yasal takibe alınmış kişiler.
Tabi listeyi asıl karartan unsur, hiç şüphe yok ki uzayan salgınlı, yasaklı kapanmalı dönem...
İnsanlar aldıkları borçları ödeyebilir hale gelmek için evvela ticari sirkülasyonun sürekliliği ve devamı gerekiyor. Buna imkân vermeyen kapanma dönemleri kara listenin uzayabileceğini de gösteriyor.
Kara listeye eklenen bu kişiler, beş yıl boyunca bankalardan kredi alamayacaklar.
Etti mi size insan ömründen pisipisine kayıp giden altı yıl...
Bugün salgınla geçen bir yılın, 13 buçuk milyon insanımıza ödettiği bedel en az altı yıl. Ve bir de borçları yüzünden yaşama ümidini kaybedip intihar edenler var ki!.. Sözün bittiği yere getiriyor bizleri...
Hiç olmazsa biz bize kol kanat gerelim. Oluşturalım birer beyaz liste... Ve Aliya İzzetbegoviç'in "Kendinden olanı sev, ötekine saygı duy" sözüne kulak kesilerek...
Umuyoruz ki Ramazan Ayı'nın yardımlaşma, dayanışma, paylaşma ruhu elfü elfin sarsın ülkemizin her bir yoksul, yoksun, gariban, muhtaç ve ihtiyaç sahibini ve kara listeler dönsün bembeyaz sayfalara…