İKİ YORUMLUK DARBE

15 Temmuz 2016 Cuma günü saat 22

TAKİP ET
15 Temmuz 2016 Cuma günü saat 22.00 sularında yüreğimizi ağzımıza, canımızı burnumuza getiren asla ve asla tasvip etmediğimiz dahası şiddetle kınadığımız adına darbe denilen nahoş bir hadise yaşadık.

Bu milletin jetleri, bu milletin helikopterleri bu milletin meclisini bombaladı. Atılan her mermi, atılan her bomba bu milletin yüreğinde patladı.

161 şehit verdik.

Buna rağmen Yüce Allah ülkemizi ve milletimizi korudu diyebiliriz.

Çünkü askerimizle polisimiz karşılıklı olarak silahlı bir çatışmaya girmedi,

Her ihtilalın ülkeyi elli sene geriye götüreceğine inanın milletimiz sağduyulu davrandı. Hiçbir siyasi parti ayrımı yapılmadan insanlarımız güvenlik güçlerimizin yanında yer aldı. Tankların üzerine çıkıp önlerine yattı.

Milletimin bu hareketi çok özel ve güzel bir oluşumdu.

Yıllardan beri bütün kurum ve kuruluşlarımızın içerisine sızan Fetuhlahçı terör örgütü Allah'ın gazabına uğradı.

Hiç kimse bu darbeyi Türk Silahlı kuvvetlerine mal etmesin.

Bu darbe Türk Silahlı kuvvetlerinin cumhuriyete sevdalı Atatürk ilke ve inkılplarına bağlı çok değerli iki komutanının 'Bu oluşum Türk Silahlı Kuvvetlerin istekleri dışında yapılmış bir eylem olup, Türk Silahlı Kuvvetlerinin onayı dışında yapılan çirkin bir darbedir' açıklaması ile cumhurbaşkanımızın vatandaşları meydanlara çağırması milletimizin umutlarını yeşerterek milletimizin sokaklara, meydanlara dökülmesine ve demokrasimizi sahiplenmesine vesile oldu.

O geceyi sabaha kadar televizyon kandigerarının başına geçiren ve ülkemin milletiyle bütünleşmesi için dua eden birisi olarak bu hadiseyi Internet üzerinden yaptığım iki adet yorumumla değerlendirdim.   

 

                                  BİRİNCİ YORUM

 

'Biz yaştaki bir adam Kurtuluş'a gidecek nasıl gideceğini bilmiyor o sırada karşısında bir genç beliriyor yaşlı adam o gence yaklaşarak 'EVLADIM KURTULUŞ'A NEREDEN GİDİLİR?' Deyince o genç…

'DAYICIĞIM SAĞA SOLA HİÇ SAPMADAN, ATATÜRK CADDESİNİ TAKİP ET, O YOL SENİ KURTULUŞA GÖTÜRECEKTİR' Cevabını verir.

Bizde Atatürk caddesini kullanarak kurtuluşa gitmenin yollarını arasaydık ve bu yoldan asla ve asla başka bir yola sapmasaydık emin olunuz bu gün bu karanlık günleri yaşar ve nede bu hdigerere düşerdik.
          Bizim başımıza ne geldiyse ATATÜRK Caddesinden başka yönlere sapmamızdan, sapanlara da 'NE İSTEDİLER DE VERMEDİK' diyecek kadar tavizkr davranmamızdan gelmiştir.

Bülent Arınç'ın 'Hoca efendi on iki senedir ülkesinin dışındadır. Haksız bir şekilde ülkesinden hicret edildi.' Sözlerinin bir bütün olarak anımsamamız ve bu sözleri bugün değerlendirmemiz gerekiyor.

'Gurbet hasrettir. Hasret bedeli çok ağırdır. Biz, gurbette olup, şu vatan topraklarının hasreti içinde olanları artık aramızda görmek istiyoruz. Bu sıla hasreti bitmelidir, bitsin istiyoruz.'' Sözlerini de unutmamak lazım.

İşte bu sözler ve bu sözlere destek verenler, 'Ey muhterem Hoca efendi hasretiniz içimizi yakıyor tez elden ülkenize dönünüz' diyenler ülkeyi adım adım bu günlere taşıyan sebepler olmuştur.

Onun için kurtuluşa giden bu yolu hoca efendilerin değil, şıhların, müritlerin değil, onların dizleri dibinde bağdaş kurup oturanların değil. Atatürk yolundan sapmayan aydın, münevver ve vatansever insanlar açabilir.

Ve bu yol bizi aydınlıklara, güzelliklere, zenginlikleri götürebilir.  

Bu yolda selametle yürüyebilmemiz içinde yol arkadaşlarımızı Atatürk ilke ve inkılplarını benimseyen, cumhuriyete gönül veren aydın, münevver bilim ve ilim adamları ile idareci ve siyasetçilerimizi sağlıklı bir şekilde seçmemizden geçer.

Tek reçete budur.'                                                         

 

                                      İKİNCİ YORUM

  

'Böylesine birlik ve beraberliğimize muhtaç olduğumuz bir günde Meclis başkanımız Atatürk'ün kurduğu o yüce mecliste konuşuyor ve...

Yüce meclisimizin ve cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Atatürk'ün ismini anmamak için  'DUVARLARDA YAZILI OLDUĞU GİBİ EGEMENLİK KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİNDİR' diyor.

Bizde Sayın Meclis Başkanına diyoruz ki!..

'EY MECLİS BAŞKANI DUVARLARDA YAZILI OLDUĞU GİBİ DEĞİL, ULU ÖNDER MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ÜN BUYURDUĞU GİBİ 'EGEMENLİK KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİNDİR'

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk Gençliğe hitabesinde ise 'Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur' diyor.

İşte o asil kan bugün bu ülkeyi bir felaketin eşiğinden çekip almıştır.           

            Başka söze gerek yoktur.

         Yorum sizin takdir sizindir.

         Yüce milletime 'geçmiş olsun' diyorum.  

 

Bakmadan Geçme