KANATSIZ MELEK
İzmir'deki depremde çöken Rıza Bey Apartmanı'nın enkazından 91 saat sonra kurtarılan 3 yaşındaki Ayda Gezgin'in, ölen annesi Fidan Gezgin'in enkaz altındaki son konuşmaları yürek burktu.
Doğal afetler hiç de ismiyle müsemma olmayan sonuçlar doğuruyor. Adındaki doğallığa inat olağanüstü sonuçlar doğurup duruyor. Yakın geçmişte Elazığ'ımızda daha yakın geçmişimizde ise Egenin incisi İzmir'imizde canımızı yaktı yıktı!
İzmir Seferihisar ilçesi açıklarında 30 Ekim'de meydana gelen 6.6 büyüklüğündeki deprem yüzlerce can aldı. Binlerce insanımız yuvasız kaldı. Düzenler bozuldu, dengeler tepe taklak oldu. Birçoğunun hayalleri ebediyete taşındı gitti.
O şiddetli sarsıntının enkazları arasından sağ kurtarılan her bir can bizlere de yaşam gücü oluyordu. Her birinin sevinci apayrı duygulandırıyor umut oluyordu hepimize.
Hele de Ayda!
Rıza Bey Apartmanı'nda tam 91 saat sonra ay gibi doğdu kararan umutlarımıza. Kanayan yaralarımıza deva oldu Ayda! Rahman, 'ol' dedi, Ayda adeta yeniden doğdu. Binlerce kilogram beton ağırlıklarının altından burnu bile kanamadan geldi Ayda! Günlerce süren açlığa susuzluğa rağmen sapasağlam kavuştu hayata.
Ayda'nın hayata dönüşüne duyduğumuz sevinç ve mutluluk kadar, annesinin hayata veda etmesiyle acıyla yandı yüreklerimiz.
Ayda'nın yaşama tutunmasında asıl kahramanı onun güzel yürekli güzel annesi Fidan Gezgin'di. Bunu yaşam üçgeni arasından çıkan ve annesinin onu hayatta tutmak için sarf ettiği çabadan ve de Ayda'nın söylediklerinden anlayabiliyoruz.
Ayda henüz bilmiyor kanatsız meleği annesinin ötelere uçtuğunu. Çünkü annesi, enkaz altında ve ölümle yaşam arasında bulundukları ortamda ona demiş ki, 'Baban bizi gelip kurtaracak merak etme.'
Ayda kurtuldu ya, kahramanı olan babası geldi kendisini kurtardı ya elbette annesini de kurtarmıştır diye biliyor hala.
Annesi de kurtarıldı ve tedavi görüyor zannediyor o masum tertemiz çocuk yüreğiyle...
İşte bir yanımız bahar bahçe, öbür yanımız hazan, hüzün, hüsran...
Merak etme Ayda! Senin annen kanatsız bir melek… Gördü, bildi, tanıdı tüm insanlık...
Doğal afetler hiç de ismiyle müsemma olmayan sonuçlar doğuruyor. Adındaki doğallığa inat olağanüstü sonuçlar doğurup duruyor. Yakın geçmişte Elazığ'ımızda daha yakın geçmişimizde ise Egenin incisi İzmir'imizde canımızı yaktı yıktı!
İzmir Seferihisar ilçesi açıklarında 30 Ekim'de meydana gelen 6.6 büyüklüğündeki deprem yüzlerce can aldı. Binlerce insanımız yuvasız kaldı. Düzenler bozuldu, dengeler tepe taklak oldu. Birçoğunun hayalleri ebediyete taşındı gitti.
O şiddetli sarsıntının enkazları arasından sağ kurtarılan her bir can bizlere de yaşam gücü oluyordu. Her birinin sevinci apayrı duygulandırıyor umut oluyordu hepimize.
Hele de Ayda!
Rıza Bey Apartmanı'nda tam 91 saat sonra ay gibi doğdu kararan umutlarımıza. Kanayan yaralarımıza deva oldu Ayda! Rahman, 'ol' dedi, Ayda adeta yeniden doğdu. Binlerce kilogram beton ağırlıklarının altından burnu bile kanamadan geldi Ayda! Günlerce süren açlığa susuzluğa rağmen sapasağlam kavuştu hayata.
Ayda'nın hayata dönüşüne duyduğumuz sevinç ve mutluluk kadar, annesinin hayata veda etmesiyle acıyla yandı yüreklerimiz.
Ayda'nın yaşama tutunmasında asıl kahramanı onun güzel yürekli güzel annesi Fidan Gezgin'di. Bunu yaşam üçgeni arasından çıkan ve annesinin onu hayatta tutmak için sarf ettiği çabadan ve de Ayda'nın söylediklerinden anlayabiliyoruz.
Ayda henüz bilmiyor kanatsız meleği annesinin ötelere uçtuğunu. Çünkü annesi, enkaz altında ve ölümle yaşam arasında bulundukları ortamda ona demiş ki, 'Baban bizi gelip kurtaracak merak etme.'
Ayda kurtuldu ya, kahramanı olan babası geldi kendisini kurtardı ya elbette annesini de kurtarmıştır diye biliyor hala.
Annesi de kurtarıldı ve tedavi görüyor zannediyor o masum tertemiz çocuk yüreğiyle...
İşte bir yanımız bahar bahçe, öbür yanımız hazan, hüzün, hüsran...
Merak etme Ayda! Senin annen kanatsız bir melek… Gördü, bildi, tanıdı tüm insanlık...