İKİ ŞAİR İKİ ŞİİR
Edebiyat ile uğraşanlar bilirler tabir yerindeyse şiir yazmak her babayiğidin harcı değildir
Edebiyat ile uğraşanlar bilirler tabir yerindeyse şiir yazmak her babayiğidin harcı değildir. Şiir yazmak ciddi bir iştir. Temelinde ilham olmakla birlikte şiir yazmak; emek ister, yürek ister, duygu ister, zaman ister, bilgi ve birikim ister. Şiir yazmak, eski şiirin muhtevasını, yeni şiirin imgesini, zamanın serüvenini bilmeyi, felsefeyi, sosyolojiyi, tarihi bilmeyi gerektirir.
Hakkıyla şiir yazan, mısraları dilimizden düşmeyen, zihnimizden silinmeyen birçok şair gelmiş geçmiş dünyadan. Onları yeterince tanımasak da, anmasak da duygu şakulümüzü kısmen onlara borçlu olduğumuzu kabul etmemiz gerekir.
Şairlerin bir kısmı çok iyi bilinmektedirler eyvdigerah. Fakat bazı şairler vardır ki saklı birer cevher gibi bulunmayı beklerler. Bu bekleme esasen onların mütevazılığından kaynaklanmaktadır. Nezaket sahibidirler. Şairiz demekten hicap duyarlar. Ortalıkta şair diye gezenlerin bıraktığı tozun dumanın dağılmasını beklerler. Şair geçinenlerin,bir deniz kıyısında dalgaların kıyılara vurarak çıkardığı seslerden ya da uzaktan gelen gemi sirenlerinin sesinden ya da lacivert dalgalar üstünde uçuşan martıların kanat seslerinden aldığı ilhamı, Onlar; Anadolu insanının yüzündeki her biri ayrı bir acının yıllanmış çizgisinden, Anadolu kadınının münbit göğsünden, nasırlı ellerinden, nurlu yüzlerinden almayı yeğlemişler. Onlar ilhamı, Ayten'in aşkından değil, peygamber aşkından, Kur'an aşkından almayı tercih etmişler.
İşte her birinin üçer dörder şiir kitabı, birçok nesri, araştırma yazısı, makalesi olan Anadolu'ya taşradan haykıran iki şairimiz Necat Çavuş ve Mehmet Özger.
İstanbul'un tadını aldığı halde sırf sıla-yı rahim için Elazığ'da yaşamayı tercih eden Necat Çavuş'u ve mesleğini Anadolu çocuklarının eğitimine adayan Mehmet Özger'i anlatmak esasen bizim harcımız da değil. Biz sadece iki şairimizi çalakalem dile getirmeyi düşündük. Şairlerimizin şiirlerine bakarak onları takdir etmek elbette işin ehli olanların harcıdır. Fazla söze gerek yok aslında bırakalım da her iki şairin de mısraları konuşsun. Necat Çavuş'un Amerika adlı şiirinden yaptığımız aşağıdaki alıntı şairin kaleminin ne kadar kuvvetli olduğunun bir göstergesidir.
…
Devam et amerika
Ölüme koşarken arenada
Ölümü koşturuyorsun meçhul krdigerar adına
Hızlı olabilir misin zamandan
Dünya tacına taht kuran o kurttan
Ne haber Nevada çölündeki karıncadan
Kör müdür topal mıdır
Buğdayı dneyi yakalamış mıdır
Güneşin altında kavrulmuş mudur
Ben ki duyardım sesini bin mil öteden
Dicle kenarında bir keçinin
Eğilirdim hakkına
Ama felek başköşeye koymuş
Ve sürmüş seni kader balkonuna
Mehmet Özger'in aşağıdaki mısraları da şairin oldukça kuvvetli bir söyleyişe sahip olduğunu göstermesi bakımından önemlidir.
