KADİM DOSTLUK

Abdullah Şekeroğlu'nun, henüz Roma imparatoru 2

TAKİP ET
Abdullah Şekeroğlu'nun, henüz Roma imparatoru 2. Sezar'ın rakibi, maraba Hükmü 'nün büyük oğlu emekli başçavuş Gıllo Ali Diyatör'ün (Gladyatör) öyküsünün seslendirmesini yapmadığı yıllar…

Bundan ötürüdür ki namı, bugünkü Güneyçayır, Kinederiç ve Sivrice sahillerini içine alan dar bir bölgeyle sınırlı…

Annesi Faika Hanım, oğluna kız aramakla geçiriyor günlerini… Abdullah'ın iş durumunun çetrefilli oluşu, aldığı olumsuz cevaplar gün geçtikçe yoruyor ve karamsarlığa düşürüyor kendisini…

Faika Hanım'ın, daha fazla üzülmesine dayanamıyor Abdullah… Devlet kapısında iş aramaya koyuluyor…

Türk Elektrik Kurumu'nun açtığı teknisyenlik sınavına müracaat ediyor.

'Eğer, o kritik soruya doğru cevap vermiş olsaydım, sınavı kazanacaktım ve ülke benim gibi bir komedyenden mahrum kalacaktı.' diyor… O gece -çok pardon- o gün neler yaşadığını başlıyor anlatmaya…

'Klasik sınavdı o dönemler… Soruların altındaki boşluklara cevaplar yazılıyordu. Sabah yazılı sınav oluyor, öğleden sonra saat 3 gibi yazılı sınavı kazananların listesi asılıyordu. 3 ten sonra da mülakat… Onu da geçince saat 5 de iş başı… Böyle de hızlı işliyor bürokrasi… Yazılı sınavın sonucunu merakla beklerken, sınava giren arkadaşlarla çıkan sorular ve cevapları hakkında konuşuyorduk. Her geçen dakika sınavı kazanacağım inancı daha da pekişiyordu. Ta ki o soruya dek…

Soru şuydu; 'Türkiye'de faaliyette olan 3 adet HES (hidroelektrik santral) barajının adını yazınız.' idi. Ben cevap olarak, Keban barajı, Hirfanlı barajı ve Atatürk barajı yazdım deyince, arkadaşlardan biri hemen itiraz etti… 'Olum, Atatürk Barajı'nın temeli yeni atıldı'

İşte o an, başımdan kaynar sular aktı… Medet umarcasına haykırdım…

 

'Saat 3'e yetişmez mı?'

 

*****

Elektrik Kurumu'nun sınavını kazanamayınca Şekeroğlu, o günün şokunu üzerinden hemencecik atıyor ve Karayollarında muvakkat işçi olarak çalışmaya başlıyor. Sanat Mektebi mezunu olması sebebiyle 'İş Makinaları Bölümü' ne veriyorlar… Dünyalar Faika Hanım'ın oluyor… Artık öz güvenle kız görmeye gidiyor. Ne de olsa oğlu, devletin kapısına ayağını atmıştır… soranlara ise sıkılmadan vereceği vardır bir cevabı… Umutludur…

Vakit geçirmeden kalkıp gidiyor kız görmeye…

Soruyorlar kadıncağıza,

- 'Oğlun ne iş göri?'

- 'Operatör'

- 'Dahiliye operatörü mü, Hariciye mi?'

- 'Yoh çağam… Kepçe operatörü'

 

*****

 

Namının ülke sınırlarını aşıp, Kanada'ya kadar yayılması, rol aldığı 'Ateşin Düştüğü Yer' adlı sinema filminin '2012 Montreal Film Festivali' de aldığı ödülledir, Abdullah Şekeroğlu'nun…

Şu an, yapım aşamasındaki 'Kervan' adlı filmin çekimleriyle meşgul sanırım…

Üstleneceği yeni rollerle namı her geçen gün artsa da ülke genelinde… O, Elazığlıların gönlünde 'Düzgün Emmi' ve 'Hafize Ana' tiplemesiyle yer bıraktı öyle de kalacak…

 

Benim ise, hatırıma geldiğinde yahut ismi anıldığında bir mecliste… -keskin zekanın verdiği bir özgüvenle hayatını hoyratça yaşamış, bir insandan öte- yüzümde tebessüm oluşturacak, gönlümde huzur rüzgarları estirecek kırk yıllık kadim bir dost…

 

*****

'Kadim dost kimdir?'

 

Sakdigerı Mustafa cevaplıyor, 'Birbirlerinin her şeyini bilmek, ama hiçbir zaman bildiklerini karşısındakinin zararına olacak şekilde kullanmamaktır.'

Bakmadan Geçme