İNSANLIK ODAKLI BİR DÜNYA
Başak MERAL GÜNDÜZ/Türkiye İsrafı Önleme Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı ve 22. Dönem Milletvekili Prof. Dr. Aziz Akgül tarafından kaleme alınan HEPİTALİZM kitabında, kapitalizmin ve küreselleşmenin yol açtığı sorunlar paylaşılarak, Hepitalizme yönelik bir yön değişikliğine ilişkin hayati ihtiyacın daha iyi anlaşılmasına yardımcı olunmaktadır.
Hepitalizm, mutlu bir toplum öngörür. Bu kitabın amacı da dünyada bütün insanların mutluluğunu sağlayacak şekilde, yeni bir paradigma olarak Hepitalizmi ülke liderlerine, siyasilere, karar vericilere, stratejistlere ve okuyuculara sunarak, değişik bakış açılarından dünyamızı yeniden değerlendirmelerine katkı sağlamaktır.
Kendisini 'HEPİTALİST' olarak tanımlayan Prof. Dr. Aziz Akgül, bir mutluluk, hoşgörü̈ ve merhamet yaklaşımı olan Hepitalizmin tüm dünyada uygulanabilmesini dilerken 'Gösterişin ve kibrin kol gezdiği bir çağda, hayatın sadeliğine ihtiyaç vardır. Özellikle de koronavirüs salgını sonrasında 'kutunun dışında düşünerek', fazlalıklarımızdan arınıp sadeleşerek, farklılığın birlikteliğini sağlayabiliriz,' diyor.
Hepitalizm kitabında Nobel Barış Ödülü sahibi mikrokredinin dünyadaki öncüsü Prof. Dr. Muhammed Yunus'un önsözü de yer almaktadır.
Prof. Dr. Muhammed Yunus; 'Koronavirüsten evlerimizde saklanabiliriz. Ancak kötüleşen küresel sorunlara çözüme üretemezsek, öfkeli doğadan ve öfkeli kitlelerden saklanacak hiçbir yerimiz olmaz.'
PROF.DR.AZİZ AKGÜL'KARAR TAMAMEN BİZİM'
Akgül,'Mutsuzluk, dünyanın her tarafında önemli bir sorun. Bu bakımdan, dünyadaki yönetim sorunlarına gözlüksüz bakabilmek gerekir. Dünya çok kötü idare ediliyor. Dünyada ortalama yaşam süresi 900 aya yükselirken; mutluluğun, adaletin, hakkaniyetin, empatinin, merhametin ve hoşgörünün kurumsallaştırılamadığı görülmektedir.Antidepresan kullanım oranın, 2010-2018 yılları arasında, her 1.000 kişide yaklaşık %40 artış gösterdiği gerçektir.50'den fazla yıl önce, Robert F. Kennedy bir ülke için ilerleme ve büyümenin bir ölçüsü olarak Gayri Safi Milli Hasıla'ya meydan okuyan şu ifadeleri kullandı: 'Gayri Safi Milli Hsıla, çocuklarımızın sağlığını, eğitimlerinin kalitesini veya oyunlarının sevincini hesaba katmıyor. Şiirimizin güzelliğini veya evliliklerimizin gücünü, kamuoyu tartışmalarımızın zeksını veya kamu görevlilerimizin bütünlüğünü ihtiva etmiyor. Ne zekmızı, ne cesaretimizi, ne bilgeliğimizi, ne öğrenmemizi, ne merhametimizi, ne de ülkemize olan bağlılığımızı ölçüyor. Kısacası, hayatı değerli kılan unsurlar dışındaki her şeyi ölçüyor.'dedi.
Akgül,'Sınırsız tüketim ve sosyoekonomik eşitsizlik, doğal kaynakların hızlı tükenmesine ve bozulmasına sebep olmakta. İklim değişikliği, türlerin yok olması, çoklu krizler, artan güvensizlik, istikrarsızlık ve çatışmalar sadece insanların mutluluğunu azaltmamakta, aynı zamanda hayatta kalmamızı da tehdit ediyor. Yüksek işsizlik oranları, faiz ve enflasyon oranları gibi makroekonomik göstergeler, toplumda güvensizlik ve kaygıya yol açmakta, zihinsel ve fiziksel üretkenliği ve ekonomik refahı tehdit etmekte ve bunun sonucunda da psikolojik iyi oluş ve mutluluğu azaltmaktadır'dedi.
