İttifaklar İhtilaf Getirdi
Cumhur İttifakı ile Millet İttifakına mensup insanlar bugüne kadar farklılıklarına rağmen dostluklarını devam ettiriyorlardı.
Ne zaman ki Kılıçdaroğlu'nun adaylığı Saadet Partisi Genel Merkezinin önünde ve bizzat Temel Karamollaoğlu'nun ağzından açıklandı, ne zaman ki partinin önünde “Türkiye laiktir laik kalacak, Mustafa Kemal'in askerleriz” sloganları atıldı ortalık karıştı.
Bir yandan Ak partililer diğer yandan da Yeniden Refah Partililer Saadetçilere yönelik ithamlarda bulundular. Tabi Saadetçiler de kendi konumlarını ve duruşlarını haklı çıkartacak ve çoğunlukla da merhum Necmettin Erbakan'ın sözlerinden hareketle savunma konumuna geçtiler.
Öncelikle şunu bilmek lazım. Seçimlerde ittifak yapmak, karşı rakibi sahada yenmek isteyen takımın kadrosunu güçlendirmekten ibarettir. Oyuncuların her birinin tek başına bir değeri ve kıymeti olmasa da takım oyunu ve ekip ruhu ile pekâlâ başarı elde edilebilir.
Herkes kendi görüşünde ve ilkelerinde kalarak farklı kesimlerle ortaklık kurabilir. Kaldı ki Ak Parti de son günlerde “Siyasi geleceğime mal olsa bile İmam Hatipleri kapatacağım diyen Mesut Yılmaz'ın Anavatan Partisi ve başörtüsü ile meclise gelen Merve Kavakçı'ya “bu kadına haddini bildirin” diyen Bülent Ecevit'in DSP'si ile ittifak arayışında.
Bu gerçeklerden hareket edilirse kimin kiminle birlik ve güç olup olmadığı değil, birlikte ne yapıp yapamayacakları önemli. Bu açıdan Saadet Partisini suçlamak ve bulunduğu yeri hakir göstermek yerine bir de olaya “saadet neden orada?” gözüyle ve anlayışıyla bakmak lazım.
Siyasi partiler, kendi kararları kendileri verir ve sonuçlarını da düşünerek böylesi adımlar atarken, 40 yıllık dostlukların böylesine bir sebeple bozulması, sosyal medya arkadaşlığından çıkartılması ve ağır hakaretlerde bulunulması her iki taraf için de çok doğru ve insani değil.
Zira her şey siyaset değil. Çünkü artık siyaset, hak-batıl düzleminde yapılan bir alan değil. Kaldı ki hiçbir siyasi liderin böyle bir iddiası da yok. Birileri bulunduğu ittifakla ülkeye daha iyi hizmet edeceğini düşünür, birileri durduğu yerin kendisine daha çok çıkar sağlayacağını düşler, kimileri de gördüğü makam hayalinin peşinde koştuğu için safa katılır. Hepi topu bu.
Herkesin hak ve doğru bildiği kendine olsun ki zaten hiç biri hak değil ama dostluklar günü birlik mevzulara kurban gitmesin.