…
ufkum aydınlık yanan gemilerle
gemiler ki som akıldır
çığlığı şavkıyor sularda
…
sen olmasaydın hayret vadilerini bilmeyecektim
bilmeyecektim kendimi suda seyredecektim'
Yukarıda da dediğimiz gibi necat Çavuş'un da Mehmet Özger'in de bizim kalemimize ihtiyacı yok. Biz acizane her iki şairin de yeni kuşaklara tanıtılmasına belki küçük bir katkı sağlamaya çalıştık. Her iki şairimize de Allah'tan uzun ömürler temenni ederiz.
Hakkıyla şiir yazan, mısraları dilimizden düşmeyen, zihnimizden silinmeyen birçok şair gelmiş geçmiş dünyadan. Onları yeterince tanımasak da, anmasak da duygu şakulümüzü kısmen onlara borçlu olduğumuzu kabul etmemiz gerekir.
Şairlerin bir kısmı çok iyi bilinmektedirler eyvdigerah. Fakat bazı şairler vardır ki saklı birer cevher gibi bulunmayı beklerler. Bu bekleme esasen onların mütevazılığından kaynaklanmaktadır. Nezaket sahibidirler. Şairiz demekten hicap duyarlar. Ortalıkta şair diye gezenlerin bıraktığı tozun dumanın dağılmasını beklerler. Şair geçinenlerin,bir deniz kıyısında dalgaların kıyılara vurarak çıkardığı seslerden ya da uzaktan gelen gemi sirenlerinin sesinden ya da lacivert dalgalar üstünde uçuşan martıların kanat seslerinden aldığı ilhamı, Onlar; Anadolu insanının yüzündeki her biri ayrı bir acının yıllanmış çizgisinden, Anadolu kadınının münbit göğsünden, nasırlı ellerinden, nurlu yüzlerinden almayı yeğlemişler. Onlar ilhamı, Ayten'in aşkından değil, peygamber aşkından, Kur'an aşkından almayı tercih etmişler.
İşte her birinin üçer dörder şiir kitabı, birçok nesri, araştırma yazısı, makalesi olan Anadolu'ya taşradan haykıran iki şairimiz Necat Çavuş ve Mehmet Özger.
İstanbul'un tadını aldığı halde sırf sıla-yı rahim için Elazığ'da yaşamayı tercih eden Necat Çavuş'u ve mesleğini Anadolu çocuklarının eğitimine adayan Mehmet Özger'i anlatmak esasen bizim harcımız da değil. Biz sadece iki şairimizi çalakalem dile getirmeyi düşündük. Şairlerimizin şiirlerine bakarak onları takdir etmek elbette işin ehli olanların harcıdır. Fazla söze gerek yok aslında bırakalım da her iki şairin de mısraları konuşsun. Necat Çavuş'un Amerika adlı şiirinden yaptığımız aşağıdaki alıntı şairin kaleminin ne kadar kuvvetli olduğunun bir göstergesidir.
…
Devam et amerika
Ölüme koşarken arenada
Ölümü koşturuyorsun meçhul krdigerar adına
Hızlı olabilir misin zamandan
Dünya tacına taht kuran o kurttan
Ne haber Nevada çölündeki karıncadan
Kör müdür topal mıdır
Buğdayı dneyi yakalamış mıdır
Güneşin altında kavrulmuş mudur
Ben ki duyardım sesini bin mil öteden
Dicle kenarında bir keçinin
Eğilirdim hakkına
Ama felek başköşeye koymuş
Ve sürmüş seni kader balkonuna
Mehmet Özger'in aşağıdaki mısraları da şairin oldukça kuvvetli bir söyleyişe sahip olduğunu göstermesi bakımından önemlidir.
…
ufkum aydınlık yanan gemilerle
gemiler ki som akıldır
çığlığı şavkıyor sularda
…
sen olmasaydın hayret vadilerini bilmeyecektim
bilmeyecektim kendimi suda seyredecektim'
Yukarıda da dediğimiz gibi necat Çavuş'un da Mehmet Özger'in de bizim kalemimize ihtiyacı yok. Biz acizane her iki şairin de yeni kuşaklara tanıtılmasına belki küçük bir katkı sağlamaya çalıştık. Her iki şairimize de Allah'tan uzun ömürler temenni ederiz.