Akgül,'Hepitalizm yaklaşımı; bir ülkede toplumsal mutluluğun sağlanması için, toplumun farklılıklarını da dikkate alarak, sadece ne kadar zengin olduğunun değil, ne kadar mutlu olduğunun da değerlendirilmesi üzerine kurulu olup, hayat kalitesini, sadece ekonomik veriler üzerinden değil, mutluluk açısından da değerlendirir. Gelecek nesillere bir yük olarak kapitalizmi ayakta tutmak yerine, Hepitalizmi miras bırakarak, şiddetten ve çatışmalardan uzak, daha mutlu ve daha nazik bir ortamda insanların yaşamalarını sağlayacak yolları araştırmamız gerekir.Dünyada su kıtlığı çeken nüfusun 2025 yılında 3 milyar kişiye çıkacağı beklenirken, dünya mutlu olabilir mi?Dünyada her yıl yaklaşık 4 milyar ton gıda üretiliyor. Dünyada yaklaşık 1 trilyon dolar değerinde yılda 1,3 milyar ton gıda israf edilirken, 840 milyon aç insan yaşamaya çalışıyor. Bu bakımdan, 21. yüzyıl eski kavramlarla anlaşılamaz. Gerçek bir öğrenme, ezberleribozmakla, küreselleşme ve kapitalizmin yanlış ve lüzumsuz bilgiyi zihnimizden boşaltmakla başlar. Bu bakımdan Prof. Dr. Aziz Akgül HEPİTALİZM'i koronavirüs küresel salgını sonrasında yeni bir paradigma olarak önermektedir.'dedi.
HEPİTALİZM VE HEPİTALİST NEDİR?
Prof.Dr.Aziz Akgül'Bir Kızılderili atasözü şöyle der: 'Beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu, son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde anlayacak...' Hepitalizm de insanları maddiyatın ötesinde nelerin mutlu ettiğini anlamalarına yardımcı olacak şekilde yararlı ve tamamlayıcı bir paradigma olarak geliştirilmiştir.Günümüzde etkisini gösteren materyalist düşünce tarzının sonucu olan israfı, haddi aşmayı, açlığı, yoksulluğu, eşitsizliği, savaşı, çatışmaları, ayrımcılığı, küresel salgınları, iklim değişikliğini ve toplumsal cinsiyet önyargılarını aşmanın ve bu büyük zorlukları çözmenin yanında ülkelerde mutluluğun, öznel iyi oluşun, esenliğin, farklılıkların birlikteliğinin, refahın ve özgürlüğün önceliğini insani gelişme ve tüm hayatın odağına yerleştiren, yaşam doyumunu, yerelleşmeyi ve sadeciliği esas alan, gelirden çok mutlulukla ilgili anlayışın en üst seviyeye çıkarılmasına katkı sağlayan yeni bir ekonomik sistem, sosyopolitik felsefe ve küresel kalkınma paradigmasıdır.Hepitalizm paradigması çerçevesinde mutluluğu, özgürlüğü, esenliği, öznel iyi oluşu, dinginliği, sakinliği, farklılığın birlikteliğini, sevgiyi, dostluğu, kanaatkarlığı, çevreciliği, insanlık ve manevi değerlerini, adaleti, eşitliği, hakkaniyeti, aileyi, merhameti, iyiliği, hoşgörüyü ve beden olumlamayı sadecilikle birlikte gerçekleştirmeye çalışan kişiye de 'hepitalist' denir.Hepitalizm felsefesinin uygulanmasında en başta gelen öncelik, her zaman insanların mutluluğu ve refahını sağlamaktır.'diye ifade etti.
Kendisini 'HEPİTALİST' olarak tanımlayan Prof. Dr. Aziz Akgül, bir mutluluk, hoşgörü̈ ve merhamet yaklaşımı olan Hepitalizmin tüm dünyada uygulanabilmesini dilerken 'Gösterişin ve kibrin kol gezdiği bir çağda, hayatın sadeliğine ihtiyaç vardır. Özellikle de koronavirüs salgını sonrasında 'kutunun dışında düşünerek', fazlalıklarımızdan arınıp sadeleşerek, farklılığın birlikteliğini sağlayabiliriz,' diyor.
Hepitalizm kitabında Nobel Barış Ödülü sahibi mikrokredinin dünyadaki öncüsü Prof. Dr. Muhammed Yunus'un önsözü de yer almaktadır.
Prof. Dr. Muhammed Yunus; 'Koronavirüsten evlerimizde saklanabiliriz. Ancak kötüleşen küresel sorunlara çözüme üretemezsek, öfkeli doğadan ve öfkeli kitlelerden saklanacak hiçbir yerimiz olmaz.'
PROF.DR.AZİZ AKGÜL'KARAR TAMAMEN BİZİM'
Akgül,'Mutsuzluk, dünyanın her tarafında önemli bir sorun. Bu bakımdan, dünyadaki yönetim sorunlarına gözlüksüz bakabilmek gerekir. Dünya çok kötü idare ediliyor. Dünyada ortalama yaşam süresi 900 aya yükselirken; mutluluğun, adaletin, hakkaniyetin, empatinin, merhametin ve hoşgörünün kurumsallaştırılamadığı görülmektedir.Antidepresan kullanım oranın, 2010-2018 yılları arasında, her 1.000 kişide yaklaşık %40 artış gösterdiği gerçektir.50'den fazla yıl önce, Robert F. Kennedy bir ülke için ilerleme ve büyümenin bir ölçüsü olarak Gayri Safi Milli Hasıla'ya meydan okuyan şu ifadeleri kullandı: 'Gayri Safi Milli Hsıla, çocuklarımızın sağlığını, eğitimlerinin kalitesini veya oyunlarının sevincini hesaba katmıyor. Şiirimizin güzelliğini veya evliliklerimizin gücünü, kamuoyu tartışmalarımızın zeksını veya kamu görevlilerimizin bütünlüğünü ihtiva etmiyor. Ne zekmızı, ne cesaretimizi, ne bilgeliğimizi, ne öğrenmemizi, ne merhametimizi, ne de ülkemize olan bağlılığımızı ölçüyor. Kısacası, hayatı değerli kılan unsurlar dışındaki her şeyi ölçüyor.'dedi.
