JOE BİDEN VE TÜRK YANDAŞLARI

Türkiye'de düşünce ve ifade özgürlüğü olmadığını, hele hele medya özgürlüğünün ayaklar altına alındığını iddia edenlere en büyük destek Amerika nın 2. Adamı ! Joe Biden den geldi. PKK yı destekleyenler, FTÖ mensubu gazetecileri Joe Biden'nin Türkiye gezisi programında idi.
Bu alçakça programı yapan Biden özellikle defolu gazeteciler ile görüşerek Terörün hamisi olan bir ülke olduklarını bir kez daha ispatladı. Hendekçilere ve FTÖ mensuplarına destek için gelen Biden nin asıl niyeti otaya çıktı. Biz, Türkler acaba El- Kaide ye destek veren bir bildiri yayınlasaydık, Biden ne yapardı.? Merak konusu.
Dünyada ki, terörün mühendisliğini yapan ABD, Türkiye ziyaretinde hangi kriterlere göre liste çıkararak, birkaç gazeteci ile görüşme sağladı. Görüştüğü gazetecilerin yalnızca ihanet bildirisine imza atanlardan ibaret olmadığını biliyoruz.
Biden'ın görüştüğü, Kadri Gürsel, Ceyda Karan, Aslı Aydın Taşbaş gibi isimleri ABD Büyükelçisi John Bass'ın ayarladığı herkesçe malum. Azıcık beynini malayla kazıtan sözde Türk gazeteciler de Biden'e verdiği bilgilerle ülkelerini satmış, olmuyor mu? Dünyanın baş belası olan ABD ye destek vermiyor mu?  
11 Saldırısını  ABD nin işi olduğunu savunan 70 kadar bilim adamı ABD'nin hışmına uğrarken, aynı ABD neden Türkiye karşıtı gazeteciler ile görüşüyor? yapmak istiyor? Ne harçlar karıştırmak istiyor ilerleyen günlerde göreceğiz.
Zaten Joe Biden'nin her gelişi gidişi sonrası Türkiye büyük olaylara gebe kalır faturası ülkem insanına kesilir.
İki yüzlü Biden'nin pisliklerini önceden tahmin eden Sayın Cumhurbaşkanı  fazla değil 2 Saat 30 Dakika gibi bir zaman ayırdı. Biden PKK yı terör örgütü, PYD yi can kardeş ilan ederek Türkiye den ayrılırken gittiği ülkesinde kar fırtınasına yakalandı. Müslümanların kanı ile beslenen ABD kar fırtınasında binlerce can verdi.
Allah çok büyük Allah…
Zulüm payidar olmaz derler ya,, Irak'ta Suriye'de, Afganistan'da yaktığın canların tükettiği ocakların hesabını Allah kar yağdırarak, Kasırgalar ile soruyor. Ama bilene.
 
 
KİM DİKTATÖR?
Kemahlı İbrahim Hakkı efendiyi mezarından çıkarıp asan CHP, kurultay da değişiklik olsun diye Cumhurbaşkanına 'diktatör bozuntusu' ile seslendi.
Siyasettin çıraklığını yapmadan ustalığına soyunan Kemal Kılıçdaroğlu yeni parti meclisini kimlerle doldurdu, kimlerle hele bir inceleyin.
Kimi zaman HDP' ile paslaşıp, kimi zaman kendi partisinin söylemleriyle çelişen Kılıçdaroğlu,bir türlü rotayı tutturamadan siyaset yapmaya devam ediyor.
 Kasetle gelen ilk genel başkan olarak tarihe geçen Kılıçdaroğlu, apandisti patlayan hasta gibi bağırıyor.
Kılıçdaroğlu, Güneydoğu da yaşanan çatışmalar için somut çözüm sunmadan doğum sancısı çeken anneler gibi bağırıp bir müddet sonra, sesini kesiyor.
Geçtiğimiz gün TRT yi basan CHP nin Milletvekillerinin görüntülerine tanıklık ettik. Eğer Türkiye bir diktatör tarafından yönetiliyorsa, sizin TRT yi basmanıza ne demeli.
Adama, edep yahu, edep yahu demezler mi?
Öyle ya diktatör ülkesinde Devletin Televizyon kanalı basıldığı an insanı kazığa oturturlar. Hani ne oldu? Kim size ne yaptı. Yaptığınız size kar kaldı.
Demek ki, diktatörlüğü değil… TRT 'yi faşizm metotlarıyla basanları konuşmamız gerekiyor.
Ben Erdoğan sevici bir yazar değilim ama, gerçekleri yorgan altına atıp, kendini sütten çıkmış ak kaşık zannedenler karşısında hazımsızlık çekiyorum.
Oldu olacak, camileri meyhaneye çeviren CHP yi de sevmiyorum.  Bazılarının CHP denince Atatürk demesine de çıldırıyorum. Gazi Mustafa Kemal yaşasaydı sanırım CHP ile bütün bağlarını koparırdı. Çünkü Gazi Mustafa Kemal, dürüst ilkeli siyasetten yana idi.
Ya CHP, CHP Deniz Baykal sonrası rotasını kayıp etti. Suriye de ki Diktatör ve HDP ile saf tutar hale geldi.