Akgül,'Sınırsız tüketim ve sosyoekonomik eşitsizlik, doğal kaynakların hızlı tükenmesine ve bozulmasına sebep olmakta. İklim değişikliği, türlerin yok olması, çoklu krizler, artan güvensizlik, istikrarsızlık ve çatışmalar sadece insanların mutluluğunu azaltmamakta, aynı zamanda hayatta kalmamızı da tehdit ediyor. Yüksek işsizlik oranları, faiz ve enflasyon oranları gibi makroekonomik göstergeler, toplumda güvensizlik ve kaygıya yol açmakta, zihinsel ve fiziksel üretkenliği ve ekonomik refahı tehdit etmekte ve bunun sonucunda da psikolojik iyi oluş ve mutluluğu azaltmaktadır'dedi.
Akgül,'Hepitalizm yaklaşımı; bir ülkede toplumsal mutluluğun sağlanması için, toplumun farklılıklarını da dikkate alarak, sadece ne kadar zengin olduğunun değil, ne kadar mutlu olduğunun da değerlendirilmesi üzerine kurulu olup, hayat kalitesini, sadece ekonomik veriler üzerinden değil, mutluluk açısından da değerlendirir. Gelecek nesillere bir yük olarak kapitalizmi ayakta tutmak yerine, Hepitalizmi miras bırakarak, şiddetten ve çatışmalardan uzak, daha mutlu ve daha nazik bir ortamda insanların yaşamalarını sağlayacak yolları araştırmamız gerekir.Dünyada su kıtlığı çeken nüfusun 2025 yılında 3 milyar kişiye çıkacağı beklenirken, dünya mutlu olabilir mi?Dünyada her yıl yaklaşık 4 milyar ton gıda üretiliyor. Dünyada yaklaşık 1 trilyon dolar değerinde yılda 1,3 milyar ton gıda israf edilirken, 840 milyon aç insan yaşamaya çalışıyor. Bu bakımdan, 21. yüzyıl eski kavramlarla anlaşılamaz. Gerçek bir öğrenme, ezberleribozmakla, küreselleşme ve kapitalizmin yanlış ve lüzumsuz bilgiyi zihnimizden boşaltmakla başlar. Bu bakımdan Prof. Dr. Aziz Akgül HEPİTALİZM'i koronavirüs küresel salgını sonrasında yeni bir paradigma olarak önermektedir.'dedi.
HEPİTALİZM VE HEPİTALİST NEDİR?
Prof.Dr.Aziz Akgül'Bir Kızılderili atasözü şöyle der: 'Beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu, son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde anlayacak...' Hepitalizm de insanları maddiyatın ötesinde nelerin mutlu ettiğini anlamalarına yardımcı olacak şekilde yararlı ve tamamlayıcı bir paradigma olarak geliştirilmiştir.Günümüzde etkisini gösteren materyalist düşünce tarzının sonucu olan israfı, haddi aşmayı, açlığı, yoksulluğu, eşitsizliği, savaşı, çatışmaları, ayrımcılığı, küresel salgınları, iklim değişikliğini ve toplumsal cinsiyet önyargılarını aşmanın ve bu büyük zorlukları çözmenin yanında ülkelerde mutluluğun, öznel iyi oluşun, esenliğin, farklılıkların birlikteliğinin, refahın ve özgürlüğün önceliğini insani gelişme ve tüm hayatın odağına yerleştiren, yaşam doyumunu, yerelleşmeyi ve sadeciliği esas alan, gelirden çok mutlulukla ilgili anlayışın en üst seviyeye çıkarılmasına katkı sağlayan yeni bir ekonomik sistem, sosyopolitik felsefe ve küresel kalkınma paradigmasıdır.Hepitalizm paradigması çerçevesinde mutluluğu, özgürlüğü, esenliği, öznel iyi oluşu, dinginliği, sakinliği, farklılığın birlikteliğini, sevgiyi, dostluğu, kanaatkarlığı, çevreciliği, insanlık ve manevi değerlerini, adaleti, eşitliği, hakkaniyeti, aileyi, merhameti, iyiliği, hoşgörüyü ve beden olumlamayı sadecilikle birlikte gerçekleştirmeye çalışan kişiye de 'hepitalist' denir.Hepitalizm felsefesinin uygulanmasında en başta gelen öncelik, her zaman insanların mutluluğu ve refahını sağlamaktır.'diye ifade etti.